* Bölüm 4 *

54 4 9
                                    

        Selamün aleyküm cankuşlarım. Çoook uzun bir aranın ardından buradayım. Bu kadar uzun ara verdiğim için üzgünüm:( Bazı ailevi sebeplerden dolayı buradan uzaklaşmıştır. Ama tekrar aranızdayım inşallah. Size yeni ve heyav kötü bölümler getireceğim, bunun için desteğinizi bekliyorum. Sizleri seviyorum, iyi okumalar 🌹

        Aralık duran kapıdan hiç tereddüt etmeden girdi başkomiser. Herhangi bir tepki beklerken genç delikanlı sakinliğini korumaya devam ediyordu. Bu durum başkomiseri artık iyice şüphelendirdi. Çünkü suçsuz olan bir insan bu ani harekete karşı kendini şaşırmaktan alıkoyamazdı. Bu kadar sakinlik ancak işini bilen bir suçlunun taktiği olabilirdi.

- Bu yerdeki  ne?

     Genç adam istifini bozmadan yavaşça gösterdiği yere baktı. Sonra aynı yavaşlıkla tekrar başkomisere döndü.

- Kan damlası.

- Yapma ya. İyi bak belki sulu boya falan damlamıştır.

- Yok eminim. Demin damladı daha.

- Anladım. Peki şu kan damlasının kime ait olduğunu da söyleyecek misin yoksa biz araştıralım mı?

- Et...

        Sağ elinin işaret parmağıyla açık duran mutfak kapısından içeriyi işaret etti adam. Tezgahın üzerinde duran kanlı et parçasını bakışlarıyla da göstererek gülümsedi.

- Yemek yapacaktım da, etin kanını damlatmışım yere.

        Aynı anda içeriden gelen boğuk bir sesle ikisinin de bakışları sarı ,kırık dökük olan yarı açık kapıya kaydı. Başkomiser çevik bir hareketle odaya daldı. İçerde yatan yatalak kadınla göz göze gelirken ağır idrar kokusundan yüzünü buruşturmamak için kendini zor tuttu.
"Durumu size izah etmiştim " diyerek odaya dahil oldu kısa boylu genç adam.

- Peki kusura bakmayın öyleyse. Ben gideyim artik, iyi günler size.

- İyi günler, geçireyim sizi.

     Girdiği kapıdan aklında soru işaretleriyle çıkarken başka bir kapıya doğru ilerledi başkomiser. Telefonu titreyince üşüyen ellerini cebine atarak ekrana baktı. Arayan Cüneytti. Meşgule atıp ilerledi. Telefon zelzeleye tutulmuş gibi tekrar titremeye başladı. Bu kez tam cevaplayacakken aklına dank eden bir şeyle tekrar reddetti. Adam içerdeki kokunun pişirdiği yemekten olduğunu söylemişti ama tezgahtaki et henüz doğranmamıştı bile. Ocakta yemek de yoktu. Bu şüpheli durumdan ötürü geri dönmeye yeltenmişti ki Cüneyt tekrar aradı. Önemli bir şey olmasaydı ısrarla aramazdı diyerek bu kez cevapladı.

- Seni dinliyorum Cüneyt.

- Başkomiserim bir ihbar aldık, bulunduğunuz mahalleden.

- Ne ihbarı?

- Biri dün gece başka bir cinayete tanıklık etmiş. Karakola ifade vermeye gidecekmiş şimdi, öyle demiş telefonda. Ben de oraya doğru gidiyorum şimdi.

- Tamam Cüneyt, geliyorum ben de.

       Telefonu kapatıp arabasına doğru ilerledi. Aklı burada kalacaktı ama önce karakoldakinin ifadesini alması gerektiğini düşündü. Karlı yollarda dikkatle sürdüğü arabasını karakola varınca park edip içeriye girdi. Odasına uğramasına sorgu odasına geçti. İhbarı yapan adam olduğunu tahmin ettiği uzun boylu sıska adam ve Cüneyt sorgu odasında yalnızlardı.

- Bu şahıs mı dün geceki tanık?

      Evet, siz gelene kadar konuşmayacağını söyledi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MEZAR TAŞI ŞEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin