6. Bölüm|Cehennem

59 8 86
                                    

Sabahın ilk ışıkları perdenin ardından sızarak içeri giriyor, gözlerimi kamaştırıyordu. Saatin 6 olduğunu gördüğümde gözlerimi tekrar kapatıp yatmaya odaklandım. Nafileydi. Yatamıyordum. Bir türlü yatamıyordum. Ayaklarımı yataktan sarkıtmış bir şekilde telefonuma gelen mesajlara göz gezdiriyordum. Ezel ve Ece bir grup kurmuş, beni de almışlardı. Mutlu mu olsam yoksa o kadar çok mesajın gelmesine üzülsem mi bilemedim. Okumaya birazcık üşeniyor olabilirdim. Gözlerimi tamamen araladıktan sonra aynadaki yansımama bakmış, kendimi süzmüştüm. Günden güne daha çok güzelleştiğimi fark ediyordum. Belki bu kendimi mutlu hissetmemle alaklıydı. Bilemiyorum...

Üstümü giyinmiş, bir şeyler atıştırmış, güzel bir şekilde saçlarıma fön çekmiştim. Sanırım artık kendimi önemsiyordum. Dışarı adım attığımda yenilendiğimi hissettim. Güzel bir nefes çekip yavaş adımlarla yürümeye başlamıştım. Hava güzeldi ve huzur veriyordu. Telefonuma gelen art arda mesaj seslerinden dolayı  dinlediğim şarkıyı durdurmuş mesajlara tıklamıştım.
"Okuma Kulübü" adlı bir grup kurulmuş ve bu benim kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Grup bilgisi kısmına tıkladığımda kulüpten  tanıdığım birkaç kişi vardı. Önemsemeden diğer bildirime tıklamış kaşlarım daha çok çatılmıştı.

"Bugün sabah yolda karşılaşırız".
Ne?

Profile girdiğimde bu kişinin Akın olduğunu görmemle birlikte daha çok şaşırmış, istemsizce heyecanlanmıştım. Telefon numaramı nereden bulmuştu? diye düşünürken aklıma birden grup gelmişti. Telefonumu cebime koymuş, yoluma devam etmiştim. Karşıdan gelen kişinin Akın olduğunu gördüğümde saçlarımı arkaya atmış, adımlarımı yavaşlatmıştım. Okula varmaya az kalmıştı. Birden yanımda belirince varlığıyla mutlu olmuştum.

Sessizce yürüyorduk. Nasıl bir çelişkideydik? Şu an bulunduğum bu ortam beni fazlasıyla geriyordu. Okula vardığımızda birden "Neden öyle  mesaj atma gereği duydun? Yani neden mesaj attın ve benimle geliyorsun?"  diye soruverdim. Fazlasıyla haklıydım.
"Bilmem belki de dikkatimi çekiyorsundur" dediği an kalbimden vurulmuşa dönmüştüm. Fazla heyecanlıyım ama bu kadar heyacanlanlı da olmamalıydım. Sınıf kapıma geldiğimde hiçbir şey demeden hızlıca sınıfıma yöneldim ve onu arkamda bıraktım. Akın'ı.

Ece'nin yanına oturmuş, kızların yaptıkları dedikoduya şahit olmuştum. 3 gün sonra Kübra'nın gelmesi hakkında konuşuyorlardı. Mutlu bir şekilde Kübra'yı çok özlediğimi dile getirdiğimde bana tiksinircesine'gerçekten mi' der gibi bakıyorlardı. Fizik hocasının içeri girmesiyle konu kapanmış herkes yerine oturmuştu. Neden öyle baktıklarını anlamamıştım ama pek de umursadığım söylenemezdi...

Dersler bitmiş, öğrenciler hızlı adımlarla servise doğru yürüyorlardı
"Eylül bu akşam ekip olarak proje hakkında konuşmak için buluşacağız sen de gel!" diye uzaktan bağıran Gülden'e tamam dercesine kafamı sallamış, önüme dönmüştüm. Telefonumdan grubu açmış, konuşmaları okuyordum. Akşam saat 20.00'da buluşacaktık. Aklımda beliren tek düşünce o da gelecek miydi? Gelecekse de bir şey olmayacaktı. Ne olabilirdi ki zaten?

Eve vardığımda sınavlara çalışmak üzere masama oturmuş, edebiyat çalışmaya başlamıştım. Yarınki sınavdan iyi bir not almalıydım. Konuları ezberlemeye çalışıyor, kısa kısa notlar alıyordum. Saat 20.00'a yaklaşmıştı. Çok yorulduğum için gözlerim yavaşça kapanıyordu. Bedenime hükmederek hızlıca giyinmeye başlamıştım. Yeni açılan kulüplerle alakam bile yoktu ama eğer bir ekipsek ve çalışmalar yapacaksak ben de orada olmalıydım. Aynanın karşısına geçip kendimi süzdüğümde fazlasıyla şık olduğumu fark etmiştim. Biraz geç kalmıştım. Anahtarlarımı almış, Gülden'in attığı konuma bakmış ve yola koyulmuştum. Daha önce gitmediğim bir yerdi. Atılan konuma yaklaştığımda mekandan yüksek sesler geliyor, kulaklarımı çınlatıyordu. Mekana girdiğimde ise kısa çaplı bir şok geçirmiştim. Ne yani burada mı çalışacaktık. Bar da mı?

isimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin