4. Bölüm: KİTAP

450 45 32
                                    

   Kalbim! Çok büyük bir sancı hissediyordum. Sancıdan gözlerimi bile tam açamıyordum.

Koltukta uzanıyordum. Karşımda, elini kalbime koymuş ve anlamadığım şeyler mırıldanan yaşlı, uzun beyaz sakallı bir adam duruyordu.

Kalbime bastırdığı eliyle göz kapaklarımı örterek kısık sesle ''Şimdi biraz uyu'' dedi. Ve ben daha sonrasını hatırlamıyorum.

Biri göz kapaklarımla oynayıp açmaya çalışıyordu. Derinden konuşma sesleri geliyordu. O sesin sahibinin suratımda dev beş parmağını hissedince,  gözümü tam açtım. Bu yaşlı misafir bana okkalı bir tokat yapıştırmıştı.

''Yapma ama böyle genç! Uyu dedikte bu kadar da değil.''

''Ne yapıyorsun sen be! Suratımı parçaladın.''

''Çok konuşmayı bırak ta git o suratını yıka. Çapakların alçı görevi görüyor neredeyse. Gözlerini birbirinden ayırmam epey zaman aldı.''

Haklıydı. Çektiğim acıdan dolayı göz yaşım birikmiş, sonrasında çapak halini almış olmalıydı. Ömrümde bu kadar acı çektiğimi hatırlamıyordum. Yukarıya, banyoya,  kadar çıkmaya üşendim ve hemen karşı tarafta duran mutfağa gidip elimi yüzümü yıkadım. Bir bardak suyla geri döndüm. Suyumu yudumlarken;

''Kimsin, nerden geldin, evime nasıl girdin, bana ne yaptın, ne istiyorsun?'' kafamdaki bütün soru işaretlerini özgür bıraktım. 

''Hepsini öğreneceksin. Ama zamanı değil. Sen iyi misin? ''

''Şimdi iyiyim. Dün gece ne oldu, kalbimdeki acının sebebi neydi?''

''3 gün önceki gece diyecektin sanırım. Tam 3 gündür uyuyorsun.''

3 gün mü! Tamam yorulmuştum ama 3 gün yatacak kadar değil.

''Sen bana bir şey yaptın. Elin kalbimde bir şeyler mırıldanıyordun, hatırlıyorum.''

''Mühürlendin! ''

Mühürlendim mi! Ama ne için? Kafam iyice karıştı ve sorularımı mimiklerimle ifade ettim.

''Yıldıza mühürlendin genç aşık.''

diyerek ironik bir ses tonuyla yanıtladı. Biraz utandım ama belli etmemeye çalıştım.

''Karanlık, Yıldızı yeryüzüne gönderdi. Ve yeryüzünden bir insan aldı. Yıldıza karşı insan. Ve böylece eşitlik sağlandı. Planlarını kimse fark etmedi. Ama onlar Uzayla dünya arasındaki perdeyi kaldırmak istiyorlar.''

Bu yaşlı neler diyordu, ben Yıldıza mı mühürlenmiştim, mühürlendiğim için mi gönderilmişti yoksa mühürlenmem için mi, uzayla dünya arasında perde mi varmış, bir yıldız insan bedelinde mi, karanlık derken neyi kastetti? Offff!.. Bu adam iyice kafamı karıştırdı.

''Öyle manasız manasız baktığına göre hiçbir şey anlamadın?''

Başımı sallayarak onayladım.

        
''Bak,  şimdi Dünya ile uzay arsında görünmez, manevi bir perde vardır. Bu perde bir geçit görevi görüyor. Bu geçitten ancak bir Yıldız geçebilir. O geçidin herkese -yıldız dışındaki karanlık güçlere- açılması için birinin kuralları çiğnemesi lazım. Ve o geçit 3 gün önce açıldı. Kuralı sen çiğnedin!''

-Ben mi! Tabii ya. Yıldızı gördüğümden beri onu düşünüyorum. Ah aptal kafam ah! Onun kalbini Sökmen gerekiyordu, diye içimden kendime sitem ettim.- 

Gece GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin