Yavaşça arkamı döndüğümde bana baktığını gördüm. Zilin çalmasıyla birlikte yanıma yaklaşmıştı.
"Şey iyi misin?" diye sorduğunda ufak çaplı bir şok geçirmiş olabilirdim. Aynı okulda mıydık? Sadece bunu düşünüyordum.
"Hani dün bayılmıştın ya, hatırladın mı beni?" diye sorduğunda niyahet kendime gelebilmiştim.
"Evet hatırladım, gayet iyiyim. Teşekkürler".
"Sevindim" diyerek gülümsedi. Allahım sanırım kanım donmuştu. Yanımdan ayrılıp, okula yaklaşıyordu, ben ise sadece arkasında kalakalmıştım. Gülümsemesi, sanki içimde olan bir şeyleri hareketlendirmişti. Tanımını bilmiyordum ama güzel bir histi işte.Sınıf kapısını çalarak içeri girmiş ve hızlıca Kübra'nın yanına oturmuştum. Sanırım dersi dinlemem gerekiyordu ama olmuyordu. Aklımdan çıkmıyordu. Lütfen, lütfen, lütfen aklımdan çık. Birden aklıma aynı okulda olduğumuz geldi ve iyice heyacanlandım. Neydi bu heyecan? Sadece bana yardım etmişti? Neden bu kadar abartıyordum?
"Bana uç versene?" diyen Kübra sayesinde düşüncelerimden sıyrılmıştım.Nihayet fizik dersinden çıkmış, güzel bir soluk alabilmiştim. Kübra uykulu gözlerle bana dönmüş 'ne var ne yok' dercesine bakıyordu. "İyiyim işte ne olsun" diye geçiştirmiştim. Aslında Kübra'yı bu geçen üç günde çok sevmiştim. Utangaç bir şekilde sıramda otururken birden yanıma gelmiş ve beni hareketlendirmişti. Ona minnettardım... Sanırım arkadaş olmuştuk. Sanırım diyorum çünkü bu zamana kadar hiç arkadaşım olmamıştı. Ona nasıl davranacağımı ve ne diyeceğimi bilmiyordum. Kübra'nın da sınıfta pek arkadaşı yok gibiydi.
"Yürü hadi kantine gidelim" dediğinde düşüncelerimden tamamen sıyrılmış bir şekilde yanına ilerlemiştim. 3 günde az çok birbirimizi tanımıştık. Kübra dışında sınıfımızdaki Duru ve birkaç kişide yanıma gelmiş benimle az çok sohbet etmişlerdi. Sonra ise Kübra gelmişti yanıma, içine kapanık olan sert kabuğumu kırmıştı. Diğer yanıma gelenler bir anda iki yüzlülük yapıp yanımdan ayrılmışlardı. Hoş, bunu neden yaptıklarını anlayamamıştım ama neyse.
Birkaç şey alıp masamıza oturmuştuk. Sürekli kendi kendime gülümsememden anlamış olacak ki "Sen de bir haller var" demişti. Geçiştirmiştim ama iç sesim o kişinin ismini sor diye çığlık atıyordu. Merak ediyordum ama yanlış anlaşılmaktan da korkmuyor değildim. Acaba kaçıncı sınıftı? İsmi neydi? Kimdi? Neyin nesiydi? Bu kadar merak fazlaydı.
Zilin çalmasıyla konferans salonuna girmiş ve kendimize sandalye arıyorduk. Herkes içeri giriyor, salon tıklım tıklım oluyordu. Bizi itip kakan 12. sınıflara içimden sövüyordum. Coğrafya öğretmenimiz sahneye çıkmış, herkesin yerine yerleşmesi gerektiğini söylüyordu. Heh! Sandalye bulmuştum. Kübra kendi sandalyesini almış yerine oturuyordu. Tam sandalyemi çekecektim ki zıt yönde birisi daha çekiştirmişti. Yüzüne sinirle baktığımda onun isimsiz olduğunu gördüm. Bir yandan o çekiştiriyor diğer yandan ben çekişiyordum. Onu gördüğümde bedenim hissizleşmişti. Neden yüz göz olmak zorunda kalmıştık? Neden bu kadar şanssızdım? İç sesim 'daha fazla uğraşma ver şu sandalyeyi' diyor ben ise aksini diretiyordum. Çoğu kişi artık yerine yerleşmiş bazıları ise kader mahkumu olarak ayakta kalmıştı. Pes ederek sandalyeyi ittirircesine bırakmış, yavaş yavaş kader mahkumlarının yanına gitmiştim. Kübra meraklı bir şekilde yanıma gelmiş 'noluyor?' dercesine bakıyordu. Şaşkındı ve sanki sinirli gözüküyordu. Sandalye bulamadığımı söyleyip her zaman yaptığım gibi geçiştirmiştim. Aslına bakarsanız çok sinirlenmişim. Neydi o tavrı? Hayır yani neyin havalarında? Verseydi ölür müydü? Bir yandan da aklım Kübra'da kalmıştı. Bana sinirli bakıyordu. Onu ayakta beklettirdiğimden olsa gerekti.
Arkasına döndü. İsimsiz arkasını döndü. Döndü ve gülümsedi. Önüne döndüğünde arkasında sadece sinirli ve şaşkın bakan bir yüz bıraktığını sanıyordu ama aksine bedeni hissizleşmiş, kalbi erimiş bir Eylül bırakmıştı.
Kalbi erimiş, paramparça olmuş, tutuşmuş ve yanıp kül olmuş...
.
Selam! Sizden ricam bu tarz paylaşacağım birkaç bölümü sabırla okumanız... Çünkü kitabın yarısına geldiğimde kitap tamamen açılmış olacak. İnanın bana baş karakterin Eylül olduğundan bile şüpheleneceksiniz. Sadece sabırla okuyun ve bekleyin ❤️.Bölümü nasıl buldunuz?
Son olarak sizi seviyorum, kendinize iyi bakın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
isimsiz
Teen FictionHızlı adımlarla yanımdan ayrılmaya başladığında arkasında öylece kalakalmıştım. Ne diyeceğimi ya da o an ne yapacağımı bilmiyordum. Teşekkür etmem gerektiğini fark ettiğimde arkasından seslenecektim. O an sadece ağzımdan çıkan tek kelime "ismisiz" o...