Merhabalaaaar ben geldim şu işleri biraz hızlandırsam diyorum ama şimdi aklıma geldi finale yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Bundan sonra daha doğrusu bu kitap bittikten sonra başka bir johnlock kitabı paylaşacağım, kurgu olacak o da 😄🤫
Neyse final gelince falan konuşuruz bunları görüşürüz ballar ✨Ayy aklıma bir şey geldi neyse okuyuuuuuun hadi :))
Evlilik teklifinin üzerinden iki hafta geçmişti, John ve Sherlock genelde Sherlock'un odasında kalıyorlardı, resmi olarak evlendikleri zaman odaları tam manasıyla birleştireceklerdi.
Bayan Hudson'un odaya paldır küldür odaya girmesiyle uyandılar ve aynı anda "Bayan Hudson!!!" diye bağırdılar. "Ne be?! Müşteri gelsin siz hala fosur da fosur uyuyun. Sizi idare etcem diye kekim yandı!" dedi ve kapıyı çarpıp kendi katına indi. John mahmur gözlerini ovuşturup Sherlock'a baktı. Sherlock dolabından kıyafetlerini çıkardı, John da kendi odasına gidip üzerini değişti, John hemen üzerine klasik giydiklerini giyip salona gittiğinde Sherlock'un yeni koltuğuna yerleştiğini gördü ve hemen o da kendi koltuğuna geçip oturdu.
Genç bayan ıslak gözlerle ikisine baktı. Sherlock anlatması için elini salladı. Ardından genç bayan konuşmaya başladı "Merhaba Bay Holmes ve Bay Watson, ben Hillary Taylor. Bir ay önceydi, Christopher Taylor yani eşim bir hafta önce trafik kazasında hayatını kaybetti." gözünden bir damla yaş geldiğinde silip devam etti konuşmasına "Daha yeni evlilik teklifi etmişti-" "Eşim demiştiniz?" dedi John "Evet, teklif etti, işlemler kısa sürdü üç gün içerisinde nikah ve düğünü yapmıştık." Sherlock, John'a imalı imalı baktığında John bunun 'Millet teklif ettiği gibi evleniyor bak gör işte' demek olduğunu anladı. "Yeni evlilik teklifi etmişti o gün o kadar aceleci davranmıştı ki, heycandandır diye düşünmüştüm. Fakat değilmiş, kan davası gibi veyahut namus davası..."
"... Ablam Elizabeth Smith, küçük yaşta kaçırılmış ve kuma olarak gitmiş-" "Ama evlenmemiş değil mi Bayan Taylor?" diye sordu John "Evet evet, evlenmemiş. İşte namusu kirlendi diye ağabeyim Alex Smith, bu adamın peşine düşmüş ve bulduğu gibi öldürmüş. Kocam Christopher Taylor da ablamın kuma gittiği kadın kocamın annesiymiş. Ş-şey kocam olacak herif de bunu biliyormuş, bir gün bi plan yapıp benle evlenip babamı öldürmeyi düşünmüş, denemiş de fakat başaramamış. Babam o hain planı fark etmiş, önlem almış bu sayede başaramamış. Bir hafta sonra da kocam işe gideceği saati bulmuş ve arabasına atlayıp, onun karşıdan gelişini hesaplayıp arabasına sert bir biçimde çarpmış. Eşimide babamıda bu kazada kaybettim." " Pekala Bayan Taylor." diye lafa girdi Sherlock, iç çekip sözüne devam etti" Peki, siz bunların hepsini neden biliyorsunuz bir, ikincisi bizim ne yapmamızı istiyorsunuz?" dediğinde Hillary yerinde kıpırdandı, "Ben bunları annem ve abimden biliyorum tabi bazı şeyleri kendim de görüp duydum. İşte ilginç tarafı, eşimin işe gitme saati demiştim. Bu saat 7.45'tir ve bu saatte evde değildi fakat ortak arkadaşlarımız, o saatte onlara uğradığını söyledi, raporlara göre o saat ve tarihte hastanedeymiş bunlar gibi bir sürü şey herkes eşimin öldüğü saatte başka bir yerde olduğunu söylüyor."
Sherlock iç çekti ve ayağa kalkıp kapıyı açtı, ardından Bayan Taylor'a kapıyı gösterdi. "Ama Bay Holmes.." "Dışarı çıkın." dediğinde kadın söylene söylene 221B'yi terk etti. "Noldu Sherlock? Bana göre ilginç bir davaydı." "Evet John. İlginçti ama senin de dediğin gibi Sana göre." dedi ve göz devirip koltuğuna oturdu. John anlamamış bir şekilde Sherlock'a bakınca "Aah! Hadi ama gerçekten anlamadın mı? Hemde bu kadar basit bir şeyi!" John hala öyle bakmaya devam edince Sherlock iç çekip isteksiz ve hızlı bir konuşma tarzıyla anlatmaya başladı "Ortak arkadaşlar konusu belli adı üzerinde -lar aynı anda kaç kişide olabilir bu adam? Büyük ihtimalle kendilerinde değillerdir söylerken veya hayal falan gördüler-" "Hastane kayıtları diyo ama Holmes" "Ah Watson! Evet orası doğru orda ne yazıyorsa yüzde doksan dokuz ihtimalle doğrudur, a sen söylemeden ben söyleyeyim 'neden doksan dokuz?' herzaman yüzde bir başka bir pay vardır. 7.45 de hastanedeymiş, fark ettin mi bilmem Bayan Taylor '7.45'TİR" dedi kesin değil anlayacağın Bay Taylor hastane çıkışı yola koyuldu, evden normal saatinde çıktı. "
"Haa.." dedi John ağzı açıkken. "Nasıl anlamadığını anlamadım sevgilim." dedi Sherlock. "Aşkın beynimi durdurdu Sherlock.." "Hmm öyle mi?" dedi John'un duyabileceği fısıltıda. Sherlock ayağa kalktı ve John'un kucağına oturdu. John bunu beklemediğinden dona kaldı.
Sherlock sıcak nefesini John'un boynuna verdi, ellerini ensesinde birleştirip sarı saçlarının içine daldırdı. John da bir elini Sherlock'un sırtına koydu diğer elini ise bacağına. Yavaşca birbirlerine yaklaşıp dudaklarını birbirine değdirdiler, önce hafif bir öpücükken gitgide aralanan dudaklar ve birleşen dillerle derinleşiyordu..
Bu bölümcüğümüzü de burada noktalıyorum efenim 😄 bir sonraki bölüm tahmin edebileceğiniz üzere smut. Canlar, kitabı çok uzatmayacağım aralara uzaması için pek bir şeyler sokuşturmicam.
Bir iki kez falan dava koymuştum burdada davamsı bir şey olsun istedim yani sonuçta Sherlock Holmes ve John Watson davasız olmaz ayolll 😁
Her neyse 748 kelime ile görüşürüz diyorum 🥰😘💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Kiss Of Johnlock | TAMAMLANDI
Fanfictionİçten içe yanıp tutuşan, kalplerinde ki ateşle bir birlerine ait olmuş dünya üzerinde ki tek Danışman Dedektif ve emekli bir Ordu Doktoru'nun aşk hikayesi. Aşkın bir dezavantaj, kimyasal bir kusur olduğunu düşünen Sherlock Holmes ve eşcinsel olduğun...