O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)

FİNAL

"Hala çok geç değil!" dedi Niko Jessica'ya doğru. Jessica aylardır bu günü beklediği için asıl problemin abilerin de babasından çıkacağına emindi. Belki de işleri biraz da bu yüzden hızlandırmıştı. Upuzun duvağını Kate ve Hilal'le beraber beğenmişler ama bedenine göre ayarlaması için üç aylık bir prova gerekmişti. Vücut hatlarını tamamen ortaya çıkarak balık model gelinliğinde ince ince işlenmiş danteller onu daha ağırlaştırırken fazla abartılı bir şeyler giymediği için bütün taşları çıkartmıştı.

Dimitri elinde ki beyaz şarabını kızının üzerine dökmeden salladı. Bütün Atos erkekleri gelin odasında Jessica'yı ikna etmek için uğraşıyordu.

"Ah Niko.." dedi Jessica başını iki yana sallayarak.

"Abin haklı tatlım, eğer şimdi vazgeçmek istersen seni sonuna kadar destekleriz" dedi Dimitri, küçük kızını bembeyaz gelinliğin içinde gördüğü ilk andan beridir bu fikir baş ağrısını artırmıştı. Jessica kucaklarında Anna ve Tuna'yı tutan abilerine döndü.

"Lütfen sizde Niko ve babam gibi söylenmeyin, düğün resimlerinde mutlu çıkmamız gerekiyor!"

Küçük Anna babasının yeni çıkan sakallarını okşayıp gülücükler saçarken Alex kaşları çatık bir şekilde kız kardeşine bakıyordu.

"Hala çok geç değil" dedi Chis.

Jessica elini alnına vurup onu tekrar bunaltan beş adama yüzünü astı.

"Yeter tamam! Yeterince evlenmek için bekledik ve kabullenin artık bir Atos değilim-"

"Orada dur küçük hanım! Sen hala bir Atos'sun!" dedi Alex. Jessica babasının elini sımsıkı kavrayıp sıktı.

"Jessica Atos Martini, kulağa kötü gelmiyor değil mi?" Küçük kızın dudağında ki gülümseme büyürken Alex usulca öksürdü. Jessica abisinin onaylar gibi başını salladığına emindi.

"Artık mihraba çıkma vakti" Hera uzun kuyruklu eteğini toplayarak gelin odasına giriş yapmıştı.

"Tanrım hepiniz kızımın başında ne yapıyorsunuz?"

"Belki civcivin başına bir yere vurup o piçi unutur ve bu saçmalık son bulur diye bekliyoruz" dedi Niko. Ewan kapının hemen arkasına saklanarak güldü. Hera arkasında gülen Ewan'ı azarladı.

"Kızımı rahat bırakın çocuklar! Dimitri, mihraba kadar Jess'iye eşlik edemezsen ben ederim!"

"Tanrı aşkına kadın! Kızımı mihraba ben götürmeliyim!"

"Tanrıya şükür!" dedi Hera iki kolunu birbirine dolayıp söylendi.

Jessi odadakilere gülümseyip el elini ona uzatan babasına döndü. Usulca ayağa kaldığında hala düşmeden yürüme konusunda emin değildi. Bundan altı ay önce babası evlenmelerine yalnızca Atina'da yaşama koşuluyla onaylamış annesi de düğünü Atina'da istemişti. Atina'da ki büyük kiliseyi dolduracak kadar çok insan düğüne katılacağını hiç düşünmemişlerdi. Eleanor üzerinde pembe elbisesiyle nedimelerinin arasında boy gösterip ona gülümsüyorken sol koluna girmiş babası yürürken dik durmaya çalışıyordu.

"Biliyorsun ki ben hep yanında olacağım tatlım.." dedi babası sessizce. Jessica Hilal'in özellikle seçtiği yüzünü örten duvağına rağmen etrafını incelemeye çalışıyordu. Kalbi babasının söyledikleriyle krema kıvamına gelmişti.

"Biliyorum baba ve ben dünyanın en mükemmel babasına sahip olduğum için çok şanslıyım.."

"Hep öyle oldun tatlım" dedi Dimitri gülümseyerek. Jessica Dimitri'yle aynı anda büyük babalarının hep söylediği sözü söylediler.