11. Bölüm

23 2 0
                                    

OSMAN
Bugün gerçekten çok güzel beslendik ne dersiniz amirim ?
Tecrübeli ajan  kahpve bir kaç defter ve yarısı kalmış kurşun kalemin olduğunu masada bir şeyler yazıyordu. " Katılıyorum sana çaylak " Rusların yemeklerine alışıyoruz gibi he ". Bazı rivayetlere göre amirimin sakalları orta sonda çıkmıştı. Doğru olduğuna inanabilirdim. Genelde sakalları hep aynı boyutta dolanır, yüzünde traşlarından kalma çizgilerde kesince çok belirgin olurdu. İtiraf etmeliyim ki sakallarıyla karizmatik bir adam oluyordu. Standarttan biraz daha uzun bir boyu vardı 185 den biraz uzun olabilirdi. Son aylarda bir kaç kilo verdiğide pantolonundaki kemer deliklerinin bir bir sola kaymasıyla farketmiştim. Odamız biraz havasızdı amirim çok içki tüketmezdi ben ise ondan biraz fazla içerdim ama alkolik biri sayılmazdım.Buraya geleli bir kaç gün olmuştu. Dışarı çok az çıkıyor, genelde insanlarla iletişim kurmuyorduk. Tam anlamıyla ne yapmamız gerektiğinden emin değildik. Amirim yansıtmasa da bu durumun böyle olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Bu akşam yapacağımız bir görev vardı kendimi iyi hissetmiştim. Günlerdir bir şey yapmamak beni germişti. Yerde duran valizler açık giysi dolabı-bu arada bu dolap oldukça hoştu- masa üstlerindeki silahlar boş içecek kutuları. Öğrenci evi daha temizdi sanırım. Buraya geldiğimden beri Eylülle görüşmemiştim onunla flört ediyorduk. Teşkilatta bunun duyulması ikimiz açısından da problem teşkil ederdi. Rusya görevi çıktıktan sonra şiddetli bir kavga yaşamıştık. Ondan beridir de ne o Ne de ben birbirimizi aramamıştık. "Amirim iki oğlunuz vardı değil mi" ?
Adam kafasını kaldırmadan cevap verdi "evet"
İsimleri neydi ?
İstihbaratın en kuvvetli adamlarından biri olan  Tuna amirim gururla konuştu
Büyük olan Anıl küçük olan Serdar.
Vay be nasıl bir dostluk bu, adam çocuğuna görev arkadaşının ismini vermiş. Bunu içimden geçirmiştim.
Ben sormadan saçları seyrek ama kellik belirtisi olmayan amirim yanıt verdi. Birisi anıl amirin onun adını verdik diğeri de 5 yıl önce kaybettiğimiz bir ekip arkadaşımızın anısına. Kaderi aynı olmaz inşallah.
Şimdi hatırlamıştım "Serdar Sergenç" 5 yıl önce Yunanistanda 2 yerinden vurularak öldürülmüştü. -Bildiğim kadarıyla-Yunanistan daki görevde hayatını kaybeden serdar sergenç dimi ?
Cevabın evet olduğunu bile bile sormuştum konuşmayı ilerletmek istiyordum.
Elinden kalemi bıraktı kahvesinden uzun bir yudum alıp konuşmaya başladı. Bundan bir tık öncede kuru bir öksürük patlattı. Anıl ben Serdar ve Orhan. Yunanistan dan türkiyeye sokulan uyuşturucuyu engellemek daha doğrusu onları iş üstünde yakalamak için görevlendirilmiştik. Bu işi bir yunan mafyası yapıyordu. Ama elimizde onları suçlayacak bir delil
maalesef yoktu. Sınır kapısına 7 km uzaklıktaki bir depoda kamyonlara doldurulan bir şeyler olduğunu fark ettik tabi bunun uyuşturucu olduğunu hemen anladık. Lakin büyük bir oyuna getirilmiştik yunan mafya lideri .......... bizi enselemişti, bizim yunanistan da olduğumuzu anlamıştı. Anlıycağın orda kamyonlara yüklenilen şey aslında mermerdi. " mermer mi" amirim biz mermerleri yunanistan dan mı ithal ediyoruz. Ne biliyim lan ben ticaret bakanı mıyım orda gördüğümüz şey mermerdi işte benle orhan depoyu gözetleyip fotoğraflamaya çalışacaktık anıl la serdar da sınırı geçtikten sonra Türk polisine haver verip tırları durduracaktı. Planımız teoride süperdi ama pratikte pek de iyi sonuçlar doğurmadı. Adamlar sınır kapısının çevresinde bizim olduğumuzu biliyorlarmış ve elleriyle koymuş gibi bulmuşlar. Anıl yolcu koltuğundaymış ön tarafta. Orhanda arka koltukta yatıyormuş önce peş peşe iki el ateş edilmiş biz onlara yaklaşık 7 km uzaklıktaydık. Sınıra gelmeden yol bir çiftliğe ayrılıyor buğday arpa falan ekilen bir yer ama o gün orda hiç bir şey görmedik ne bir insan nede bir başka şey. Sürücü koltuğundan giren mermi sağ arka camı da patlatıp çıkmış ikinci mermi de araban sol arka camını dağıtmış ve arka tarafa da koca bir delik açmış. Asıl mesele şu ki tüm bunlar olurlen uyuşturucu dolu kanyonları yola çıkıp kapıyı geçmişler bizden haber gelmeyince anıl ka serdar kamyonlara müdahale etmemiş doğal olarak. Kapılarını açıp her ikside kendini dışarı atıp konum almışlar. Sonra gelen ilk mermi Serdar'ın omzuna isabet etmiş anıl ona doğru yönelirken ikinci mermiyide başına almış. Anıl sonra yere yıpıldıpını söyledi. Silah sesleri de üstüne kesilmiş anıl da serdar ds tek kurşun atamamışlar. Anıl o olaydan sonra görevi bırakman istedi çünkü serdarın kız kardeşi anılın eşiydi.  bu son duyduğumdan sonra adeta mideme kramp girmişti. içime büsbütün bir kasvet yığılmıştı. anıl bekiroğlunun evli olduğunu daha önce kimseden duymamıştım. adam sadece düşmanlarına değil teşkilatta da çok gizli hareket ediyormuş diye geçirdim içimden. amirim ''eşiydi'' demiştim o halde hala evli değillerdi. bu benim için ekstra bir bilgiydi. amirim sağolsun beni kendine yakın görmüştü demek ki. adama bir kaç şey daha sormak istiyordum ama onu sıkmış olmaktanda korkuyordum. amirim dedim kısık ve sevimli bir tonlama yakalamaya çalışmıştım. o sıra moskovada kar yağmaya başlamıştı. televizyonda önümüzdeki haftanın oldukça soğuk ve yağoşlı geçeceğini duymuştum. gözlerini ovuşturuyordu patronum. dinliyorum çaylak dedi'' şükür ki sesinde sıkılma belirtisi yoktu -en azından ben anlamamıştım- hala evli anıl amirim ? amirimin suratını gördükten sonra bu gece içki içip müslüm gürses dinleyeceğimizi düşündüm. adam sanki bir kaç saniye içinde 5 yıl yaşlanmış gibi bakıyordu bana. kelimeler boğazını kesiyordu ağzını açmakta zorlanıyordu ama hayatta hiç bir şey ağızdan çıkacak şeyleri engelleyemezdi. kalkıp içki dolabının başına gittiğinde tahminim doğru çıkacağını anlamıştım. rusların içkileri havası ve erkeklerinin suratı gibiydi sert ve soğuk. bir şişe viski çıkardı. olduğum yerden yapmacık bir kalkış hareketi yaptım. amirim boşta ki eliyle otur işareti yapınca bekledim. masaya dönüp iki bardak viski doldurdu birini bana uzattı oturun dşyerek yer açtım ama ayakta kaldı cama doğru gitti. Sağ omzunu cama yasladı. ardından içkiden sert bir yudum aldı sonra eliyle başını ovdu. onunla beraber bende bir yudum aldım. Serdar aslının yani anılın eşinin yaşayan tek akrabasıydı.beraber bir yetimhanede büyümüşlerdi. bunu da duyduktan sonra içkimden hüzünle bir yudum daha aldım. amirim devam etti. bilirsin anne babadan ayrı büyüyenler birbirlerine daha çok bağlanırlar. Serdarın öldürülmesinden sonra aslı kendine bir türlü gelemedi. Anıla Salih Açıkgöz süresiz izin verdi karısıyla ilgilenebilsin diye . Hepimiz için zor bir süreçti. Anıl her gün bir şeyler deniyordu. 3. ayında 6 kilo vermişti aslı ve içine kapanmıştı tamamen ara sıra karımda gidiyordu destek olmak için. Ama her gidişinin dönüşünde kötü haberlerini verirdi eskisinden daha kötüye gitti hep. 190'lık istihbarat ajanı içkisinden art arda iki yuduk aldı gözlerini ovuşturdu ellerinde hafif hafif buruşmalar çekti dikkatimi. içkinin sertleştirdiği sesiyle konuştu.''çaylak senin en çok hangi huyunu seviyorum biliyo musun ? bilmiyorum amirim nedir ? dedim. hafif bir tebessüm olıuştu yuvarlak yüzünde. ''kulakların çenenden daha çok iş yapıyor''  teşşekkür ederim '' amirim devam edecek misiniz ,isterseniz devam etmeyin ? -içimden devam etmesi için dua ediyordum- başladığım işi bitirmeyi severim osman. nerede kalmıştık heh... durumu hep kötüye gitti çaylak. Serdarın ölümünün 6. ayında öldü. Allah rahmet eylesin efendim. trafik kazası falan mıydı ?  diye sordum Adam içkisinin ölümcül yudumunu çok iyi ayarlamıştı kafasına dikti ve masaya sertçe vurdu bardağı ve ağzından tek bir kelime çıktı''intihar etti.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin