-10-

647 67 17
                                    


My head is hauntin' me and my heart feels like a ghost .
Zihnim beni avlıyor ve kalbim bir hayalet gibi hissettiriyor.


I need to feel somethin', ' cause l'm still so far from home.
Bir şeyler hissetmeye ihtiyacım var, çünkü evden hala çok uzakdayım.


Cross your heart and hope to die
Promise me you'll never leave my side .
Asla yanımdan ayrılmayacağına dair söz ver bana.


Show me what l can't see when the spark in my eyes gone .
Gözlerimde ki kıvılcım söndüğünde neyi göremediğimi göster bana.


You got me on my knees , l'm your one - man cult.
Beni dizlerimin üstüne çöktürdün, sana tutkuyla bağlanan kişi benim.


Cross your heart and hope to die
Promise me you'll never leave my side.
Asla yanımdan ayrılmayacağına dair söz ver bana.


Cause I'm tellin' you, you're all l need .
Çünkü sana söylüyorum, sen ihtiyacım olan tek kişisin.


I promise you, you're all l see.
Yemin ederim ki tek gördüğüm kişi sensin .


Cause I'm tellin ' you, you're all l need.

Çünkü sana söylüyorum, sen ihtiyacım olan tek kişisin.


I'll never leave.
"Hiç gitmeyeceğim."


Kulaklığı yavaşca kulağımdan çıkardım.

Kafamı dayadığım bank da dik şekilde oturdum.

Boynum açıtıyordu.

Bilmem kaç şarkıdır bu parkda bu bankda oturuyorum.

Cevremde hiç kimse yokdu. Bura zaten pek kişi gelmezdi.

Karşımdakı kurumuş gülleri izlerken yanımda hiss etdiyim ağırlıkla kafamı hızlıca sola çevrim.

Bu

Oydu.

Jeon Jungkook şu anda yanımda oturuyordu.

Hayır

Bu kadar yakın olması benim için iyi değildi.

Bende tam şu an ona mesaj yazıb son şansımı deniycekdim.

Bu iyi olmadı.

Onu inceledim.

Üstünde siyah sweatshirt ın kapşonunu kafasına çekmişdi.Ellerini cebine koymuşdu.

Oturub sadece yeri izliyordu.

Fark etmesin diye kafamı hızlıca çevirdim.

Bilmem kaç dakika öylece oturduk.

Ne o konuşdu ne de ben.

Belkide böylesi daha iyiydi.

Birden elini cebinden çıkardı. Kot pantolonun cebinden telefonunu çıkardı.

Ekrana dokunub bir seyler yazıyordu. Birisine mesaj yazıyordu.

Sonra telefonu yerine koydu.

Ani duyduğum bildirim sesi ile irkildim.

Bu benim telefonumdu, o mesajı bana yollamışdı.

Yavaşca kafasını yana çevirdi.

Gözlerime öyle derin bakıyorduki .

Gözleri şişmişdi.

Ağlamışdı .

Hızlıca yerimden kalkdım.

Üzerimdeki bakışlarını hisse edebiliyordum .

Koşar adımlarla parkın çıkışına geldim.

Bir az bekledikden sonra telefonumu elime aldım.

Mesajı okurken bir an gözlerim doldu.

Aynen böyle yazıyordu.

"Tam şu an o parkadayım. Jennieyi benden alan parkda. Önümde o güller. Kurumuşlar. Onlara artık bakan yok "

Siktir.

Bu o parkdı.

Ben ordaydım .

Yutkunmak istedim. Yapaamadım.


Artık bu da zor geliyordu.




"F"

🐰 🌹









invisible | Rosèkook | Texting ✅✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin