Chapter 10

663 75 19
                                    

Sevgili Günlük;

Sana yazmayalı, biraz süre geçmiş . Çünkü hayatımın şu günlerinde olan şeylere alışmaya çalışıyorum.   

Neden diye soracak olursan eğer, hayatımda en çok istediğim şeyler oluyor. Jungkook benimle bu son günlerde çok fazla ilgileniyor. Bizim çocukların bundan haberi var. O yüzden beni pek fazla yalnız bırakmak istemiyorlar. Özellikle Suga ve Namjoon. 

Suga ve Namjoon Jungkook'a karşı çok fazla sinirli ve öfkeliler. Diğerlerinde ise öfkeden çok kırgınlık var. Aynı benimki gibi. 

Shuha'yı da bu son günlerde pek fazla görmüyordum. Aynı şekilde Jungook'un yanında da. 

Ayrıldılar desem hayatta öyle bir şey olmazdı. Çünkü o kene asla bırakmazdı. Yapışmıştı bir kere. 

Ben ise her zamanki gibi yuvarlanıp gidiyordum. 2 gün sonra, yani Cumartesi günü doktor randevum vardı. 2 yıl sonra ilk defa detaylı bir şekilde taramaya girecektim. Aynı gün psikolog ile de randevum vardı. 

Sevgili günlük. Bu anlatacağım şeyi senden başka kimse bilmiyor. Öyle bir şey oldu ki yazarken bile ellerim titriyor ve ruhum sanki bedenimden çekiliyor gibi oluyor. 

Bugün okuldan çıkmadan 1 veya 2 saat önceydi. Herkes dersteydi. Ben ise beni çağıran müzik öğretmenimin yanımdan çıkmış sınıfıma doğru ilerliyordum. Piyano çaldığımı biliyorsun. Okulda bir müzikal olacaktı. Baş öğrenci de beni seçmişti. Sınıfa giden yolda ilerlerken, kullanılmayan asansörün olduğu koridora biri beni çekmişti. 

Bedenimi duvara dayayıp ağzımı kapattı. Orası bildiğin kör noktaydı. 

Daha sonra ise o loş ışıktaki kahveleri gördüm. İçim rahatlamıştı. Daha sonra her yeri yavaş yavaş benim ve onum kokum sarmaya başladı. İkimizin kokusu...

Ellerimi göğsüne koyup ittirmeye çalışsam da izin vermedi. Beni rahatlatmak ister gibi bir ses çıkardı. Ona ne yaptığını sorduğumda ise hiç beklemeyeceğim bir hareket yaptı. Bana sarıldı. Kafası boynuma gömük ve kollarını omzuma dolamış beni göğsüne çekmişti. 

Dünya bir kaç saniye durduğunda, havada duran ellerimi aldı ve kendi beline koydu. Buna ihtiyacı olduğunu söyledi. 

Anlamıyordum. Neden giden insanlar her zaman için böyle şeyler yaparlardı? 

Bir süre sonra geri çekildim. O kahveler yüzümün her yerini özen ile süzerken ben belindeki ellerimi geri çekeceğim sıra ise, hırkasının cebinden gözüken bir zarf ile karşılaşmayı beklemiyordum. 

Cebinden zarfı çektiğim de ise onda bunun ne aradığını sordum. O ise bana mantıklı bir açıklama yapmıştı. 

Bunu öğle teneffüsünde iken bizim oturduğumuz masada bulduğunu söylemişti. Biz henüz gelmemişken almış ve cebine atıştı. Neden attığını sorduğumda da sadece merak ettiğini ve kendisinin bana vermek istediğini söylemişti.

Bir an için şüpheye düşüp onun bana bunları yazdığını düşünmüştüm. Ama daha sonra ise çok saçma gelmişti. 

Zarfın üstündeki papatyayı aldı ve saçlarımın arasına yerleştirdi. Elini geri çekerken de okşamayı ihmal etmedi. 

Kulağıma eğilip, şimdi ait olduğu yerde dedi ve bana göz kırparak gitti.

Nedendi bu tavırları anlamış değildim. Ben onu hiç anlayamıyordum da şöyle bir genele bakarsak.

Bazen korkuyorum sevgili günlük. Ya bu olanlar bir rüya ise, ya Jungkook bana hiç böyle davranmıyor ise. Çünkü ben şu bir kaç günde çok alışmıştım. Bazen de diyorum ki kendi kendime, ya bir gün yine eski haline dönerse... O zaman, o zaman acaba arkalarında toparlanabilecek bir Lisa kalacak mıydı?

20.03.2018

Lalisa Manoban

Dear Diary / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin