Kün Fe yekün

1K 27 0
                                    

Meryem ana otu. Onu bugün burada yıllar yılı özlemini duyduğu suya bırakmaya getirdim."

"Kuru bir çalıyı mı?" dedi Mehmet şaşkınca.

"Bir gün çölde ki son vaha kuruduğunda, bitkiler ölür, canlılar yok olur. Bu çalı ise yapraklarını kapatıp tohumlarını içine saklar. Sonra bir rüzgar eser, çalıyı kuru kumdan ayırır ve oradan oraya savurur. O çalı çölün bütün sıcağına rağmen daha çok yumulur içine daha çok saklanır kendine, Kimbilir belki de yüzyıllarca öylece oradan oraya savrulur. Yine de vazgeçmez kanatlarını açmaz bir türlü. Bunu gören Tanrı Rüzgarı verir ona. şiddetli rüzgar bu defa daha çetin eser bu son fırtınadır, Durduğunda bir cılgaya düşer. Yavaş yavaş açılır yaprakları çok uzun yollardan gelmiştir. çünkü yorgun, bitkin ama bütün bunlara rağmen umut tohumlarını bırakmamıştır. Açıldıkça açılır ama bu da yetmez, bir mucizeye daha ihtiyaç vardır, o mucize gerçekleşir. Tanrı yağmuru YAĞDIRIR.Düşen her damla çalının tohumlarını kırar ve böylece tohumlar etrafa saçılır Yağmur dinip güneş tekrar doğduğunda bu defa yakmaz, birkaç saat içinde o tohumlar hızlıca yeşermeye başlar ve yeni tohumlar çıkarmaya başlar. Keşfedildiğinde ise Hırıstiyanlar ona yeniden doğuş bitkisi, Meryem ana otu dedi, Müslümanlar ise ona Fatımanın eli, Kün fe yekün dediler. "

"Mehmet kızın sakin ılık ses tonunu soludu uzunca bir nefes alarak. Kalbi ağır ağır kaynıyordu yine. Göğüs kafesine vurduğunu hissedebiliyordu. Naif ve zarif bu kadının ruhu da kendisi kadar güzeldi görebiliyordu. Perdeler kalkmış ve aşk kalbe düşmüştü ya hani, ötesi var mıydı. Onun sevda rızkı da bu kadındı. Yüreği de gözleri de soluk bu güzel kadın.

"Böyle demişti Atina sokaklarında ki kahin kadın. Bir gün umutsuzluğa düşersen bu ota tutun. Asla vazgeçme."

Lena bakışlarını çalıdan kaldırıp mehmet'e dokundurdu. Uçurumu andıran gözlerine..

"Al senin olsun Kumandan. Bakarsın benim anlatamadığım her şeyi sana bu Meryem Ana otu anlatır."

Mehmet onun içinden kopup gelen o asi kıza sarılmak istedi. Yorgun ve vazgeçmiş olsa da asi ruhunu dizginleyemiyordu kadın. Onun ruhu yılkı atlarının rüzgarından geçmişti belli ki.

Gülümseyip uzandı ve çalıya uzanan parmakları kızın pamuk tenine dokundu. Lena'in kalbi ürkek bir ceylan gibi serkerken bakışları ona dokunan parmaklara gitti. Mehmet'in bileğinde ki tülbenti gördü. Bu onundu. Mehmet'in bileğinde ne arıyordu. Gözleri genç adamın bakışlarına tırmandığında zaman öylece durdu...

sonra yeniden akmaya başladı..

....

Asker hikayesi seviyor musunuz?

İşte levissi 8. Bölüm alıntısı...

Gelin birlikte büyüyelim bu hikayede de....

Trafikte Aşk Var!🚫 🚔 TEXTING🚔🛇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin