Merhaba merhaba ejderha okuyucularım. Bu bölümü aslında geçen bölümü yayınlar yayınlamaz yazmaya başladım ama bir türlü bitiremedim kafamda. O nedenle bir garip bitti. Tekrar bana hatırlatma amaçlı duvarıma yazan okuyucuma teşekkür ediyorum. 2 hafta sonra yb gelecek tekrar. O zaman kadar görüşürüz. Bu arada bölümü yazarken çok eğlendiğim bir kısım oldu, okurken fark edebilirsiniz. Bölüm 4 280 kelime. İyi okumalar. Fesatlı günler dilerim.
Miray Mekrus'un evinden ayrılmış, uçarak evine gidiyordu. Evet az önce yaptığı şey, Mekrus'un 15'e yakın camını kırmak umurunda bile değildi, yüzünü bir görseydi zaten onu iyi bir dövecekti. Yeterince sabırlı davranmıştı. Violet ve Septimus sonuna kadar haklıydı bu konuda. Evet, Miray yine kendi duygularını düşünmüyor, diğerinin ona dediği şekilde hareket ediyordu. Aslında olay bu değildi hiçbir zaman. Miray daima babası için Mekrus'a karşı hislerini görmezden gelmişti. Onu her gördüğünde garip hissetmesi gibi, hayır aşk veya hoşlantı değildi bu hissettiği. Kötü ile iyi arasında ama kötüye daha yakındı hissettiği şey. Babasına söylemeye çekinmişti ama artık bıkmıştı bu duygudan. Mekrus'u öldürmek istiyordu.
Bu düşüncesi ile bir an durdu Miray havada. Bu da nereden çıkmıştı? Onu dövmek istiyordu sadece ve ayrılmak. Bu kadardı yapacağı şey. Kafasını şaşkınlıkla salladı, ilgisizlikte bıkmıştı. İnsan nasıl nişanlısını 2 hafta ziyaret etmezdi? Yaşadığı olayı hiç mi duymamıştı?
"Kafanı yorma Miray, ayrılacaksın olup bitecek." Dedi kendi kendine ve uçmaya devam etti. Belki de Mert olmasa Mekrus'tan ayrılmayı hiç düşünmezdi veya Violet'ın sayesinde gözlerini açıp onunla sonradan ayrılırdı, bu daha kötüydü ama olsundu. Devam etselerdi bile bunu okuyan herkes aslında sonunun Miray'ın ölümü ile biteceğini biliyordu. Bu durumun farkına vardığında belki de çoktan Miray ölmüş olacaktı.
"Mert? Belki de ona uğramalıyım?"
"Ama o babanı reddedip seni bırakıp gitti?"
"Ama teşekkür etmeliyim bana baktığı için?"
"Tartışmamızın faydasız olduğunu ona yine de gideceğini bildiğim için başka bir şey demiyorum."
"Sadece görünmez olup dışarıdan bakacağım, ne yaptığını merak ediyorum. Yanına gitmeyeceğim." Diye kendini telkin ederek yönünü değiştirdi Miray. Sessizce yere kondu ve görünmez oldu.
Gün aydınlandığı için hemen görülebilirdi ama Mert'in evi sınıra yakın olduğu için etrafta kimse yoktu. Tabi ki evin etrafında kimse olmamasının tek nedeni bu değildi ama bunu düşünmüyordu Miray. Miray her zamanki gibi pencerenin oraya geldi ve içeri baktı. Miray bunu her gün yapıyordu ya(!) profesyonel olmuştu.
İçerisi normal görünüyordu. Miray biran yine Mert'i garip bir şekilde (!) yakalarım diye korkmuştu ama boşunaydı. Evin etrafından dolaşıp odasına mı baksa acaba diye düşündü Miray. Neden olmasındı ki, sadece merak etmişti onu. Hem Mekrus'a olan sinirini biraz olsun yatıştırabilirdi onu görmek. Miray ne düşündüğünün farkına varmadan evin etrafından dolaşmaya başladı. Camlarda tül veya perde olmadığı için içeriyi rahatlıkta görebiliyordunuz.
Sonunda arka tarafa gitti ve yatak odasındaki pencereyi bulup içeriye baktı. İçeride tek kişilik bir yatak, komidin ve aynalı bir dolap vardı. İçeride neredeyse hiçbir şey yoktu.
Etrafa bakarken yatakta uzanan Mert'i gördü. Mert ellerini başının altına koymuş tavana bakıyordu. Rüyası aklına geldi ve derin bir iç çekti. Mert başını kaldırdı hızla. Miray'ın kalbi korkuyla bir atış atladı. Mert etrafa dikkatlice baktıktan sonra geri yatağa uzandı. Üstüne çıkası vardı Miray'ın. "Sen bir malsın Miray." Diye mırıldandı Miray. Mert hızla doğruldu yataktan bu sefer oflayarak. Uzandı ve yatağının yanındaki komodini açıp içinden bir defter çıkardı ve yanındaki kalemi alıp bir şeyler çizmeye başladı. O kadar odaklanmıştı ki, Miray yanağına dokunup onu gülümseyerek görmek istedi. Farkına varmadan elini cama yasladı. Nefesi camda iz bırakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 5: Çarpıtılmış Gerçeklik
FantasíaMert ve Can, Miray'ı kurtarmak için bir dilek dilemişlerdi Geçit'ten. Dilekleri onların istediği gibi mi gerçekleşecekti? Peki ödedikleri bedel ne olacaktı? Başlangıç: 25.08.2019