Fransız EMPRESYONİSTRessam Pierre Auguste Renoir 1841 de Fransa’nın Limoges kentinde doğdu. Babası terziydi. Dört yaşındayken Renoir ailesi Paris’e yerleşti. 13 yaşında iken porselen boyama eğitimi aldı. Bu konudaki işleriyle aile bütçesine katkıda bulunuyordu. 1861-1864 yılları arasında İsviçreli ressam Charles Gleyre’den resim eğitimi aldı. Bu sürede CLAUDE MONET, Alfred Sisley ve FREDERİC BAZİLLEile tanışıp onlarla birlikte çalışmaya başladı. Bu arada Paris’te besteci Gomod’nun yönetimindeki koroda şarkı söyledi. Müzik öğrenimi de yapmak istiyordu. 1864 yılındaki Paris Salon sergisine ilk defa bir tablosuyla katıldı. Resimlerindeki tazelik ve doğallık eleştirmenlerin dikkatini çekiyordu.
1870 yıllarında Pierre Auguste Renoir empresyonist akımın önderi olmuştu. Diğer empresyonistlerin aksine sanatçı Paris Salon sergilerini önemsiyor ve katılmak için yoğun bir şekilde çalışıyordu. 1874 ve 1876 sergilerinde yer aldı. Bu sürede galerici Paul Durand Ruel’in ve Pere Martin’in desteğiyle maddi durumunu da düzeltmişti. Ancak esas açılım Victor Chocquet ve Georges Charpentier’i tanımasıyla gerçekleşti. Aldığı siparişler ile yoğun çalışma temposunu sürdürdü.
Ancak bir süre sonra çalışmaları kendini tatmin etmemeğe başladı. 1880’de Paris’te sanatçıların toplandığı semtteki atölyesini bırakarak ailesiyle birlikte banliyöye taşındı. 1881 de Cezayir’e, sonra da Italya’ya gitti. Venedik’i, Roma’yı, Floransa’yı ve Pompei’yi gezdi. Ertesi yıl Palermo’da Wagner ile tanıştı. Ünlü bestecinin en güzel portrelerinden birini yaptı. 1887’de empresyonistlerin sekizinci ve son sergisine katılmayı reddetti. Buna karşılık tablolarını New-York’ta, Brüksel’de ve Paris’te bağımsız olarak sergiledi.
1894’den sonra büyük sanatçının sağlık durumu bozulmağa başladı. Adele romatizmasına yakalanmıştı. Doktorlar Renoir’a Fransa’nın Midi bölgesinde yaşamasını tavsiye etmişlerdi. 1899’da Nice yakınında Cagnes köyüne yerleşen sanatçı yirmi yıldan fazla orada yaşadı. Fransa’nın güneyinde bir evde yaşlı bir kötürüm yatakta oturmuştu, Önünde bir ressam sehpası vardı. Bir hastabakıcı titreyen eline bir fırça sıkıştırdı. Fırçayı güçlükle paletine yaklaştırdı. Sonra kendinden emin fırça darbeleriyle resim yapmağa başladı. İşte Renoir son yıllarında böyle çalışıyordu. Bununla beraber tabloları gençliğinde yaptıkları kadar güzeldi.
1900 da Durand – Ruel’de açtığı özel bir sergiden sonra sanatçıya Lejyon D’Honeur nişanı verildi. 3 Aralık 1919 tarihinde Cagnes’de hayata gözlerini yummuştur..