İstanbul’da doğdu. Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi’nde bitirdikten sonra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Burada 1940-1946 arasında Fransız ressam Leopold-Levy yönetiminde çalıştı. 1940’ta Beyoğlu Matbuat Müdürlüğü’ndeki Liman Resim Sergisi’ni düzenleyen ve sonradan “Yeniler” diye anılacak olan sanatçılar arasında yer aldı. Yeniler, 1928’deki “Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği” ve 1933’teki “D Grubu” gibi girişimlerin genelde Batı sanatına dönük tutumlarından sonra, yöresel değerlere, Türk toplumuna ve geleneklerine yönelişin ilk temsilcileriydi. Avni Arbaş 1947’de Fransız Hükümeti’nin bursuyla Paris’e gitti. Oradaki ilk kişisel sergisini 1953’te açtı. Daha sonra Saint-Paul-de-Vence’ta, Paris’te, Antibes’de, New York’ta, Torino’da ve Cenevre’de kişisel sergiler düzenledi. Paris’te soyut resmi desteklemekle tanınan “Salon de Mai” galerisinin üyesi bulunan Avni Arbaş, ayrıca Paris’teki yabancı ressamların oluşturduğu Paris Okulu’nun bir sergisine katıldı. Yurt içinde de 1977-1982 arasında İstanbul ve Ankara’daki çeşitli galerilerde yapıtlarını sergiledi.
Doğaya kendine özgü bir bakışla yönelen Avni Arbaş, görüntünün anımsatıcı özelliklerinden yola çıkarak resmine anlatımcı bir içerik kazandırır. Ancak anlatımcılığı, Alman Dışavurumculuğu’nun (Ekspresyonizm) anlatımcılığına benzemez, yumuşak ve duyguludur. Yapıtlarını, sıcak renklerin açık-koyu değerlerinin karşıtlığıyla düzenler. Üçüncü boyutu vurgulanmadığı gibi, ayrıntı üstünde de fazla durmaz. Sanat yaşamı boyunca resimlerindeki temel duyarlık değişmemiştir; Türkiye’ye özgü yaşam motiflerine sevgisi ve figüre bağlılığı sürekli olmuştur. Soyutlamaları, soyut ile figüratif resim arasındaki sınırda yer alır. Avni Arbaş belirli bir akımın peşinden gitmemiş resimlerinde kişisel duyarlığını ön planda tutmuş; ama çağdaş resmin gelişmelerini de göz ardı etmemiştir ressam.................
.
.
.
.
.
.
.
.