4.5

6.2K 320 66
                                    

Eslem'den:

Bugün hayatımın en heyecanlı günüydü. Sonunda boncuğumun karşısına çıkma cesaretini yakalamıştım ve bugün kendimi ona tam anlamıyla anlatacaktım. Hemde boncuk gözlerinin içine baka baka...

Üzerimdeki yorganı bir kenara serip, bir an önce hazırlanıp kuaförün yolunu tutmayı planlıyordum. Bu kaşla ve bu bıyıkla asla Buğra'mın karşısına çıkamazdım.

İlk olarak üzerimdeki pijamalardan kurtulmak istedim ve dün akşam Emel'in gösterdiği elbiseyi üzerime geçirdim. Biraz kısa olmuştu ama fiziğimi beğendiğim için ve ince belimi pek bir ortaya çıkarttığı için bu durumdan memnundum. Ne de olsa Boncuğumun karşısına çıkacaktım. Biraz da olsun süslenmeliydim değil mi ama?

Belime dökülen kumral saçlarımın uçlarına maşa yardımıyla doğal dalgalar verip, hafif dudaklarımı nemlendirdikten sonra pembe allığım ile yanaklarıma hafif bir renk kattım. Kirpiklerime beş on kat rimel sürüp artık hazır olduğumu düşündüm ve kimseye görünmeden evden çıktım.

Kahvaltı etmemiştim çünkü boncuğum ile kahvaltı etmek istiyordum. Tabii o da etmediyse...

Hızlıca kuaföre doğru adım atıyor bir yandan gözlerim elimdeki telefonuma odaklanıyordu. Boncuğum mesaj atmamıştı. Ona biraz dargın olduğumu hissettirmek isteyip tirip atmamın yeri ve zamanı olduğunu düşündüğüm için bende mesaj atmak istememiştim. Her ne kadar içimden günaydın aşkım yazmak geçiyor olsa da kendimi kontrol etmeyi düşünüyordum.

Kuaföre girip koltuklardan birine kuruldum. "Hoşgeldin Eslem'ciğim." dedi Suzan Abla.

"Hoşbuldum." dedim gülümseyerek.
Zamanımın kısıtlı olduğunu söyleyip acele etmesini isteyince, Suzan Abla cımbızı bir kenara bıraktı ve ağda yardımıyla kaşımı ve bıyığımı almaya başladı. İlk defa ağdayla aldırdığım için canım çok yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordum. Son rütuşlarını da yaptıktan sonra kafamı yasladığım koltuktan kaldırdım ve aynaya kendime baktım.

Aman Allah'ım ne görüyorum ben!

"Suzan Abla, bu neee!" gördüğüm manzara dudaklarımdan istemsizce bu cümleyi çıkarmış, gözlerim kendime bakarken kocaman açılmıştı. Yüzüm kıp kırmızı olmuştu. Ağda yüzümü domatese çevirmişti.

"Ya Eslem'ciğim, neden söylemedin cildim hassas diye."

"Abla ben nereden bileyim. İlk defa ağdayla aldırıyorum. Offf ben ne yapacağım şimdi. Çok önemli bir yere gidecektim. Böyle asla gidemem. Offf!" deyip içimdeki öfkeyi kusuyordum. Şansızlığında bu kadarıydı.

Ayda yılda bir cesaretimi toplamıştım boncuğumun karşısına çıkacaktım ama şu olanlara da bir bakın. Resmen hayata şansız kelimesi olarak gelmiştim.

Kuaförden çıkıp kaldırımlardan birine oturdum ve ne yapacağımı kara kara düşündüm. En iyisinin bugün Buğra'nın karşısına çıkmamaktı...

_______

Buraya kitabı okumasını istediğiniz arkadaşınızı etiketleyebilirsiniz.

Basketbolcu || Texting 🏀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin