Her Şeyin Başlangıcı

93 7 2
                                    

Leo Cham ile birlikte hala aynı yerde oturuyordu, sessizlikle geçen kaç dakika olmuştu ikisi de bilmiyordu. Sessizliği Leo bozdu, düşünceleri en sonunda sadeleşmişti.
"Artık eve gitme vakti."
"Ah, haklısın." dedi Cham de ayağa kalkarak. "Seni tanımak güzeldi." Yüzünde buruk bir gülüşle arkasını döndü.
"Nereye gidiyorsun?" diye durdurdu onu Leo, elinden tutmuştu.
"E-eve..." dedi Cham, şaşırmıştı. "Evlere dağılmayacak mıydık?"
"E-evet öyle," dedi Leo, sonra da elini fark edip aniden çekti ve ensesine götürdü. "Peki evin nerde? Yani bi evin var mı?" Elini sallayarak konuşuyordu.
"Evet demeyi isterdim ama..." dediyse de cümlesini bitiremedi, çünkü Leo tekrar onun elinden tutmuş kendi peşinden sürüklüyordu. "Hey Leo nereye gidiyoruz?"
"Eve!" diye karşılık verdi Leo, onu yaraladıktan sonra yalnız kalmasına izin veremezdi.
#
Mikey saatin geç olduğunu fark ettiğinde hala Star Laboratuvar'ını izliyordu, ne giren adam ne de April çıkmıştı laboratuvardan. Ama daha fazla bekleyip Usta'sını telaşa sokmak da istemiyordu, zaten bu tarz şeyler için çok genç olduklarını düşünüyordu, belirlenen saatten geç gelirse dışarı çıkma yasağı alabileceğinden korkuyordu ve eğer alırsa bunu çözemezdi.
Gölgelere saklanarak en yakınındaki kanalizasyon kapağına doğru ilerledi, neyseki tüm tüneller bir yerde birbirine bağlanıyordu yoksa bu aydınlık sokakta yürümek... Düşünmek bile istemiyordu, ertesi sabah gazetede yayınlanacak kocaman bir fotoğrafı ile politikacıları topa tutan bir yazıyı şimdiden görür gibi olmuştu.
Kapaktan içeri girip yürümeye başladı, bazen sağ bazen de soldaki tünele girerek ilerliyor, arada kaybolup geri dönüyor ve elini kafasına koyarak düşünüyordu. Hangisinden gitmeliydi? Ama cevabı kesin olarak bulamıyor ve tekrar kayboluyordu.
"Ahhhh yeter!" diye isyan etti en sonunda yankılanan sesini dinlerken. "Ne cehennemdeyim ben?!"
Başı eğik bir şekilde ilerlemeye devam etti, sonunda tanıdık bir tünele gelmişti. Sevinçle nereden gitmesi gerektiğini hesaplarken Leo'yu ve arkasından sürüklediği yaratığı gördü. Leo eve misafir mi getiriyordu? Leo?! Bizim Leo?! Galiba bu şu ana kadar gördüğü en garip olaydı.
"Leoooo!" diye bağırıp yanlarına koştu. Ellerini sallayıp yerini belli etmeye çalışıyordu.
"Selam Mikey." dedi Leo her zamanki sakinliği ile, ama onun arkasındaki oldukça heyecanlı görünüyordu. Sonra derken birden kayboldu.
"Vavvv... Kayboldu! Işınlandı mı yoksa? Beni de ışınlasana! Lütfen Bay Scotty! Ben de ışınlanmak istiyorum!" diye mızmızlanmaya başladı, aynı bir çocuk gibi tepiniyordu da.
"Kimse ışınlanmadı, sadece görünmez oldu." dedi Leo, gayet berrak bir sesle. "Sen de çık ortaya Cham, yoksa bu ufaklıktan kurtulamazsın."
"Görünmezlik daha havalı!" diye uzunca söyledi dediklerini, gözleri parlamıştı, bir yandan da görünmez olsa yapacağı şeyleri düşünüyordu. Aklı ne kadar dışarıda, gün ışığında gezmekte olsa da eğer görünmez olabilirse laboratuvarı araştırmanın daha kolay olacağını düşünüyordu. Ama görünmez olamıyordu ve bu yeni elemana, ne kadar Leo getirmiş olsa da, güvenebilir miydi bilmiyordu. Düşüncelerden Leo'nun sesi ile ayrıldı.
"Hadi eve gidelim, Donnie'ye ne oldu merak ediyorum."
"Aaa... Evet..." dedi kelimeleri uzatarak, bu aklına daha yeni gelmişti. "Hasta falan değildir dimi? Kaplumbağalar hasta olur mu? Peki ya hasta olursa? " Ellerini yanaklarına koyup çığlık atarmış gibi yaptı, tünellerde yüksek ses çıkarmaması gerektiğini küçüklükten beri biliyordu artık. "Ya ölümcülse?!"
"Abartma Mikey, sadece kafası karışık onun. Eminim şu an işinin başındadır."
"Ah evet doğru." dedi sonra Mikey, önemsiz bir şeyden bahsediyormuş gibi ayağını yerdeki taşa vurarak oynuyordu. "Konu Donnie olunca her şey çoooook sıkıcııııı." dedi sonra da yine kelimelerini uzatmıştı.
"Abin hakkında böyle konuşma," dedi Leo ve kardeşinin koluna hafifçe vurdu.
"Acıdı!" diye mızmızlandı Mikey, "Seni şikayet edeceğim!"
"Lütfen etmezsen ağlarım." dedi o da dil çıkartarak ve gülerek yuvalarına doğru devam ettiler.
Evlerine geldiklerinde her şeyin darma duman olduğunu gördüler, eşyalar kırılmış, kitaplar saçılmıştı. Tüm bu dağınıklığın ortasında ise Donnie duruyordu, elinde bir çerçeve vardı, hepsinin olduğu bir yıl önce çekindikleri fotoğraf duruyordu içinde de.
"Donnie n'oldu burada?" diye adım attı Leo, Cham'i bırakmıştı. "Tüm bu kargaşa, yoksa birileri mi-" demeye kalmadan Donnie elindeki çerçeveyi hışımla yere fırlattı.
"Birine gerek yok!" dedi sonra bağırarak, sesi tüm tünellerde yankı yapmıştı. "Birine gerek yok..." dedi sonra daha kısık bir sesle. "Tek başıma yaptım bunu." dedi gururla kollarını açıp etrafını gösterirken. "Tek başıma! Çünkü..." durdu ve düşündü, arada oluşan o sessizlik anında Raph de aralarına katıldı. "Çünkü artık sıkıldım, her gün burada, bu salak insanların altında. Neden olduğunu bilmediğimiz bir dövüşte... Bu sizce de saçma değil mi?" Boynunu eğerek hüzünle onlara baktı, onlara acıyor gibiydi. "Gidiyorum artık!" dedi arkasını dönerek ve göz bandına uzandı. "Artık Donnie değilim."
Mikey onu durdurmak için hamle yaptıysa da Leo ondan önce davrandı, göz bandını yere düşmeden alıp elinde sıktı, ta ki parmakları beyazlaşana dek.
"Bekle!" dedi arkasında emreden bir sesle. "Sen kim olduğunu sanıyorsun da babamızın bize verdiği-"
"Baba mı? O sadece bir sıçan." dedi bastırarak, "Ona baba diyen bizler de birer kaplumbağadan başka bi şey değiliz."
Leo ileri doğru bir adım attı, gözünde öfke vardı. "Sen kim olduğunu sanıyorsun?!"
"Esas sen kim olduğunu sanıyorsun?" Donnie'nin yüzü hala dönüktü, Leo'ya bakmak istemiyordu. "Kim seni patron yaptı? Ne zamandan beri?" Bunları söylerken hışımla arkasını dönmüştü, elleri yumruk şeklinde sıkılıydı. "Bizden büyük müsün? Daha mı güçlüsün? Nesin ki tam olarak?"
Leo ileri doğru atılacağı sırada Mikey Ve Raph önüne geçip onu engelledi.
"Seni kardeşim olarak asla görmemiştim." dedi Donnie, buz gibi bir sesle arkasını dönüp giderken.
Mikey, Leo'yu bırakmış Donnie'yi yakalamayı düşünürken Leo'nun sesi tüm tünelde yankılandı.
"Bırakın gitsin, bizi kardeş olarak görmüyorsa istediği her şeyi yapabilir!" Sonra da Raph'ten kurtulup odasına geçti.
Olayları anlamaya çalışan Raph ve Mikey ise oldukları yerde birbirlerine baktılar, kime nasıl yardım etmeleri lazım ikisi de tam emin değildi, bu yüzden de öylece dikilip etrafı süzdüler bir süre.
Acaba Donnie dediklerinin ne kadarını gerçekten ima etmişti? Bu düşünce ile yerdeki eşyaları almaya başladı Raph, önce önündekileri eline topluyor, ardından da olması gereken yere götürüyordu. Bizi gerçekten kardeşi olarak görmüyor mu? Yoksa sadece Leo'yu mu? Ama neden? Sadece Leo ise niye bize de sırtını döndü? Nedeni vardı, evet ama burayı dağıtmaya ne gerek vardı?.. Düşünceleri beyninin her tarafında yankı yapıyordu, olanları düşünüyordu, olacakları düşünüyordu, olasılıkları düşünüyordu... Ama bir sonuca varamıyordu.
"Lanet olsun!" diye toplayıp yerleştirdiği şeyleri tekrar yere fırlattı, burnundan öfkeyle soluyor, vücudu sinirden kasılıyordu. "Lanet olsun!"
Mikey bir süre Raph'i izlemiş, ardından ona yardım etmek isteyip yerdeki eşyalara yönelmişti, o da düşünceler içinde yüzüyordu, açığa vurmadığı milyon tane düşünce vardı ve onları düşündükçe başı çatlayacakmış gibi ağrıyordu. Düşünme görevlerini bu yüzden almıyordum demek ki, diye geçirdi içinden, Raph bağırarak koyduklarını yere atmadan hemen önce. Korku ile yerinde sıçradı ve Raph'e büyümüş gözlerle bakmaya başladı, niye bu kadar ani bir tepki vermişti? Buna cidden gerek var mıydı? Zaten herkes zor durumdaydı bir de onun böyle ani sesleri... Asla düşünmeyi bilmiyordu.
Arkasını dönüp odasına doğru yöneldi, yalnız kalmak istiyordu hatta mümkünse sonsuza kadar. Olanlar onu yıpratmıştı, hem de bir değil iki olay da. April'ın Star Labs'a girmesi yetmiyormuş gibi bir de Donnie onları terk etmişti. Kendini o kadar çaresiz hissediyordu ki yüzü koyun yatağına yatıp günün bitmesini diledi. Belki de bunların hepsi bir rüyaydı ve uyuyup uyandığında her şey eski halini alacaktı. Ama içinden bir ses hiçbir şeyin asla eskisi gibi olmayacağını söylüyordu.

Ufak bir not düşmek istedim; bölüm resmi bu hikayeye başlamamı sağlayan resimdir/ çizimdir aslında :D

Diğer bölümlerde görüşmek üzere ^^

Kardeşlik KaplumbağasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin