Kim geleceği görebilirdi ki. Başınıza gelecek kötü olaylar, önceden davetiye kartı göndermezdi. Bende başıma gelecek bu tehlikeyi sezememiştim. Umursamaz tavırlarım yine başımı yakmış ve aslında gözümün önünde olan bu tehlikeye atak yapması için izin vermiştim.
Nutubet kokan bir odada gözlerimi açmıştım. Hala yaşıyormuydum gerçekten. Aklıma son yaşadıklarım gelince dehşete düşmüştüm. Bayıltılmıştım sanırım. Yavaşça yattığım yatakta doğruldum. Ensemdeki ağrı kendini belli etmeye başlamıştı. Bir elimle ensemi tuttum.
Sabahın ilk ışıklarıydı. Pencereden yansıyan ışık odanın aydınlanmasına bir nebze olsun yetiyordu. Gözlerim istemsizce etrafı taradı.
Gözüme takılan şeyle kalakaldım. Karşımda tekli koltukta, daha önce farketmediğim silüet öylece beni izliyordu. Sabah güneşi onu incelememi kolaylaştırıyordu. Buradan yan ışık vurulmuş yunan heykellerini anımsatıyordu.
Gözlerimin kontağına ilk saçları takıldı. Elinden geldiğince arkaya yuvarladığı saçlarından birkaç tutam anlına düşmüştü anlaşılan. Zaman kaybetmeyerek suratına odaklandım. Yeni çıkmış sakalları, iri gözleri ve orantılı suratıyla kusursuz sayılabilirdi. Böyle birinin benimle ne işi olabilirdi ki. Bir çeşit sapık mıydı? Uyurken beni mi izliyordu yoksa?Kıyafetlerime baktım hala üzerimdeydiler.
"Günaydın böcek."
Böcek mi? Bana mı demişti? Neyse konumuz bu değildi. Merak ettiğim sorumu yönelttim.
"Neden buradayım? "
"Öyle istiyorum. "
Ne kadar cüretkardı. Vücuduma yayılan sinir dalgasına rağmen kendimi sakin tuttum. Birkaç sorum daha vardı.
"Babam nerede? "
"Babanla ilgilenmiyorum. Ama eminim ki rahat yatağında hala uyuyordur. "
Cevapları beni tatmin etmiyordu ve sanki beni ciddiye almıyordu. Bunlar yetmezmiş gibi tuhaf bakışları da sinirimi daha çok bozuyordu. Haddini bildirmeliydim bu kadar saçmalık yeterdi.
"Bak.. Evime gitmek istiyorum. Bu yaptığın resmen adam kaçırma. Seni tanımıyorum bile. Benimle ne sorunun olabilir ? "
"Ben seni tanıyorum böcek. Bu ikimize de yeter. "
Cidden alay mı ediyordu benimle? Sinir kat sayım arttıkça, şiddet eğilimim de artıyordu. Biraz daha böyle devam ederse güzel suratı yumruklarımın tadına bakacaktı.
Hızla oturduğum yataktan kalktım. Seri adımlarla karşısına geçtim ve en korkutucu bakışlarımı atarak konuşmaya başladım.
"Sen benimle alay mı ediyorsun? Bu yaptığın resmen suç. Adam kaçırmadan kaç yıl yersin haberin varmı? "
Dediklerimden sonra oturduğu koltuktan sakince kalktı. Şimdi karşı karşıya gelmiştik. Ve bana biraz daha yaklaşmıştı. Kişisel alanım çoktan ihlal edilmiş, yetmezmiş gibi haddinden fazla uzun olan boyu ve güçlü cüssesi karşısında cılız bedenim yenilgiyi çoktan kabul etmişti. Bu durumdan rahatsız olmuştum ama belli etmemeye çalıştım.
"Alacağım suç umrumda gibi mi görünüyor. Hem reşitsin güzelim. Baba zulmüne dayanamayıp bir gece evden kaçmış olabilirsin. Bunlar sık görülen vakalar. "
Şuan sinsice sırıtıyordu ve ben üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Buradan kurtulacağım ve ilk yapacağım şey seni tutuklatmak olacak. Hapishanede sürüneceksin. "
Gülümseyen suratı soldu. Sinirlenme sırası ondaydı ve ben içten içe bu duruma seviniyordum. Ama birden gelen beklemediğim bu atak karşısında donakaldım. Omuzlarımdan tutarak arkasında duran duvara yapıştırdı. Boğazımı tek eliyle sıkıyordu. Bense kendime geldiğimde çırpınmaya başlamıştım. Ellerimle, boğazımı sıkan elini çekmeye çalışıyordum. Ama beklediğimden daha kuvvetli çıkmıştı. Boğazımı saran demir gibi ellerini ancak kendi isteğiyle bırakabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNEK KUŞU
Ficción GeneralAğzıma götürdüğüm bardağı içeceğim sırada enseme dokunan birşeyle durdum. Soğuk ve metal.. o sırada emniyet kilidinin çekilmesiyle anladım bu kesinlikle bir silahtı. "Hoşuma gitmeyecek bir hareket yaparsan , yan odada yatan babanı öldürürüm. " Şok g...