9.BÖLÜM

1.3K 103 22
                                    

ROSE

Sahnede hâlâ,ellerim gitar tellerinin üzerinde,oturur vaziyette ona bakıyordum.Alkış sesleri boğuklaşmış,insanlar arka palanda kalmıştı sanki.

Adımın mikrofonla söylenmesiyle taranstan çıkar gibi bir an titredim ve gözlerimi ondan ayırıp,beni ayakta alkışlayan insanlara karşı ayağa kaltım ve eğilip selam verdim.Eğik kafamı kaldırıp sahnedeki insanlara baktım önce.Hepsinin yüzünde beğeni dolu ifadeler vardı.

Onu boş vermeye çalışıp beni alkışlayan insanlara gülümsedim.
Bizimkiler zaten en çok ses çıkaran grup gibi duruyordu.

Sahneden gitarımla inip kulise doğru adımlarımı atmaya başladım.Kulise girmemle bir an durdum.

Karşımda,tekli koltukta bacak bacak üstüne atmış,rahat bir pozisyonda oturan bir Min Sung buldum.

Bir an etrafıma bakındım.Kimse yoktu.Onunla uzun zamdır aynı ortamda değildik.Bakışları da beni nerdeyse delicek gibi bakıyordu.
Huzursuz hissetmiştim.

"Hımmm,baya ğüzel olmuşsun."dedi elini çenesine koyup sıvazlarken.
Nedense beğenmesi pek hoşuma gitmemişti.

O da fazla oturmayıp ayaklandı ve ellerini ceblerine koyup yavaş adımlarla bana yaklaştı.
Karşımda dikilince iki adım geri gittim.Fazla yakınıma gelmişti ve bu rahatsız hissettirmişti.

Bu hareketimle kısa bir an kafasını eğip güldü.Daha sonra kaldırdı ve ciddi bir yüz ifadesiyle söze başladı.

"Uzun zamandır ğörüşemiyoruz.
Aslında iki hafta pek uzun bir zaman değil ama bana uzun bir zamanmış gibi geldi.Sence de uzun bir zaman değil miydi Rose?"

Laflarıyla değiştine biraz daha kanaat getirdim.Dalga ğeçer gibi konuşması hiç hoş değildi.Yılışıklaşmıştı sanki.
Sanki beni bir porselen bebekmişim gibi kırmamaya özen gösteren eski Min Sung değildi.

"Ne istiyorsun,ne söyliyceksen bir an önce söyle.Arkadaşlarım bekliyor.
Fazla vaktim yok."dedim mesafeli bir şekilde.

"Aslında konuşacak pek bir şey yok.O mesaj bir bahaneydi."

Biraz daha dibime girdi ve tek elini cebinde çıkarıp düzleştirdiğim saçlarıma uzattı elini.Yüzümün hemen önündeki saç tutamını eline alınca hızla koluna vurup ondan uzaklaştım.Bu hareketler,
kesinlikle ona ait değildi.Onu kim değiştirmişti böyle?

"Bana dokunma" dedim sesimi hafif yükselterek.Pislik bir şekilde sırıtmaya başladı.

"Hımm,baya vahşileşmişsin.Senden böyle bir hareket hiç beklemezdim ama.Senin şuan benim kollarımda,
bana sarılıp ağlaman gerekiyordu."
dedi sırıtması genişlerken.Bu hareketleri artık midemi bulandırmaya başlamıştı.

"Ne oldu sana böyle.Sen eski Min Sung değilsin.Hareketlerin,tavırların,
sözlerin sana ait değil.Nasıl böyle değişirsin.Eski Min Sung nerde?!
Ayrıca,sana sarılıp kollarında ağlamak mı?Sen kendini benim gözümde baya büyütmüşsün sanırım.
O telefon konuşmasından sonra benim gözümde bittin sen.Aa,bide bana birine aşık olursam demiştin.
Ayrıldığına değdimi peki.Birine aşık oldun mu bari?"dedim tek kaşımı kaldırarak üstüne gittim.

Cidden şuan sinir patlaması yaşıyordum.Yaşattıkları kolaymış gibi birde dalğa geçiyordu.

Yüzündeki asi sırıtma yavaşça kayboldu ve yerini ciddi bir yüz ifadesi aldı.Aniden tepki değiştirmesi artık beni korkutuyordu.

"İnsanlar değişir.Ya sıkıldıklarından,
yada insanlara yaptığı fedakarlıklara rağmen hâlâ insanların ona karşı değişmemesinden.Yaptığı iyiliklere karşı kör olmalarından bıkıp usanır."

♧DİSEASE || JİROSE♧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin