♛ Platonik Sindirella | 3

1.1K 84 16
                                    

-3-

Bir dakika öncesine kadar "Valla bana bir şey olmaz. Dünya ip ben cambaz. Dengem hiç bozulmaz." derken hemen ardından başıma gelenleri İmparatorumuz İbrahim Tatlıses "Tutun kollarımdan, düşerim şimdi." diyerek çok güzel açıklamış bence.

Peki, benim hayatımın teknemde kokteylimi yudumlarken "Buradan manzara farklı!" dediğim kısmı ne zaman gelecek?

Hayatımın inişli çıkışlı dönemlerinden yürüyen merdivendeymişim gibi sessiz sedasız izliyorum. İşsizlik, yalnızlık ve platonik aşkım yetmiyormuş gibi annemin dırdırıyla da uğraşmam gerekiyor. Double çilekeşim anlayacağınız. Tabi bu sırada bana destek olan, dağıldığımda toparlamaya çalışan Sister'ım Tuğbacığıma da yılın değil "Yüzyılın Kankası" plaketi verilmeli. Hayatımda Nuriye Teyzenin oğlu Ruşen'in Francis Lachowski çıkması gibi aptal olaylar yaşanırken yanımda olan canım Sister'ım, çilekeş Sister'ım... Ah keşke bir de olayları dinlerken kahkaha atıp benimle dalga geçmekten kendini alıkoyabilse. Hayır, beni teselli etmeye çalışırkenki o alaycı ifadesi olayları bana yeniden hatırlatıp sinirlerimi daha da çok zıplatıyor.

Her neyse. Sanırım asıl canımı sıkan şey bütün gün evde olmam. Mezun olduğumdan beri Çocuklar Duymasın'daki emekli müsteşar Kemal Bey gibiyim, vakit öldürmek için her şeyi deniyorum. Yemek yapıyorum, boncuk diziyorum hatta annemle o iğrenç evlilik programlarını bile izliyorum. Salih Beyin Sevil Hanımı 256. kez çaya davet etmesi, sirk maymunu misali apaçi dansı gibi bilumum sahne performansları sergileyen enteresan insanlar ve bunun gibi daha bir sürü saçmalığa seyirci kalmak zorundayım. Hayatım "Korkunç Bir Film" serisi gibi. Hem korkunç, hem de komik.

Kafamı bozan bir diğer konuyu da sizinle paylaşmakta epey geciktim sanırım. Ah, bunu nasıl unuttum bilmiyorum! Benim gibi üniversiteyi bitirip evde boş oturan abimden bahsetmezsem bu hikâyenin vahametini asla ciddi manada anlayamayacaksınız. Biz iki deli boş kaldıkça evde birbirimize sataşıyoruz. Yani biriken enerjimizi bu şekilde atıyoruz da denebilir. Sanırım. Bilemiyorum. Peki, evin içinde seçim arabası gibi gezen abimin "Nar tanesi tanesi de, seviyom nar danesi. Camışların içinde de, bizimki bir tanesi." şeklinde değiştirdiği türküyü bana ithaf etmesi... Söyleyeceklerim bu kadar hâkim bey.

Çalışan ve okuyan herkesin bana imrenerek "Hadi yine ballısın. Bütün gün evde oturuyorsun, istediğin her şeyi yapıyorsundur. İstediğin saatte yat, istediğin saatte kalk. Hayat sana güzel valla." demesi beni çileden çıkarırken "Sorma gülüm dışım Hawaii içim sanayi." diye bağırmamak için kendimi çok zor tuttuğum da bir gerçek. Aslında o sözün doğrusu öyle değildi, kendi durumuma uyum sağlasın diye ben değiştirdim. Ama içinde bulunduğum durumu harika bir şekilde anlatıyor, inkâr edemezsiniz. Az önce hayatımın inişli çıkışlı olduğundan bahsetmiştim ya, aslında biraz düşününce hayatımın sadece inişli olduğunu fark ettim. Ben hiç çıkmıyorum, sürekli iniyorum. Yakında magma tabakasına ulaşırım herhâlde. Bir insanın hayatında hiç mi bir şey yolunda gitmez ya? Gitmiyor işte. Şükürsüz biri değilim ama gerçekler böyle.

Biraz olsun umutsuz hayatıma renk katmak için Instagram'a girdim yine. Akın Koçoğlu'nun... Bu ne yakışıklılık evimin direği! Akın'ımın fotoğraflarına bakıp rahatlamak istiyorum. O dünyayı gezdikçe ben geziyormuşum, o eğlendikçe ben eğleniyormuşum gibi hissediyorum. Biz yapamıyoruz bari sen yap yiğidim. Şuraları da gez, buraları da gez. Bak, şu köşede de bir ada kalmış orayı da gez. Ama sakın gittiğin o yerlerde gözü kör olasıca mankenlere, şarkıcılara, oyunculara, ünlü sosyetik playgirllere kalbini kaptırma. Neden mi? Çünkü orada ben varım salak. Evet, gördüğünüz gibi iç sesim Şanziment olmadan da gayet kendi kendime konuşabiliyorum.

Platonik Sindirella ღDEVAM EDECEKღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin