O anda ağlarken yanına birinin geldiğine kanaat getirip kafasını sağa doğru çevirdi. Karşısında bir adet Kai durması onu sevindirmişti. Hala gözlerinden akan gözyaşlarını silerken o da hafiften sırtını sıvazlıyordu. Çok iyi bir arkadaş olduklarını çok iyi biliyordu. Şimdiye kadar hiç birbirlerine bir kötülükleri olmamıştı.
"Gel bir şeyler içelim. İçecekler benden."
Göz kırptığında gülmesine karşı gelememişti. Ona "tamam" anlamındaki bakışlarını gönderince ikisi birlikte ayağa kalktılar. Üstündeki doktor üniformasının üstündeki kanlar onun ameliyattan çıktığını çok belli ediyordu. Hem yüzünü buruşturdu ve yine gözlerinin dolmasına izin verdi.
"Ah hadi ama seni sakinleştirmeye çalıştıkça sen ağlıyorsun."
"Üzgünüm ama o artık yok."
Daha fazla kendine hakim olamadı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Fakat birinin onu kendine çekip pafasını göğüsüne yasladığında kafasını çevirdi ve bu kişinin kim olduğuna baktı. Kai olduğunu dördüğünde gülümsedi ve ona sımsıkı sarıldı.
Bir süre sonra Jennie üstünü değiştirmek için odasına doğru yönelmişti. Odanın önüne geldiklerinde Jennie ona durması için işaret yaptı ve içeri girdi. Üstüne giyebilecek en uygun kıyafeti aldı ve üstüne denedi. Fazla güzel olmadığını düşünmüştü fakat başka kendine yakıştırdığı kıyafet yoktu. Dalgalı saçlarını yukarıdan bir at kuyruğu yaptı ve solmuş makyajını tazeledi.Dışarıda onu bekleyen Kai'nin yanına gitti ve birlikte kantine doğru gittiler. Sanki kendileri için ayırtılan ikili masaya doğru ilerlediler. Oğlan cömertliğini göstermek üzeresandalyeyi çekti ve kız oturduğunda sandalyeyi hafifçe itti.
"Ne içmek istersin?" sorusuna karşılık kız;
"Bir kahve fena olmazdı." diyerek yanıtladı.
O anda masalarına gelen garson Ne istediklerini sorduklarında "iki tane kahve alalım." diye yanıtlandı. Garson gittikten sonra uzun bir sessizlik olmuştu. Oğlan uzun bir süre sonra kızı incelemeyi bırakmamış ve gözlerini hafif açıkta göğüslerine dikmişti. O kadar derin bakıyordu ki ağızının açık olduğunun bile farkında değildi. Jennie ise bundan rahatsız olmuş olacak ki lavaboya gideceğini söyleyerek oradan uzaklaştı. Az uzakta üstteki "WC" yazısını görüp sağa döndü. Uzun bir koridorun ardından bayan lavabosuna girdi. Muslukların yanındaki zemine telefonunu kılıfı alta gelecek bir şekilde koyup kıyafetinin önünü hafif geriye atarak göğüsünü kapatmaya çalışmıştı. Fakat bir değişim olmayınca daha önceden kazağının kenarına iğnelediği toplu iğneyi aldı ve kirli bir görüntüye sebep olmadan işini halletti ve telefonunu da alıp lavabodan çıktı. Masaya ilerlediğinde kahvelerin çoktan gelmiş olduğunu gördü.
Sıcak gülümsemesine karşılık o da gülümsemişti. Kahveleri bittiğinde ise biraz sohbet ettiler. Fakat bu sohbeti bozan telefonun mesaj sesi idi. Jennie "bana bir dakika ver" anlamında işaret parmağını Kai'ye doğru uzattı.Anonim: Kardeşinin öldüğüne
ne üzüldüm bilemezsin(!)
Jennie: Kimsin sen?Anonim: Beni bul Jennie.
Jennie: Sana son kez
soruyorum. Kimsin?Anonim: Peki. O zaman
ben seni bulurum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You are my prey • YOONNİE +18
Science FictionBu hikaye 2035 ve 2050 yılları arasında geçmektedir. Yoongi küçüklükten beri değişik bir çocuktu. Zaman zaman başkalarına zarar verirdi. Zamanla başkalarına acı çektirtmek hoşuna gitmeye başladı. Artık onun içinde sadece saf kötülük bulunmaktaydı. A...