Göl

Giriş

Sizi Nora ve Ron ile tanıştırmak isterim. Nora ve Ron birbilerini seven iki genç, fakat bu hislerini birbirlerine şuana kadar çok net ifade edecek fırsatları olmadı. Nora ve Ron alp dağlarının eteğinde bir göl kıyısında yaşamaktalar. Bulunduğumuz zaman dilimi 19. yüzyıl gibi düşüne biliriz, farklı ailelerin bir biri ile görüşmesi pek olağan bir şey değil bu konuyu ilerleyen bölümlerde anlatacağım. Ron ve Nora bir sene kadardır bir birlerinden hoşlanan fakat bir türlü bir araya gelip birbirlerine hislerini anlatamayan iki genç. 

Ne kadar bir birlerine hislerini anlatamasalar da uzaktan uzağa bir aşk yaşamaktadırlar. Nora çok naif ve sessiz bir kızdı. Bu sessizliği o kadar derindi ki gün içerisinde çok az konuşur ve uzaklara doğru dalardı. Aslında Ronda Noranın ruh eşi diyebiliriz. O da genelde az konuşur olan bitenleri sesiz bir şekilde dinler ve kafasında hep başka şeyler olurdu.

Noranın uzaklara dalmasının sebebini ailesi farklı yorumluyordu. Noranın çocukken yaşadığı olay onu derinden sarsmış ve onu daha içine kapanık bir kişi haline getirdiğini düşünüyorlardı. Fakat herkesin göz ardı ettiği bir konu vardı. Nora artık genç ve güzel bir kızdı, hisleri olgunlaşmış ve duyguları ona yön verir olmuştu. 

Ron'da artık büyümüş ailesi tarafından sorumluluklar yüklenen bir delikanlı olmuştu. Ron her sabah kalkar vazifesi olan işleri yapar bu arada da ortadan kısa süreler kaybolurdu. Ron'un bu durumu anne ve babasının dikkatini çekmiş fakat onun artık genç bir erkek olması etraftaki genç kızlar ile ilgilendiği intibasını yaratmıştı, bu durum her erkeğin başına gelebilecek bir durumdu.

Oysa durum biraz daha farklıydı diyebilirdik. Son zamanlarda tuhaf bazı olaylar tekerrür etmiş bunun sonucunda Ronda bazı olaylara kazara şahit olmuştu. Ron her ne kadar çocukluğu atlatmış olsa da gördüğü bazı olaylarlar onun yaşını aşan türdeydi.

Ron aslında çok cesur bir erkek ti fakat gördüğü şeylerde cesaretten öte bazı durumlar olmalıydı. Ronun gördüğü şeyler uzun zaman önceleri noranın kıl payı kurtulduğu bir durumdu. Bu durum ronu endişelendirmişti çünkü tekrar Nora'nın böyle bir şey yaşamasını kesinlikle istemiyordu. 

Bu durumdan çok fazla bahsedemiyordu da aslında. Gördüğü şeyler çok manasız ama ürtkütücü olaylardı ve birde olmaması gereken yerlerde gördüğü şeylerdi. Bu durum onun elini kolunu bağlıyordu. Tabi birde işin ucunda nora vardı. En çok korktuğu şey ya Nora'nın ailesi bu durumdan etkilenir ve norayı başka bir kasabaya yollamaları ihtimaliydi. Çünkü bu daha öncede olmuş ve nora uzun zaman başka bir kasabada yaşamıştı.

Ron sabahları erkenden kalkar gölün yanındaki evlerinden çıkar babasının balığa çıkmak için kullanacağı salı hazırlamak için hemen işe koyulurdu. Onun hersabah erkeden kalması ve babasına yardımcı olmasını ailesini sevindirir ve onun sorumluluk sahibi bir genç olması onları gururlandırırdı. Ron babasının salını hazırladıktan sonrada boş durmazdı, ağaçlık olan arazilerine doğru kuzenleri ile birlikte gider ve çamlıklardan yakacak odun toplarlardı. Getirdiği odunları istifledikten sonra kısa bir süre ortadan kaybolan ron bir saat kadar sonra eve gelir yemeğini yerdi.