11.BÖLÜM

1.2K 101 4
                                    


                                   ■

ROSE

Jisoo ile konuştuktan sonra deniz kenarına uğradım.Boş bir bank bulana kadar denize yakın yerde yürüdüm ve isteğime ulaşıp boş bir banka yerleştim.

Hava esiyor ve kasvetli bir ortam yavaş yavaş nüksediyordu gökyüzüne.Yağmur 'geliyorum' der gibi kara bulutlarını gün yüzüne çıkarmıştı.

Üstümdeki kalın hırkanın fermuarını çeneme kadar çekip kaldırdım ve ellerimi ceblerime soktum.Artık üşümüyordum.

Kafam doluydu.Çok fazla doluydu. Jisoo'nun ayrılık konusu canımı sıkmıştı.Grupta bu aralar hep bir aksilik mevcuttu.

Bir yandan Min Sung ile uğraşıp,diğer yandan Jimin'e olan hislerimi kontrol etmeye çalışmam...artık yormaya başlamıştı beni.

Jimin.Artık adını duyduğumda,
ismi dilime geldiğinde heyecandan ellerimin titrediği,kalbimin, sanki son sürat koşmuşum da aniden durup nefes almaya çalışırken ki hızla atan ritmi,her ona bakışımdaki yoğun duygu karmaşası,göz bebeklerimi bir an bile onun gözlerinden ayırmak istemeyişim...

Bunları fark ettiğimde çok geçti aslında.O,hiçbir şey yapmadan etkisi altına almıştı beni.Geldiğinden beri,
her zor anımda hiç düşünmeden beni kucaklamasına tutuklu kalmıştım.
Sarhoş edici vanilya kokusu,her ona yaklaştığımda burun deliklerime nüfus ederken,aynı zamanda sarhoş etkisi yaratıyordu.

Acaba oda benim gibi oluyor muydu ki?Benim hissettiğim duyguları,
birebir vücudunda hissediyor muydu?Her göz göze geldiğimizde,
vücudundan elektrik geçer gibi oluyor muydu acaba?

Gözlerimi yavaşça ve usulca kapattım.
Yüzüme sıcak bir gülümseme yavaş yavaş yayılırken,aynı zamanda neden büyük bir yumru boğazımı tırmalıyordu?

Gözlerim yaşla doluydu ama akıtmıyordum.Gözlerim kapalı,sadece anın huzurunu yaşamaya çalışıyordum.Ama çalılıyordum işte.

Aynı anda gülümseyip,
ağlamamaya çalışmak büyük bir ğüç isterdi.Ağlamıycaktım.O yumru boğazımdan ğeçip hıçkırıklara dönüşmeyecekti asla.Mesela,annem ve babamın artık neredeyse beni unuttuklarını takmıycaktım.Min Sung'un tehditkar bakışlarını takmıycaktım.Gittikçe zorlaşayan hayatımın artık nerelere gideceğini de umursamıycaktım.O yırtıcı yumruyu,
buğün boğazımdan özğürlüğüne kavuşturmayacaktım.

Ama.

Olmadı..

O yumru,boğazımdan özgürlüğüne kavuşup,bedenimi titreterek hıçkırık seslerine dönüşmesiyle kendimi nasıl da kandırmaya çalıştığıma ğüldüm bu sefer.Gözlerim kapalı olduğu halde nasıl da akıyordu arsız gözyaşlarım.

Yoldan ğeçenin bana deli demesine asla şaşmazdım.Şu anki profilimin öyle bir şekli andırdığına emindim.

Yanımda bir hareketlilik hissedince,
takmayarak açmadım gözlerimi.Nasıl olsa oturup bir süre sonra giderdi.
Ama ben biraz daha kalıcaktım ve yerimi yanıma oturan bu yabancıya asla kaptırmıycaktım.

Üstüme konan hırka tarzı bir şeyel panikle gözlerimi açıp anında yaslandığım bankta doğruldum.
Gözlerim buraya kaçıp huzur bulmak istediğim yere,tam yanı başıma oturan iğrenç bir varlıkla göz göze gelince,hemen üstüme örttüğü hırkayı hızla üstümden ittim.Göz devirip,
sertçe tekrar üstüme örtmesiyle tam ağzımı açıcaktım ki,eliyle ağzımı kapatarak engellemsi bir oldu.

"Seni gördüğümden beri tir tir titriyorsun.İzin verde bari sana bir yararım dokunsun"diyip,
sinirle üstüme örttüğü hırkayı daha çok yerleştirdi üzerime.

♧DİSEASE || JİROSE♧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin