"Benim bir eşim var"

343 53 19
                                    

Seokjin'den devam:

Hızla dolabının alt çekmecesinden çıkardığı beyaz çarşafı zavallı omeganın gözlerini kapattıktan sonra üzerine örttü. Bilinmezliğin korkusu feryadını Seokjin'in gözlerinden çağlarken, o sadece yaptıklarının eserine bakıyordu. Yatağına aldığı her insan, sonunda canını almak zorunda kalacağı kuduz bir canavara dönüşüyordu. Gözlerini hışımla şifonyerin üstünde duran siyah güle çevirdi. Gülü tozlarına ayırıp yok etmek için elinden geleni ardına koymamıştı, ancak o inatla hayata tutunuyordu. Seokjin'in lanetin nasıl bu kadar güçlü olabileceğini aklı almıyordu. Şimdiden bu Seokjin'in beşinci kurbanıydı. Lanet ancak üç yıl içinde gerçek aşkı bulursa kalkacak, aksi halde sonuna kadar yakasını bırakmayacaktı. Acıyla gülümsedi, aşk onun için hiçbir zaman bir seçenek olmamıştı, olmayacaktı da.

***

"Pekala, bu işe yaramak zorunda." Kırmızı saçlı adam gözlerini sıkıca kapattı ve bir alfadan kesilmiş dişleri ensesine kenetledi. Dişleri çıkarmadan önce yirmiden önce geriye, sonra ileriye doğru saydı.Aynada geriye kalan ize baktıktan sonra memnun bir şekilde kafasını salladı. İçinde bir alfanın kokusunu andıran küçük şişedeki esansı almak için çantasına yöneldi. Üzerine biraz sıktıktan sonra aynada kendine baktı.
"Bunu yapabilirsin TaeTae, bu iş senindir." Derin bir nefes aldı ve malikânenin geçit kapılarına doğru yürüdü. Valelerinden biri kırmızı Lexus RC'ye kadar onunla eşlik etti ve binmesi için ona yardım etti. Beyaz gömleğini çekiştirirken ellerini saçlarından geçirirken bir gülümsemeyle ona teşekkür etti.

İhtişamlı büyük kapıya çekingen adımlarlala yaklaşırken bir anlığına nefesinin kesildiğini hissetti.

Gözlerini önündekinden hala alamazken sadece kendinin duyacağı bir fısıltıyla konuştu, "İnanılmaz, burada mı yaşıyor?"

Genç adamı anın büyüsünden çekip çıkaran ise saçlarının bembeyaz telleri özenle geriye doğru taranmış, gür bıyıkları ve tecrübeli bir terzinin ellerinden çıkmış ütülü takım elbisesiyle arkadasından ona yaklaşan adamın yumuşak sesi olmuştu. "Adınızı öğrenebilir miyim efendim?"

Genç adam hızla arkasına dönüp heyecanla kekeledi, "Evet, b-ben Kim Taehyung."

Yaşlı olan elindeki otel resepsiyonlarındakini andıran süslü kağıda gözlerini indirip başını onaylarcasına salladı. Onayıyla çelik kapı yavaşça açılırken modern siyah bir limuzin onlara doğru yaklaştı. Yaşlı adam arka kapıyı Taehyung için genişçe araladı.

"Bu taraftan lütfen, Taehyung-ssi."

Mahçup bir edayla teşekkür ettikten sonra limuzinin içine biner binmez şoför uzun yola doğru arabayı hareket ettirdi.
Sırtını rahat koltukta geriye doğru yaslarken bir yandan da arabanın kalın camından yoldaki bereketli ağaçların dallarındaki meyve ve çiçekleri izlemeye koyuldu. Geniş yolda mülkiyetle ilgilenen birçok bahçeciler vardı. Huşu içinde çalılardan yapılmış biçimli heykellere bakarken en çok fil şeklinde olanı sevdiğine karar kıldı. Bu güzelliklerle dolu yolun onu heyecandan ağlatmaması için kendini yerinde zor tutuyordu.

Limuzin, hilal şeklinde bir yola girince, ilk geldiğinde Taehyung'a yardımcı olan adam arabadan hızla inerek genç olanın kapısını açtı.Yaşlı adam, Taehyung'u beyaz mermerden yapılmış zarif merdivenlerin sonunu iki vitray kapının süslediği malikânenin girişine yönlendirdi.

"Bu taraftan Taehyung-ssi."

Taehyung'un burnuna dolan bergamot ve tütün kokusunun zengin harmonisi onu sarhoş ederken odadaki antika dekorasyonların hepsini birden sindirmeye çalışmak onu zorluyordu. Bir şey kesindi; bu malikânenin bakımı çok iyi yapılıyordu.

Beauty Within | TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin