Hyunjin yeni boyattığını sarı saçlarını geriye taradı ve arka cebinden çıkardığı telefonu ile Jeongin'e geldiğine dair bir mesaj attı. Yaklaşık beş dakikanın ardından arabasına yaslanan Hyunjin'in bakışları apartmandan çıkıp tüm şirin görüntüsü ile ona doğru gelen çocuğa kaymıştı. Kırmızı saçları dalgalıydı, üzerinde gri kendinden kat ve kat büyük hoodie'si ve siyah pantolonu vardı.
Hyunjin'in kalbi hızlandı. Bu şirin görüntüye dayanamıyordu. Ona sarılmak asla bırakmak istemiyordu. Hyunjin gözlerini minik çocuktan alamamıştı. Bunu fark eden Jeongin'in yanakları kıpkırmızı olmuştu.
"Yeni saçların yakışmış."
Jeongin Hyunjin'in bir cevap vermesine izin vermeden devam etti.
"Nereye gidiyoruz?"
Jeongin Hyunjin'in yanına vardığında kendi gibi şirin dudaklarını aralanmış ve beklenti ile ona bakmıştı.
"Bir yere."
Jeongin göz devirirken Hyunjin gülümsemiş ve ona başı ile ön koltuğu gösterip binmesini işaret etmişti. Kendisi de şoför koltuğuna oturduğunda arabayı çalıştırmıştı.
Jeongin yine gergindi, olmuyordu işte ondan kaçamıyordu. Dönüp dolaşıp kendini yine onda buluyordu. Jeongin parmaklarını kucağına koydu ve bakışlarını dışarı çevirdi.
Araba on dakikalık bir yolculuğun ardından sahilin kenarında durduğunda Hyunjin ve Jeongin inmişti.
"Neden buraya geldik?"
Hyunjin cevap vermedi, onun yerine Jeongin'in elini avuç içene almış ve onu çekiştirerek sahile götürmüştü.
Jeongin'in yanakları yeniden saç rengini alırken, Hyunjin gülümsemişti.
Denizin tam karşısında durduğunda Hyunjin, Jeongin'i önüne aldı ve diğer elini de tuttu. Şimdi iki elini sıkıca tutuyordu, Jeongin'in gözleri kocaman olmuştu. Kalbi ağzında değil her yerinde atıyordu.
Gün batımının en güzel saattindeydiler.
"Jeongin~"
Jeongin ne olacağını biliyordu, Hyunjin'in ne söyleyeceğini. Ama kendisinin ona ne söyleyeceğini bilmiyordu. Jeongin duygularından emin değildi.
Gözlerini kapattı Jeongin.
Hyunjin durdu.
Jeongin'in korktuğunu anlamıştı, göz kapakları titriyordu sanki. Hyunjin duraksadı.
Söylemek istediği şey çıkamadı dudaklarından. Küçüğü korkuyordu çünkü ve onun için beklerdi Hyunjin.
Hyunjin bir adım atıp Jeongin'e yaklaştı.
Jeongin'in titreyen göz kapaklarına dudaklarını bastırdı. Hala gözleri kapalı olan Jeongin'in elleri arasındaki parmaklarını okşadı. Ve son kez ona baktı, bir adım geri atıp durdu.
"Korkma Jeongin, hazır olduğunda tekrar burada olacağım."
Hyunjin ellerini çekerken, bir damla göz yaşı çoktan yerdeki kum ile buluşmuştu.
+
wtf dedim ben de yazdıktan sonra
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yes, captain!
Short Storyyang jeongin ve hwang hyunjin, basketbol takım kaptanlığı için aday olur.