Uçakta ki sessizliği bozan tek şey asla güneş gözlüklerini çıkarmayan genç kızdı. Yeni kestirdiği perçemli saçları alnına dökülüyor hemen karşısında onu inceleyen anne ve babasına bakmamaya özen gösteriyordu.
"Çok yakışmış" demişti annesi. Ona sımsıkı sarılıp hava alanına kadar konuşmayan kızını teskin etmek için elinden geleni yapmaya özen gösteriyordu. Dimitri içtiği iki sigarayı söndürüp de yıllardır alışkanlığında olmayan sigaranın dumanında az daha boğulacaktı. Bir öksürük krizine girmişken Hera endişeyle adamı durdurmuştu.
"Tanrım bu ülkeden birinize bir şey olmadan hemen ayrılmak istiyorum!" demişti Hera. Saçları öfkeden ve üzüntüden elektriklenmiş sürekli elleri saçların daydı.
"Onunla görüşmeme engel olmazsınız" demişti Jessica doğrudan Niko'ya doğru.
"O adam yüzünden sana bir şey olabilirdi!"
"Ama bak olmadı"
"Ya biz olmasaydık!" diye araya girdi Chistian. Jessica gülerek güneş gözlüklerini çıkardı.
"Beni siz kurtarmanız."
Uzun sessizliği başlatan da buydu işte. Jessica bütün aileye kendisini gayet iyi koruyabildiğini göstermişti.
"Ben kendim kendime yeterim" diye mırıldandı tekrar.
Niko telefonu kapatıp hala sık sık oflayan kıza doğru döndü. Özel uçağın deri koltuklarından gelen ses kulağını tırmalamıştı.
"Nasıl yaptın?" dedi sadece, Jessica ona merakla çevrilmiş bir çift yeşil göze odaklanmak için gözlüklerini buruna kadar indirdi.
"Benim dört abim bir babam ve babamdan pek de farklı olmayan büyük babam var. Onlarla geçirdiğim onca senede hiçbir şeydi."
"Bize mı saydırdı bu?" dedi Ewan yan taraftan. Chistian sessizce mırıldandı.
"Sanrım"
Alex işaret parmağını usulca havaya kaldırıp salladı.
"O piçi öldürmediğim için bana minnet duymalısın"
"Banada!" dedi Chistian.
"Benim Pedro'yla problemim yok" dedi Ewan eğlenir gibi bir yüz ifadesiyle. Chistian yanında oturan adama öfkeli bakışlarını çevirdi.
"O piçi mi tutuyorsun!"
"İyi dövüşüyor, ayrıca sıkı adam"
"Sıkı adam!" dedi Niko ihanete uğramış gibi.
"Beş milyon verse adamı olacakmışsın gibi bir halin var" dedi Alex.
"O kadar değil!" diye karşı çıktı Ewan. Bir süre kimseden ses çıkmayınca Ewan bütün dişlerini göstererek gülerek devam etti.
"Belki 15 milyon."
"Git o piçe çalış o zaman!"
"Alınma Chis, adam iyi kabul et"
"Kabul etmiyorum, o adam kız kardeşime yaklaşmayacak!" diye hızlıca atladı.
"Dostum bunu bir de Jessicaya anlat istersen" dedi gülerek tekrar. Jessica elini havaya kaldırıp araya girme ihtiyacında bulundu.
"Sen anca karına karışabilirsin Chistian! Ah pardon Hilal'e de karışabileceğini zannetmiyorum"
"Ne demek o?" dedi Chistian. Jessica elinde telefonu havaya doğru kaldırıp salladı.
"Hilal İzmir'e dönmüş"
"TANRININ BELASI KAÇIK KADIN!"
Niko telefonuna gelen mesajı kontrol ederken kahkahalara boğuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)
Roman d'amourBenim beklediğim adam sen değildin ama kalbim.. Kalbim neden senmiş gibi atıyor. *-* Jessica Atos üç abisi ve babası buna bonus olarak büyük babasıyla oldukça korunaklı bir yaşam sürmüştü. Küçüklüğünden bu yana çevresinde ki zırhlı insanlar onu ke...