Chapter 8

644 85 9
                                    

Sevgili Günlük;

Bugün günlerden pazar ve bizim tayfanın yatış günüydü. Tüm saatler boyunca. Bende dizi izlemeye karar verdim. Annem ve babam Taylanda gitmişlerdi. Bir kaç gün boyunca evde tek başımaydım yani. 

Jungkook ile konuştuğum o günden sonra onu hiç görmemiştim. İlk başta çok ağır konuştuğumu düşünmüş ama daha sonra ise, geceler boyunca ne kadar ağladığım aklıma gelmişti. Eğer o bir gece ağladı ise, ben on gece ağlamıştım. O bir gün yemeden içmeden kesildiyse, ben günler boyu yemek yiyememiştim belki de. Yani kısaca sevgili günlük, çokça acı çeken bir taraf varsa o da bendim. 

Onun hiç bir şeyden haberi yoktu. Ne geceler boyu bu lanet hastalığım yüzünden rahat rahat uyuyamam. Takıntılarımın baş göstermesi yüzünden, biliyorsun. 

Astımım da bu aralar iyi durumda değil. Çokça nefes darlığı çekiyorum. Daha önce hiç böyle olmamıştım. Doktorum bile bunun nedenini anlayamamıştı. 

Ben yatağımda dizi keyfi yaparken kapı çalmıştı. Kimseyi beklemiyordum. Kızlardan biri geldi desem, onların bugün yatağından çıkmayacaklarını adım gibi biliyordum.

Kapının önüne gelip delikten baktım ama kimse yoktu. Tam arkamı dönüp gidecektim ki tekrardan çaldı. Delikten tekrar baktım ve yine kimse yoktu. Kenarda duran vazoyu elime aldım ve kapıyı yavaşça açtım. 

Sağa sola baktım ve kimse yoktu. Yere baktığımda anladım ki gizemli aşığımdan bir mektup var. Eğilip yerden aldım. Yine üstünde papatyalar vardı. 

Odama çıktım ve kendimi yatağa çuval gibi bıraktım. Zarfı açtığımda yine bir not.

'Üzgünüm sevgilim. Rüyalar cennetinde her şey gerçekleşmez. Her şeyin bazen tek bir kazanını yoktur. Bu sefer iyiler de kaybetti, kötüler de... Ama iyiler zamanla güçlendi ve her şey eskisi gibi oldu. Seni çok seviyorum...'

Canı sıkkın olduğu için mi böyle bir not yazmıştı. Çünkü notta çok hüzün vardı. Üzüntü olduğu belliydi. 

Acaba bende ona bir not yazsam mı diye düşündüm. Notları bana bıraktığı yere bırakırım diye düşündüm. Neden olmasın ki? Ama ne yazacaktım. 

Bir kağıt aldım ve onu ortadan ikiye ayırdım. Ne yazacağımı düşünmeye başladım. Merhaba gizemli aşık ben Lisa. Beni neden sevdiğin hakkında hiç bir fikrim yok. Senden hiç kimseye bahsetmedim. Bunu söylemediğimi kızlar duyursa beni keser, mi demeliydim? 

Tabii ki hayır! O yüzden ne diyeceğimi baya düşündüm ve sonunda yazdım.

'Neden olmasın ki? Sonuçta bu rüyalar cenneti. Adı üstünde rüya. Rüyalar bazen gerçeğe dönüşebilir. Herkesin hayalleri gerçek olabilir. Ben masallara inanırım. Kötüler her zaman kaybeder. İyiler ilk başta kaybetmiş gibi gözükür ama aslında hep kazanırlar. Bu arada sana dair hiç bir şey bilmiyorum ama galiba beni sevmeni seviyorum bende. En azından kimliğini açığa çıkarmayacak isen kendin ile ilgili bir şey söyle, ipucu ver bari.'

Bence gayet güzel olmuştu. Hoştu. Notu bir zarfa koydum ve kapının önüne yani notu aldığım yere bıraktım.

Kendimi yatağa bırakıp derin bir nefes aldım sevgili günlük. Galiba bu gizemli çocuk bana iyi gelecekti. Notları bir kere çok güzeldi. Bana onu hatırlatıyordu. Belki de bu yüzden notları bu kadar heves ile bekliyordum. 

Notu yatağımın yanındaki komodinin çekmecesine koydum. Diğer notların yanına yani. Daha sonra ise günlük olarak yaptığım şeyi yaptım ve onun o güzel yüzünü hayalimde canlandırmaya başladım sevgili günlük.

07.03.2018

Lalisa Manoban

Dear Diary / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin