Chapter Ten: Godric's Hollow

207 15 55
                                    

"Yeah, I'm gonna regret it. I know I'm gonna regret it."

'5 dakika içinde onunla konuşmalıyım,' diye düşündü Harry, elinde buluşturduğu mektuba bakarken. Dünkü mektubun sahibiyle konuşması lazımdı. Ron dün gece o uyumadan yatakhaneye gelseydi, ona anlatırdı ama Ron gelmeyince o ikisine daha sonra anlatmaya karar vermişti.

Öğleden sonraki ilk ders zili çalınca Harry, Ron ve Hermione'ye Biçim Değiştirme kitabını unuttuğunu söyleyip onların yanından ayrıldı.

Derse giden öğrencilerden dolayı koridorlar kalabalıktı ve Harry dikkat çekmemek için tenha bir köşede, herkesin gitmesini bekledi. Ortalık sakinleşince, Harry ses çıkarmamaya çalışarak Büyük Salona yol aldı.

Profesörler derste olduğu için onu yakalayacak kimse yoktu. Dersten kaçmak bu kadar kolay mı olmuştu sahiden? Bir gün bunu yeniden deneyebilirdi.

Büyük Salona yürürken, orda onu bekleyen kişinin çoktan geldiğini fark etti.

Bu kişi...

"Sen mi?" dedi Harry şaşkınlıkla.

"Başkasını mı bekliyordun?" diye sordu Leena.

Harry kaşlarını çattı.

"Gereksiz yere gizemli davranmana gerek yoktu!"

"Gizemli falan davranmadım. Ne bekliyordun, bir Ölüm Yiyen falan mı?" dedi dışarı yönelip.

Harry onun peşinden giderken elindeki mektubu açıp gösterdi.

"Sen olduğunu nasıl anlamamı bekliyordun?" sinirle sordu.

Leena parmağını buruşuk kağıtta gezdirdi ve bir köşesine işaret etti. Küçük bir şekilde 'Leena' yazılmıştı.

"Görmemem için bilerek bu kadar küçük yazdın!"

"Belki," diye itiraf etti, "Hadi, gidiyoruz." dedi elindeki saç tokasını uzatarak. Ön kapıya ulaşmışlardı.

Harry, nedenini anlamasa da onu tuttu, "Nereye?" diye sorarken tuttuğu şeyin bir anahtar olduğunu fark edememişti.

Harry sanki göbeğinin gerisindeki bir kanca onu aniden hızla öne çekmiş gibi hissetti kendini. Ayakları yerden kesildi; Leena'nın diğer tarafında olduğunu hissediyordu. Omuzları onun omuzlarına çarpıp duruyordu; bir rüzgâr uğultusu ve renklerin içinde ileri doğru sürükleniyorlardı; işaret parmağı tokaya yapışmıştı, sanki toka onu manyetik bir güçle ileri çekiyormuş gibiydi; derken birden ayakları hızla yere vurdu. Rüzgârdan saçları başları dağılmış
olsa da, hâlâ ayaktaydılar.

Ciğerlerini soğuk hava doldurdu ve yaşaran gözlerini açtı.

Sadece beş saniye önce bulunduğu Hogwarts'ın kaybolduğunun farkına varmıştı. Harry, olanlar kafasına esince konuştu.

"Yoksa biz-"

"Anahtar kullandık, evet."

Leena yürümeye başladı.

"Biz nereye geldik?" diye sordu Harry.

"12 Numara" dedi Leena, "Etrafına bakınsan anlardın."

"Buraya geldiğimizi öğrenirlerse neler olacağının farkında mısın?" diye sordu Harry, "Ben daha ne halt döndüğünü bile bilmiyorum!"

"Sakin ol, her şeyi açıklayacağım." dedi Leena ilerleyip kapıyı çalarken.

Sirius kapıya çıktı.

Bad Things | HPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin