Chapter One: Her Şeyin Başı

1.8K 71 106
                                    

"Kids are still depressed when you dress them up"

Harry'nin günü çok berbat ve sıkıcı geçiyordu. Yağmurlu günün sonunda Patlamalı Pişti oynamışlardı ve o yine kaybetmişti. Oyuna biraz mola vermek ve kafasını dinlemek için kenardaki koltuğa oturup dışarıyı seyretti. Ablasıyla bugün yine tartışmıştı. Bu çok nadiren olan bir şey değildi. İkisi hep kavga ederlerdi.

Harry'nin ablası Leena çok güzel bir kızdı. Uzun, siyah saçları ve ela gözleri vardı. 16 yaşındaydı. Yani Harry'den iki yaş daha büyüktü. Genel olarak anlaştıkları söylenemezdi. Bu yüzden kavga etmeleri çok normaldi.

Harry, siyah dağınık saçlarıyla oldukça babasını andırırdı. Aynı onun gibi gözlük de takıyordu. Ertesi gün Harry'nin doğum günüydü ama Sirius dışında kimse bunu belli etmiyordu. Artık doğum günü için heyecanlanmayı bırakmıştı ama Sirius asla böyle bir şey yapamazmış gibi görünüyordu. Annesine gelince, o babasına göre fazla ciddiydi. Derslere çok önem veriyordu ve bu Harry için olumsuz bir şeydi çünkü Harry'nin derslerle arası pek iyi değildi. Hermione yardım etmese sınıfta bile kalabilirdi. O ve Ron genel olarak Quidditch ile ilgilenirlerdi. Harry, Arayıcı'yı oynuyordu ve onun kadar olmasa da Ron da iyi bir Tutucu'yu oynuyordu.

Şimdi Hogwarts'ın açılmasına 1 ay kadar kaldığı için rahatlığı bozulmaya yavaştan başlamıştı. Üstelik ablasıyla tartışmaları sık sık olan bir şey olsa da, her seferinde bu onun sinirini bozuyordu.

Biraz odasında volta attıktan sonra dışarı çıkmak istedi. Kapıdan çıkmadan önce gözü saatine ilişti. Akşam yemeği için daha vakit vardı ancak bu saatte dışarı çıkmasının annesine göre uygun olmayacağını biliyordu. "Evdekiler gözünü açıp kapayana kadar gelirim." diye düşündü kendi kendine. Evde bu kadar zaman geçirmek onu sıkmıştı. Şu sıralar katı kurallar yüzünden dışarıda çok vakit geçiremiyordu.

Annesi, çocuklarından farklı olarak kızıl saçlıydı ve oğlununkilerle aynı, zümrüt yeşili gözleri vardı. Katı kuralları olmasına rağmen Hogwarts'ta bulunan en iyi öğretmenler arasındaydı. İksir öğretiyordu ve genelde o dersi seven öğrenci pek olmazdı. Ama şüphesiz öğretmen olarak çoğu kişinin en sevdiği öğretmendi. Eşine ve çocuklarına çok düşkün olması onun en bilindik özelliğiydi, onun için ailesi demek her şey demektir ve söz konusu aile olunca yapamayacağı hiçbir şey yoktur.

Tabii bir de ailesi gibi hissettiği iki özel insan daha var, Sirius ve Remus.

Hogwarts'ın başlangıcıyla dostluklarının da başladığı bu özel insanlar onun için ailesinden farksızdı. Sadece Lily için değil, James ve çocuklar için de bu geçerliydi. Harry ve Leena için Sirius ve Remus ikinci babalarıydı. Hatırladıkları en eski hatıralarda bile Sirius ve Remus vardı.

Bugün ise Lily harika bir hindi kızartması yaptığı için Sirius ve Remus da gelmişti. Aslında hindi bahaneydi çünkü bunun Harry anlamasın diye yapılan bir oyun olduğu barizdi. Yarın olan doğum gününü kutlamak için çağırmıştı annesi. Harry bunu anlayabiliyordu tabii ki. Her defasında aynı şeyi yapıyorlardı. Ama Harry nezaket kurallarından dolayı anlamamış gibi yapmaya devam ediyordu, yine.

Harry oturduğu koltuktan kalkarak üst kattaki odasına çıktı ve Hermione'nin hediye ettiği 'İleri Sihir' kitabını aldı ve yatağına uzandı. Genelde derslerle alakalı olan hiçbir şey ilgisini çekmezdi ama bu kitabın kapağı ilgisini çekmişti. (Evet, Harry de kapağa aldanırdı.) Daha önce hiç incelemeye fırsatı olmadığı bu kitabın kapağını dikkatlice süzdü. Daha sonra içini açarak başlıklara göz attı.

En Etkili Uçurma Büyüleri - sf 15

Bir Düello'da Kesin Bilmeniz Gereken İleri Büyüler - sf 36

Bad Things | HPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin