Biraz daha toparlanmıştım. Çok fazla iyi olduğum söylenemezdi ancak aradan beş ay geçmişti. Okulda yakında bitecekti. Önümde bir yaz tatili vardı.
Eren, ile aram iyi. Onun kötü bir alışkanlığını ilişkimiz boyunca görmedim. Galiba oda değişiyordu. O hayattan sürekli birileriyle olmaktan sıkılmıştı. Yani beden önce en uzun ilişkisinin bana üç gün sürdüğünü değişik, güzel kızlarla sadece kaçamak yaptığını bana anlatmıştı. Ben onun geçmişini biliyordum ,onu kabul etmiştim oda benimkini biliyordu. Gerçi benim geçmişim bir tek Kaan'dan ibaretti ama ona onunla ilgili her şeyi anlatmıştım. Birbirimize güveniyorduk. Artık benim içinde bundan sonrası önemliydi. Bir kıza göz ucuyla baktığını dahi göreyim ben bu ilişkiyi onu çok sevsem de bitirirdim. Fakat çıktığımızdan beri Eren'in, gözü benden başkasını görmüyordu. Dışarıda gezerken bu yakışıklı adam, bu sıradan kızda ne buldu? diyenler oluyordur, çünkü memleketimizde insanlar kötü, yargılayıcı, önyargılı, cahil ve de kıskançtı. Bu benim umurumda bile değildi. Ne derlerse desinlerdi. Ben şu anda ilişkimin tadını çıkarıyordum. Ve mutluydum.
Her şey benden özür dilemesiyle başlamıştı. Karşımda ağlıyordu. İçtendi gözyaşları.
"lütfen bana bir şans ver seninde beni çok sevdiğini, istediğini biliyorum gözlerin bana beni çok sevdiğini, değer verdiğini söylüyor Canan lütfen çok pişmanım".
onu affetmiştim. Birlikte olmaya başlamıştık. Affetmemem içinde bir neden yoktu. Çapkınlığı benden önceydi. Arkadaşımla yatması da benim ona olan ilgimi bilmeden önceydi. Her şey sevgili olmamızdan önceydi. Yaşanmıştı ve de bitmişti. Beni aldattı da affettim değildi, durum. Eğer öyle bir şey olsaydı onu bağışlamayabilirdim. Ayrıca Menekşe'nin hayattayken herhangi bir erkeğin ona hayır demesi, karşı koyması da oldukça zordu. O fazla güzeldi. O yüzden de ne desem boştu. Birden aklıma geldi, gene üzüldüm. Her şeye rağmen Menekşe, ile bir geçmişimiz, anılarımız, dostluğumuz vardı. Ölmesini hiç istemedim. Ölmemeliydi. Ve ölmeyi de kesinlikle hak etmiyordu. Gencecik bir hayat gözlerimizin önünden akıp, gitmişti. Eren, çok yakışıklı, seksi bir erkekti, çoğu kız onunla sevişmek isterdi. Bir tek Menekşe, değil, yani.
Ertesi gün kantinde sevgilimle buluştuk. Yemek yiyorduk.
"ne bakıyorsun öyle?".
"güzele bakmak sevaptır".
"yeme beni"
"yo gayet ciddiyim hem söyler misin sevdiğim kadına bakmayacağım da kime bakacağım?"
"haklı olabilirsin"
"ben hep haklıyım".
"okul bitiyor"
"öyle burayı özleyeceğim senin daha iki senen var oysa ben mezun oluyorum"
"ne yapmayı planlıyorsun?"
"aslında hedefim yurt dışında yüksek lisans yapmaktı ama o zaman hayatımda sen yoktun bunu erteleyeceğim iki sene yüksek lisans yapacağım Dokuz Eylül Üniversitesinde gene spor bölümünde spordan hayatta vazgeçemem biliyorsun spor benim her şeyim hayatım".
"Ege düşünmüyor musun?"
"biraz değişiklik iyi gelir"
"tamam"