S,T-23

4.1K 308 47
                                    

-Kübra-

Soğuk hava da sahil kenarında iki yabancı gibi yürüyorduk. Aynı zamanda Erez'e güzel sövgülerimi sunuyordum.

"Araba kullanmasını bilmezsin etmezsin ! Ne diye bizi sürükledin partiden? Ne güzel içeri de eğleniyordum !"

"O piçimsi varlık ile dans ederken mi eğleniyordun ? Eğlence anlayışın kötüleşmiş senin !" dedi elleri ceplerinde yanımda yürürken.

Fazla soğuk olmasa da ben parti de kalacağımızı düşünerek tarzan gibi giyindiğim için tabi ki de kıçım donuyordu.

"Sen benim neleri sevdiğimi nelerden hoşlandığımı biliyor musun ki de konuşuyorsun ?!" dedim daha büyük bir sinirle.

"O ne demek o ? Kaç senelik arkadaşımsın. Tabi ki biliyorum."

Önüne geçip durdum. İfadesiz bir yüzle bana bakıyordu. "Söyle Allah aşkına en sevdiğim renk ne ?"

Bir süre düşündü. Sahte bir gülüşle devam ettim. "Bilmiyorsun.... Çünkü hiç bir şey farketmeyecek kadar aptalsın ! Ve bu aptallığın yüzünden bir gün kıçına tekmeyi basac-"

"MAVİ !" dedi ve kollarını tutup kendine çekti. "En sevdiğin rengin mavi olduğunu biliyorum. En sevdiğin meyvenin çilek olduğunu biliyorum. En azından ben sevdiğim için seviyorsun. Kendini beğenmediğini ama çok güzel olduğunu biliyorum. En büyük hayalinin dünyayı gezmek olduğunu biliyorum. Sinemaya gitmeyi sevdiğini biliyorum. Beni sevdiğini sevimsiz olarak bana mesaj attığını, senden hoşlandığımı, önemli değil ama özgüvensiz olduğun için değil eğlence olsun diye bana yazdığı biliyorum. Ama dediğim gibi eğlence anlayışın gerçekten kötüleşmiş !"

Tek nefeste sıraladıkları kelimeler üzerine şaşkınlıkla ona baktım. "B-bir dakika... Benden hoşl-lanıyor musun ?"

"O kadar şey arasında buna mı takıldın ?" dedi yumuşar bir yüz ifadesiyle.

"Tabi ki ona takılacağım. Diğerlerini bir zahmet bileyim. Benim hakkımda şeyler."

Savunmaya geçmem üzere gülüp kendine çekti. Sıkı sıkıya sarılırken gülmeye başladım. "Komik olan ne ?" dedi.

"Bu kadar şey bildiğini bilmiyordum."

"Ne bilmekmiş be ?!" dedi isyankar bir şekilde.

Geri çekilirken tek eliyle çenemi kavradı ve yüzlerimiz çok yakın bir şekilde birbirimize bakıyorduk. "Ve senin de tek bilmen gereken şey..."

"Evet ?" dedim. Sesim titremişti.

"Bu adamın kıçına ne kadar tekmeyi basarsan bas, peşini bir daha bırakmayacağı..." Dudaklarını anlıma bastırdı.

Bu sefer içim titremişti...

***
Bunları çabuk çabuk halledeyim bitsin gitsin. Sjxjejd yeni texe geçelim. Çok güzel şeyler düşünüyorum.

Finale az kaldı öptüm.

I need vote and reklam ajxjejx

Sevimsiz | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin