Saat:06:12
-White koş! Bizimkiler görmesin!
-Koşuyorum dostum, koşuyorum!
Evden kaçtık. Cepte para çok, büfeye gidiyoduk. Büfeye girdik ve 3er bira aldık.
-Ee biz aldıkta nerede içeceğiz?
-Hadi rıhtıma.
Saat:07:28
Rıhtıma vardık. Oturduk ve sigaramızı yaktık. Ellerimizde biralar yudumluyorduk. Arkadan bir ses
-Beyler burası bizim mekan siz hayırdır?
Ardından White
-Kardeş sorun yok istersen beraber oturabiliriz.
-Siz ne ayaksınız lan, beraber oturalım falan!
Derken sinirlendim ve yakasından tutup kafa attım. Acı içinde burnunu tutuyordu. White bana '' Sen ne bok yedin'' der gibi bakıyordu. Yanındaki arkadaşı Bana daldı birbirimizin boğazını sıkarken White tutup yere fırlattı. Ben burnu kırılan adama iki yumruk attım. Başı dönmeye başladı. Bana yumruk sallıyordu ama yumruğun nereye gittiği belli değildi. Bir kafa daha attım ve yere düştü. Yerde bayılana kadar vurdum. En sonunda dayanamadı gözleri kapandı. White'a baktığımda çoktan adamı bayıltmış birasından yudumluyordu. Yanına gittim koluna yavaşça yumruk attım. Güldü.
-Biz yaklaşık 5 dakika önce neye bulaştık dostum.
-Hiçbir fikrim yok, ama aradıklarını buldular.
-Burdan tüyümemiz lazım. Polisi aramıştır kesin kaptanlar.
-Birşey olmaaz.
Yarım saat kadar rıhtımda biraları bitirdik. Kafamız hafif güzeldi ama kendimizdeydik. Ağır ağır yürüyorduk. Rıhtımdan çıkarken korktuğumuz başımıza geldi.
-Ben sana ne dedim ha Sparkly!
Polisler gelmişti. Şu kırmızı mavi lambaları yok mu? Nefret ediyorum şu lambalardan.
-Dostum yaklaşık 6 dakikamız var, görüyorum. Üstümüzü çıkarıp denize atlamalıyız.
-Şuan saçmaladın bak.
-Ya saçmalamıyorum. Polislere evet biz mi bayılttık diyeceğiz. Hem evden kaçtık hemde polislere yakalanmayalım.
-Sen çıldırmışsın dostum.
Çaktırmadan sola doğru rotamızı değiştirdik. Dibimiz denizdi. Hemen soyunup atladım denize. Soğuktu.
-Hadi çabuk ol, bunların şakası yok!
-Lanet olsun.
Atladı denize. Derindi. Hem üşüyor hem saklanıp polisleri izliyorduk. Polisler sarhoşları gördüler. Yeni yeni ayılıyorlardı. Onları arabaya attılar ve gittiler. Sudan çıktık. Üşüyorduk ama alkol içimizi ısıtmıştı. Hemen üstümüzü giyip çıktık.
Saat:09:42
Evin camından içeri girdik. Kimse farketmemişti. Önce birbirimize sarıldık ve yattık. White bana içtenlikle
-Sence birşey olur ve bizim yollarımız ayrılır mı dostum?
-Şuan saçmaladın bak.
-Hahahaha, biz asla ayrılmayız kardeşim.
-Ayrılmayız kardeşim.
Dedim ve uyuduk.
Saat:09:45
-Uyanın çocuklar! Pazar kahvaltısına gidiyoruz!
-Bu bir şaka olmalı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kolye:2
Science FictionEskiden eğlenceli bir kişilik olan Sparkly artık ciddi bir şekilde karşınızda. Sevgilisinin ölümünün ardından oluşan serüven sizlerle.