#2#

742 85 77
                                    

Evet Selamlar Bu Bölümü 22.08.2019 Tarihinde Yazıyorum Yani Şimdi Başladım, Yine Bir Kaç Günde Yazacağım Bu Bölümü Hem Bugün Kuzenime Gideceğim Onda Kalacağım Bir Kaç Gün Ve Laptop'u Götüremem Götürsem Bile Vaktim Olmaz Maalesef. Neyse Umarım Başarılı Bir Bölüm Yazarım Ve Sapıtmam :D Hiç Olmayacak Şeyler Yazabiliyorum Bazen, Mazur Görün Artıık :D Birde Unutmadan Söyleyeyim Hemen Pata Küte Johnlock Yazmak İstemiyorum Yazmasını Başarabilirsem Mystrade Yazmak İstiyorum Böyle Ağırdan Ağırdan Falan Olur İkisi de Çünkü Neden Olmasın? :D Neysemm Hadi Okuyuverin :D


Olayların üzerinden 2 koca hafta geçmişti Sherlock kendinde güç bulduğu gibi davalarına dönmüştü, John pek desteklemese de Sherlock'un ısrarlarına dayanamamıştı. Ona göre daha istirahat etmesi gerekiyordu haklıydı ama yaramaz Sherlock tabii ki onu dinlememişti. John artık paronayaklaşmıştı, endişeleniyordu her sabah gözünü açtığında soluğu Sherlock'un odasında alıyordu. Korkuyordu. Ona bir şey olmasından, onu tekrar kaçırmalarından, başına gelebilecek her şeyden korkuyordu John. Yine bir sabah, rutini haline gelen şeyi yaptı Sherlock'u yoklamak.

Gözlerini yeni bir sabaha açmıştı, yeninde doğruldu gerilip sıcak yatağından çıktı. Camının önüne gelip perdeyi açtı kar yağıyordu, sık sık ince ince. Çok güzel görünüyordu dışarısı, Londra beyazlarla kaplanmıştı, dışarıda kar içinde yürüyen insanlar ve mutluluk çığlıklarıyla karda oynayan çocukları seyretti bir süre. Ardından gözlerini ovuşturup perdeyi geri çekip Sherlock'un odasının önüne geldi yavaşça kapıyı açtı, içini endişe bürüdü. Sherlock orada değildi. Hızla salona koştu kapının önünde durdu ve derince ve rahatlamış bir şekilde 'oh' çekti. Sherlock camın önünde aşağıyı seyrediyordu, "Noldu?" "Yok bir şey" derken rahat koltuğuna kendini attı John. Yavaşça John'a dönerken kendini bilmiş bir tavırla "Göremeyince korktun değil mi?" "Hayır korkmadım" 'yapma ama' dercesine bir bakış attı John'un bu söylediğine Sherlock. "Peki, peki *derin bir nefes aldı* belki birazcık korkmuş olabilirim." diyip, yerinde kendini slime gibi yaydı. Öyle boş boş 15 saniye gibi bir süre bakıştılar, gözlerini kaçıran John oldu. Sherlock 'ben her şeyi bilirim moduna girmişçene bakıyordu'  o da  gözlerini Johndan ayırmadan, nazikçe koltuğuna oturdu.

"Eee? Yeni dava varmı?" "Senin bloguna gelenleri ve biraz gazeteleri karıştırdım, sonuç olarak kayda değer bir şey yoktu. Hepsi sıkıcı ve sıradan" diyip gözlerini devirdi. "Peki ya o, geçen ki olay?" Sherlock elini koltuğunun kol koyma yerine yavaşca ve ritimli beş kez vurarak konuştu. "Ah, John! Ah! Sende çok basit düşünüyorsun. Birazcık düşün, mantık kurmaya çalış. Yani benim kadar hızlı ve deneyimli olmasan da bir denemelisin. Merak etme ücretli değil.." dedi sonunu alaya alarak. John'un gücüne gitmişti ama alışmıştı artık bu yüzden derincene bir nefes aldı ve yavaşca bıraktı."Peki, peki peki. O zaman Bay Çok Bilir lütfen açıklayın."

SHERLOCK VE JOHN O GÜNÜ HAFIZALARINDA TEKRARDAN CANLANDIRDILAR.

Lestrade gelip davayı anlatmadan Sherlock'un alması için yalvarıyordu yanında da pof poflayıp ego yaptırtıp aldırmak istiyordu ama Sherlock ne yapmak istediğini zaten biliyordu Greg'in. Ama zaten ego yapmak için yer arıyordu ve kanmış gibi yapıp davayı almıştı. Lestrade geldikten 2 saat sonra John ile kadının evine sorguya gitmişlerdi. Olayın olduğu evdi. Yan kapıya geldiler, John zili çaldı bir kaç saniye sonra kapı açıldı ve Bayan Erttie onları karşılayıp içeriye buyur etti. Lestrade ve bir kaç tane memur da oradaydı. Bizimkiler hemen koltuklara yerleştiler, Bayan Erttie çay ikramında bulundu herkese, sıra John'a geldiğinde, Sherlock John'u ittirip kendi aldı ve tatlıca gülümsedi (Hani Sherlock'un  Kahve Yaptığı Bölümde  Gülümsemesi Vardı ya O dkdnskxnskxk)   John ona kötü bir bakış atınca Sherlock kalçası ve baldırıyla John'a biraz sertcene vurdu sonra hiç bir şey olmamış gibi arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne atıp çayından bir yudum alıp saniyelik gülümsedi.
Lestrade konuşmak için numaradan öksürdü. "Evet Bayan Erttie, biliyoruz ki siz burda yaşamıyorsunuz günlük hayatınızda. Peki neden buraya geldiniz? Ve buraya ne zaman geldiniz? Eşinizin öldüğü-" Sherlock Lestrade'ın sözünü kesip, "Asıl soru, kocanızın kayıp olduğu gün neden  geldiniz? O evde değilken mi geldiniz? Ama tüm gece kocanız eve geldikten sonra çıkmamış? Ve Evet siz ne amaçla geldiniz? Lestrade nerden biliyorsun öldüğünü? Şu an ortalıkta yok, bana verilen bilgide de cinayet falan da yok ?!?" Lestrade yan yan sinirlice ama mahçup bir şekilde Sherlock'a bakıyordu.  *kadın ağlıyordu - manyak sen öldürdün zaten, salak umarım iyi rol yaparsın dicem de seni de ben yarattım hay ben böyle işinnn llcöspdlepdöwpdwşf- * John acımışça kadına bakıyordu, Sherlock ise tam tersi boş değil kafası dolu fakat gözleri boşca kadına bakıyor vede  sıkılıyordu. "Ş-şimdi ben hanginize (iç çekti) cevap vereyim? Lestrade ve Sherlock aynı anda "BANA!"diye kadının oturduğu yere doğru kalkmadan eğilerek bağırdılar, birbirleriyle göz göze geldiler çok kötü bakışıyorlardı. İkisi de hala eğikti, John tereddütle Sherlock'un koluna dokundu, Sherlock ani bir dönüş yaparak ilk koluna sonra John'a baktı John 'Takma, boşver, çok şapma' dercesine başını eğip yavru köpek gibi  baktı. Sherlock kendi okyanus mavisi ile insana rahatlık veren çimen yeşili karışımı gözlerini John'un gözlerine kilitledi. John kapana kısılmış gibi gözlerini alamıyordu sadece bakıyordu, sadece bakıyordu..
Lestrade en güzel anların katili olarak yine sahte bir öksürükle ikisini dünyaya geri getirdi. Sherlock hiç bir şey olmamış gibi arkasına yaslandı kafasını arkaya attı ve saçlarını karştırıp bir iki saniye tavana baktı, yerinde doğrulup, ellerini ve parmaklarını birleştirdi ardından konuşmaya başladı "Bayan Erttie, sorumu cevaplayın." "Ko-Kocamın yok olduğu gün *içini çeker* geldim evet çünkü aramak istedim, yoktu en sonunda buranın civarlarındayken evimizin anahtarının üzerimde olduğunu hatırladım ve burda kaldım." "Kocanız hiç dışarı çıkmamış?" "Evet, bende yukarda odamda makyajımı çıkartıyordum aşağıya indiğimde yoktu." "Aşağı indiğinizde kocanız orda yokken mi kayıp olduğunu düşündünüz? Nasıl bu konuya yani kayıp olduğu sonucuna ulaştınız?" diye John araya karıştı, Sherlock John'a *öğreniyorsun bakışı* atıp gururla baktı. "Aradım taradım, telefon-telefon ettim cevaplamadı o her zaman telefonunu açardı her an. B-bir yere gitme olasılığı da yok izinliydi." "Bu kadar yeterli." dedi mırıldanarak Sherlock. Sherlock ayaklanınca John da ona uyup hemen kalktı Lestrade "Durun! Ça-çayım bitmediii! *çayı hemen kafasına diker, John ve Sherlock yavaş adımlarla Greg'i takmadan yürüyorlardı daha hala aynı ortamdalardı.* Hay lanet! Donatım da bitmedi!! *Donatı ikiye bölüm ağzına sıkıştırıp yer*" Ağzında ki lokmayı, bitiren Greg Sherlock ve John'un gidişini izlerken oturduğu yerden kalkıp Bayan Erttie'nin yanına gelince durdu "Biz size en kısa zaman da tekrar uğrayacağız, İyi günler." Bayan Erttie kafasını olumlu anlamda sallamakla yetindi.

The Kiss Of Johnlock | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin