Masayı son birkez kontrol ettim. İyi ve büyük bir masa olmuştu. Elimi meyve suyunu alarak Pattie'ni, Justin'in ve çocukların bardağına doldurdum. Meyve suyularını paylaştırdıktan sonra kapağını kapatıp masanın en koşesine koydum. Ben hala arkam salona dönük masayı süzerken Pattie'nin sesini duydum.
" Amber, bir dakika gelir misin lütfen? " cümlesindeki emir çok açık olduğundan zaman kaybetmeyerek yanına gittim.
" Justin'in dün gece nerede olduğunu biliyor musun? Eve çok geldi ve ıslaktı. "
Dün gece olanları hatırladım; Justin'in gece yarısı evimi basıp, kör kütük sarhoşluğu, bana sarkışı, onu ayıltmak için yarı çıplak bir şekilde yıkamak zorunda kalmam, Robert kavgamız ve ayılıp gitmesini.
Bunların hepsini Pattie'ye anlatırsam anasını sike...ebesini sikerdi.
" Hayır efendim bilmiyorum. "
" Peki, teşekkür ederim tatlım. " diyerek, biz konuşurken masaya oturan Justin ve çocuklar gibi masaya oda oturdu.
Bende diğer ev çalışanlarının kahvaltısını yaptığı mutfaktaki masaya oturarak bir şeyler atıştırmayı planladım. Mutfağa doğru ilereleyerek masaya geçtim.
Herkes oturmuş işi yüzünden hızlıca kahvaltısını ediyordu.
" Günaydın. " diyerek bende oturdum ve bıçağımı alıp balın üzerinde gezdirdim. Gelir gelmez elime verdikleri kahvaltılıkları Pattie ve diğerleri için hazırlamaya başladığım için kimseye 'Günaydın' diyememiştim.
Bu gün cumartesiydi, işe sabahtan gelmiştim. Okul günleri Pattie'nin anlayışı ile öyleden sonra geliyordum. Onun dışında Cumartesi ve Pazar günleri tam gün çalışıyordum. Tek kötü yanı Pattie arada sırada izin verdiğinde tatil yapabilmemdi.
Mesela Pattie dün Cuma günü bana izin vermişti ama adı Banny veya Bannet, adı her neyse işte o ve Justin sayesinde içine edilmişti.
Ballı bıçağımı ekmeğime yaydım ve yaydığım gibi ağzıma attım. Ballı ekmeği yedikten sonra bal çok tatlı olduğu için sürahiye uzanıp bardağa suyu doldurdum. Bardaktaki suyu bekletmeden ağzıma götürdüm.
Evde annemin zorla ağzıma tıkıştırdığı börek ile zaten karnım doyduğu için son olarak küçük bir parça ekmeğe domates sıkıştırıp onuda ağzıma attım. Daha sonra masadaki çalışanları izlemeye başladım. Hepsi işlerinin başına geçmek için hızlıca yutkunup yeni bir şey yiyorlardı.
" Ellerinize sağlık." diyerek masadan kalktım.
Aşçımız Saul kafası ile onaylayıp oda son lokmalarını atmaya başladı. Bende daha fazla durmayıp mutfaktan çıktım. Salonda ilerlerken hala Pattie ve diğerleri hazırladığım kahvaltıyı yaptığını gördüm.
Justin'e baktığımda, lokmasını büyük bir oburlukla yediğini gördüm. Başımı çevirip salonun sonuna yani merdivenlerin olduğu bölüme ilerledim. Çocukların ve Justin'in odasını toplamam lazımdı.
Çocukların odasından başlamak en iyi fikir olarak geçirdim içimden ve üst kattan ikinci odaya girdim. Birinci oda Justin'indi.
Çocukların odasına vardığımda, ilk olarak küçük kitaplıktan başladım. Hepsi ince, beş dakikada bitecek seviyedeydi. En uzun kitap yirmi beş sayfalıktı. Eni küçük, boyu ise onun ki katı şeklinde olarak üç rafı bulunan bir kitaplıktı. Yere attıkları beş, on kitabı elime alarak koymaya başladım.
Son iki kitap kalmıştı elimde. Birisi on yedi sayfayken diyeri, onların yaşına göre baya kalın olarak iki yüz yedi sayfaydı. Bu kitap büyük ihtimal Justin'den karışmış bir kitaptı. Onu ayırarak son kitabı da, kitaplığın bir rafına yerleştirdim. Elimdeki kitabı, kitaplığın üstüne koyarak, çıkarken almak için beynime herhangi bir yerine yazarak Jaxon'ın yatağını toplamak için, yataklara doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Temizlikçi
Novela JuvenilAile durumu iyi olmayan bir genç kız, sapık bir patron. Sapık patronu ile, eğlenceli bir arkadaşlık kurmaya çalışırken, bu arkadaşlık her iki taraf için hoşlanmaya dönünce her şey gerçekten değişir. ' Patronum arkadaşım ' ilişkileri yavaş yavaş iler...