Merhaba Ejderha okuyucularım. Evettt 5. Kitap ile karşınızdayım. Normalde burada bir sürpriz olacaktı ama maalesef yok. Birtakım aksaklıklardan dolayı onu pazartesi günü ekleyeceğim. Her neyse. Umarım beni özlemişsinizdir. Ayrıca karakterleri de. Bakalım dilek nasıl gerçekleşmiş? Hepinize iyi okumalar. Fesatlı günler dilerim.
Not: Whatsapp grubumuza katılmak isterseniz lütfen bana mesaj atın. İyi okumalar tekrar.
Güneş parlıyor ve etrafı aydınlatıp yaşamın haberini veriyordu. Genç kız uyanmış ve esneyip bir süre tavana bakmıştı. Kendini nedense garip hissediyordu. Sanki tavanda daha önce bir şeyler vardı da yok olmuştu. Genç kız düşünmeyi bırakıp omuz silkmiş ve duş almak için banyoya girmişti. O sırada kahvaltının hazır olduğunu bildiren bir ses duymuştu beyninde. Duştan çıktığı gibi üzerine beyaz askılı bir elbise geçirmiş ve sandaletlerini de giyip odadan çıkmıştı.
Yolda onu gören birkaç kişi hızla durup reverans yapmıştı. Kız selamlarını almış ve ilerlemeye devam etmişti. Bu sırada bir şarkı mırıldanıyordu.
Kahvaltı salonuna girdiğinde kapıdaki muhafız onun ismini anons etmişti, "67. Ejderha Prenses Miray Müge Aydın."
Miray sahte bir sinirle babasına bakmış ve, "Baba yine mi?" demişti. Kahvaltı salonunda sadece kocaman bir masa ve birkaç sandalyeden başka bir şey yoktu. Tabi bir de hafif atıştırmalık yemek için veya yerken sohbet etmek için koltuklar vardı.
Masanın başında oturan Kral, kahverengi gözlerini Miray'a dikip gülümseyerek, "Bunu alışman için yapıyorum canım kızım. İleride Kraliçe olduğunda bu gibi durumlar karşısında şaşırmaman için." Dedi.
"Baba ikimiz de biliyoruz ki senin tahtı bırakmaya hiç gönlün yok. Yani ben sonsuza kadar prenses olacağım." Dedi Miray ve gülerek etrafında döndü.
"Şımarık şey seni. Gel de babana günaydın öpücüğü ver." Dedi Ahmet gülümseyerek.
Miray gülümseyip zıplayarak geldi ve babasının yanağını öptü. Sonra ise şakadan bir reverans yapıp babasının yanındaki sandalyeye oturdu.
"Kimi bekliyoruz?" diye sordu Miray üstüne katlanmış örtüyü sererken.
"Efe ile Talha'yı tabi ki." Dedi Kral gülümseyerek.
"Baba sana bir şey soracağım ama üzülme, tamam mı?" diye sordu Miray babasına dikkatle bakarak. Bu arada eline bir çatal almış döndürüyordu ve bunu yaptığının farkında bile değildi.
"Söz veremem ama sor bakalım." Dedi Ahmet gülümseyerek Miray'ın elinden çatalı alırken.
Miray önce çatala şaşırdı ama onun bunu engellemesine izin vermedi.
"Bildiğin gibi annemin ölüm yıl dönümü yaklaşıyor. Ben de düşündüm ki, acaba onun anısına kendi yaptığı arenada bir tören mi düzenlesek?" diye sordu Miray çekinerek babasının gözlerinin içine bakarken.
Ahmet bir an durdu. Onun için zaman durmuştu sanki, nefes almayı unutmuştu. Nasıl unutmuştu o günü? Gözleri hafifçe nemlendi ama göz yaşlarının akmasına engel oldu.
Miray babasının gözlerinin içine bakıyor ve her zamanki gibi hiçbir duygusunu okuyamıyordu. Babası asla kimseye, kendi kızına bile duygularını göstermezdi.
"Baba?" diye sormuştu Miray dikkatle babasının koluna dokunup.
Ahmet hızla Miray'a bakmış ve, "Hayır, böyle bir şey olmayacak Miray." Demişti buz gibi bir ses ile.
O anda kapı açıldı ve Efe ile Talha içeri girdiler.
"Bunu yaparsan annene saygısızlık etmiş olursun kızım." Dedi Ahmet Miray'ın elini tutarak daha sevecen bir tavırla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 5: Çarpıtılmış Gerçeklik
FantasyMert ve Can, Miray'ı kurtarmak için bir dilek dilemişlerdi Geçit'ten. Dilekleri onların istediği gibi mi gerçekleşecekti? Peki ödedikleri bedel ne olacaktı? Başlangıç: 25.08.2019