Beyaz bluzumun kolları sıfırdı. Siyah eteğim dizlerimin hemen üzerinde bitiyordu. Ayaklarımda düz siyah babetlerim vardı.Karamel renk saçlarımı dağınık bir topuzla toplayıp kalemle tutturmuştum ve dikkatle bilgisayarımın ekranına odaklandığım resmime bakıyordum.
Demir whatsapp dan resmimi attığında gerçekten bu ben miyim olmuştu ilk tepkim. Yandan profil olan resmim ve her zamanki sıska görüntümden daha gösterişliydi.
Resmimi incelerken kuzenim Elif telefonuma doğru eğilip görüş alanımı kapatırken.
"Oha." Dedi.
Elif mezuna kalmış benden beş yaş küçük kuzenimdi. Kıvırcık saçlı balık etli beyaz tenli ve koyu yeşil gözleri ile ailenin en güzel kızı ünvanına sahipti.
"Hemen instagrama koy. Çok güzel çıkmışsın." Dedi yeterli incelemeyi yaptıktan sonra.
Kıvırcık ve kabarık saçlarını da önümden çekmişti bu arada.
"Yapmacık olmaz mı? Herkes haberim yokmuş pozu koyuyor."
"Yoooo." Dedi Elif. Söylediğim saçmaymış gibi.
"Gayette haberin yok işte. Neye daldıysan öyle?" dedi.
Der demez yüzüm hafiften yanmaya başladı. Çünkü ali'ye attığım takip isteğini kabul etmişti ve bende resimlerini incelediğim bir zaman dilimi olmalıydı. Çok dikkatli bakıldığında dudağımın kenarında ki tebessüm okunabilirdi.
"Neye bakacağım. Kredi planı hazırlıyorumdur her zaman ki gibi."
Elif elinde ki yeşil elmadan kocaman ısırıp. 8 yaşında ki kardeşim Sude'nin yatağına bıraktı kendini.
"Sen öyle diyorsan." Dedi omuz silkerek. "Ama sen yine de o resmi koy instaya" dedi.
"Ya Elif grçekten güzel mi?" dedim. Çünkü kendimi fazla güzel bulduğum söylenemezdi. Kendi halimde sıska vücutlu ufak tefek bir şeydim. Boyum 1.60 zor görmüştü.
"Koy koy." Dedi.
"Altına ne yazayım." Dedim.
Çünkü resmi Ali'nin görecek olması içimde naif kıpırtılar oluşturuyordu.
"Ya sen iyi misin?" dedi Elif yattığı yerden doğrularak. Alt tarafı resim işte.
"Tabi senin tuzun kuru. Her halinle güzelsin." Dedim. Şuan karşımda dizi çıkmış pijamalarla takılıyordu. Ama sanki az önce kalın test kitaplarının arasından çıkıp gelmiş bir hali yoktu.
"Work work yaz. Sen seversin entellektuel şeyleri."
Yastığımı çekip kafasına hedef aldım ama sağlam bir atış olmamıştı.
Resmi paylaşıp. Altına da bir şey yazmadım.
İki dakika sonra DM kutuma bildirim düştü.
A: benimi izliyordun?
Bu kadar çabuk dönmesi heyecanlanmamı sağlarken. Yakalanmış olmak kulaklarımı kızartmıştı. Neyse ki yanımda değildi ve göremiyordu.
E: Rapor inceliyordum.
A: :(
A: Yüzünde ki tebessüme bakılırsa işler yolunda.
E: sayılır.
A: bu akşam biraz tatsız mısın?
Acayip keyfim yerindeydi onun ilgisi de hoşuma gidiyordu ama samimi olmakta içimden gelmiyordu.
E: hayır.
A: Ela?
E: efendim.
A: görüşelim mi?
Kalbim bu mesajla bir takla attı.
E: hayır.
A: :( neden?
E: İstemiyorum.
A: emin misin?
E: evet.
A: oysa benimle çıkmak için can atan bir sürü kız var. Bence bu fırsatı kaçırma.
Birden kaşlarım çatıldı. Fasulye kendini nimetten sayıyordu.
E: o zaman koş koşa onlara git.
A: kıskandın mı?
E: ne münasebet.
A: ok....
Sadece ok mu? Son beş dakika bir şey yazmıyordu ve yeşil ışık yanmaya devam ediyordu. Son onbeş dakikadır da öyleydi.
Telefonu yememek için kendimle savaşmayı bırakıp. Elif'in tabletten izlediği diziye baktım. Evlerinde internet olmadığı için bizim eve çıkıyordu. Çünkü amcam geçen sene düşük puan alan kızına sıkı yönetim uyguluyordu.
"Ne izliyorsun Elif?"
"Gel Abla gel. La case de papel. Efsane bir soygun dizisi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trafikte Aşk Var!🚫 🚔 TEXTING🚔🛇
HumorAşk tesadüfleri severdi. Trafik ise kazaları önlemek için kurulan kurallar bütünüydü. Trafikte onca kural onca olay ve kaza olabilirdi. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Mesela önünüze öküz çıkabilir tabelası bile vardı. Yada bir bizon...