"Ne o çilli? Yine mi dans hocasını etkileyemedin?"
"Bir dahaki sefere başka bir şekilde etkilemeye çalışırsın sen de. İbne." Felix ona söylenen sözleri duymamazlıktan gelmeye çalışırken Jisung onlara çıkışmıştı.
"Ne dediğine dikkat et. Yoksa bir daha konuşamazsın."
"Uuu çok korktum. Ne yapacaksın? Üstüme fındık mı atacaksın?"
"Gerekirse onu da yaparım kapa çeneni."
"Karışma Jisung." Felix sakin bir şekilde Jisung'un kolunu tutarken Jisung onun patlamaya hazır olduğunun farkındaydı. "Belli ki bu ikisinin hafızalarında sorun var. Geçen hafta onları dövmemem için bana yalvardıkları video hala okulun sitesinde var halbuki. Tekrar bütün okula izletmemi ister misiniz? Canlı bir şekilde?"
Etraftakiler fısıldaşmaya başladığında Felix bakışlarını Hyunjin'e çevirdi. Göz göze geldiklerinde Felix ciddiyetini bozmazken Hyunjin sinir bozucu bir şekilde gülümsemişti.
"Geçin içeri."
"Ne yapacaksın Hyun-"
"Size geçin içeri dedim. Sen de git de biraz pratik yap çilli. Bu gidişle okulumuzu temsil eden yine sadece ben olacağım."
"Rüyanda, Hwang." Jisung'un kolunu tutarak yürümeye başladığında Hyunjin'in Jisung'a göz kırptığını görmüştü Felix.
"Lix?" Kalabalıktan uzaklaştıklarında Jisung Felix'e baktı endişeyle. Gözlerinin dolduğunu gördüğünde sıkıca ona sarıldı.
"Ondan nefret ediyorum. Sinirlenince gözlerimin dolmasından nefret ediyorum. Benden daha iyi olmasından nefret ediyorum."
"Sakinleş Lix, sakinleş. Onun senden daha iyi olduğu falan yok. O sadece yüzü için kazanıyor. Sen ondan yeteneklisin. Tersini düşünme."
"Teşekkür ederim Sungie. Derse geç kalacaksın git artık."
"Sen ne yapacaksın?" Felix'in yanaklarına ellerini yerleştirirken sordu Jisung.
"Pratik odasına gidip biraz daha çalışacağım."
"Felix kendini fazla zorluyorsun yapma. Yanakların erimiş zaten. Ara ver biraz."
"Yapamam Jisung. Dersine git hadi. Sonra görüşürüz." Felix, Jisung'un ellerini son bir kez sıktıktan sonra pratik odasına ilerlemeye başladı. Jisung'dan başka bir çift gözün daha onu izlediğinden habersiz.
🔥🔥🔥
Pratik odasının kapısını açan Felix en son görmek istediği insan ile karşılaşmıştı. Gözlerini devirerek içeri girdi ve kapıyı kapattı.
"Burada ne arıyorsun Hwang?"
"Bu seni ne ilgilendirir Lee?"
"Boş versene. Ben başka zaman gelirim." Felix kapıya döndüğünde Hyunjin ağzını açmıştı ki dans hocasının içeri girmesiyle ikisi de duraksadı.
"Felix! Hyunjin! Harika ikiniz de buradasınız!" Hoca kolunu Felix'in omzuna atarak Hyunjin'in yanına gittiğinde Felix dişlerini sıktı.
"Bir sorun mu vardı hocam?"
"Hayır Hyunjin tam tersi! Çok güzel bir haberim var! Önümüzdeki dans yarışmasıyla ilgili!"
"Dinliyorum hocam."
"Dinliyoruz." Hyunjin onu düzelttiğinde Felix tekrar gözlerini devirdi.
"Bu seneki dans yarışmasına her okulun iki kişi göndermesine izin verdiler! İki kişi birlikte bir koreografi hazırlayıp sergileyecekmiş. Ben de siz ikinizi düşündüm!"
"Şaka yapıyorsunuz değil mi? Ben ve o mu? Asla Hyunjin ile dans etmem!"
"Ya onunla ya hiç Lee. Yıllardır bu yarışmaya katılmak için çalıştığını biliyorum. Biraz görmezden gel."
"O kadar kolay olsaydı keşke."
"Bir şikayetin mi var çilli?"
"Hyunjin!" Dans hocası Hyunjin'i uyardığında Hyunjin omuzlarını silkti.
"Kabul ediyorum. Hyunjin ile birlikte katılacağım tamam."
"Mükemmel! Yarışma için iki ayınız var! Birbirinize zarar vermeyin!" Dans hocası böylece odadan çıktığında Felix dişlerini sıkmaya devam ederek Hyunjin'e döndü.
"Birlikte çalışacağımızda zamanında burada olmazsan seni mahvederim Hwang. Haberin olsun."
"Bakıyorum birileri hiç mutlu değil."
"Bunun olmasına çok sevinmişsin gibi konuşma Hwang. Sinirimi bozuyorsun."
"Bunun olmasına tabii ki de çok sevindim! Seni daha çok sinir edebileceğim ve kimin daha iyi olduğunu kendi gözlerinle göreceksin!"
"Senden nefret ediyorum."
"Teşekkür ederim! Ben de senden nefret ediyorum!"
Felix kendini yere bıraktığında Hyunjin'in telefonla oynamaya başladığını fark etti ama bir şey demedi.
"Yakın arkadaşının doğum gününü şifren yapmak mı? Çok zayıfsın çilli."
"Telefonumun sende ne işi var!?"
"Sakin ol çilli. Numaramı kaydettim sadece." Felix hışımla telefonunu Hyunjin'in elinden alırken Hyunjin sırıtarak ellerini kaldırdı.
"Prens'im mi? Tanrım kusacağım."
"Çok hoşuna gitti değil mi? Hiç saklamana gerek yok çilli. Biz bizeyiz zaten."
"Seni telefonuma böyle kayıt edeceğime ölürüm daha iyi Hwang."
"Aww Lixie! Bana böyle duygular beslemen çok hoşuma gidiyor biliyor musun?"
"Siktir git Hwang."
"Cık cık cık. Senin gibi birine hiç yakışıyor mu böyle konuşmak? Minicik, kırılgan Lixie küfür ediyor. Çok ayıp."
"Hwang kapa çeneni. Şarkıyı bir an önce seçelim ve bugün bir daha seni görmeyeyim."
"Pekala çilli. Dediğin gibi olsun." Hyunjin sırıtmaya devam ederken kendi telefonunu almış ve Felix'in yanına oturmuştu. Felix gözlerini Hyunjin'in telefonundan ayırmazken Hyunjin de gözlerini Felix'den ayıramıyordu ve bunun için kendinden nefret ediyordu.
Bölümler diğer hikayelere göre daha yavaş gelebilir şimdiden özür dilerim umarım beğenirsiniz
