Taehyung heyecandan ne yapacağını bilmiyordu. Sevgilisi iyileşmek istediğini söylemişti. Bundan daha güzel haber olabilir miydi? Onunla gitmek istediği ülkeler, yemek istediği yemekler ve kurmak istediği güzel bir aile hayali vardı. Şimdi daha önce onun yaşaması için gözyaşı döktüğü bu hastane koridorlarında, şimdi yürümesi için beklemek gözlerinin dolmasına sebep olmuştu.
Mutluluktan ağlar mıydı bir insan? Taehyung şu an elleri sevgilisinin elleri arasındayken, ağlamamak için zor tutuyordu kendini. "Sevgilim?" Seokjin o güzel gözlerinin dolduğunu gördüğünde içi ezildi. "Bebeğim ne oldu? Sorun ne?" Tae derin bir nefes aldı. "İyileşmen için ne gerekiyorsa yapmalarına izin vereceksin değil mi?"
Seokjin gülümsedi ve sevgilisinin elinin üzerine öpücük bıraktı. "Senin için neleri yapabileceğimi biliyorsun değil mi?" Taehyung derin bir nefes aldı. "Ben senden kendin için yapmanı istiyorum. Eskisi gibi koşmanı istiyorum. Sevdiğin şeyleri yapmanı istiyorum. Ben senden kendin olmanı istiyorum."
Seokjin bir kere daha şükür etti böyle bir sevgiliye sahip olduğu için. "Seninle yapmak istediğim her şeyi gerçekleştireceğim miniğim. Ben seni çok güzel yaşatacağım." Taehyung dolan gözlerine inat gülümsedi. "Böyle güzel sevmeye devam et. Ellerim her zaman senin, ayaklarım her zaman senin için çalışıyor olacak."
İkili derin bir bakışmadan doktorun sesi ile çekildi. "Seokjin bey sizi burda görmek, bu amaç için görmek çok güzel." Seokjin bebeğinin elini sıkıca tuttu. "Düzelme ihtimalim ne kadar?" Doktor elindeki kağıtlara göz gezdirdi. "Çok yüksek. Biliyorsun ki sonradan olan bir şey ve fizik tedavi ile kısa bir sürede düzelme ihtimaliniz var."
Derin bir nefes aldı ve diğer sayfaları da okudu. "Yumuşak dokuların düzelmesi, altı ila sekiz hafta arası oluyor. Kısacası on haftalık bir süreçte ayaklanmanız yüksek oranda fazla." Taehyung en güzel gülüşünü sundu sevgilisine. Elleri mutluluktan titriyordu. Seokjin'in ondan farkı yoktu. Tamamen sevgilisi için istiyordu, onu cidden her hali ile sevmek istiyordu.
"Peki nasıl olacak?" Doktor sağlık durumunun büyüklüğune baktı. "Her seans altmış dakika sürecek. Yavaş yavaş dokuları canlandırmaya çalışacağız. Şimdilik bu kadar, yarın başlayalım. Başka sorunuz var mı?" Seokjin sevgilisinin elini daha sıkı tuttu. "Hayır her şey gayet iyiydi teşekkür ederiz. Sevgilim senin bir sorun var mı?" Taehyung gözlerini sevgilisinin üzerinden asla çekmedi.
"Hayır hayatım yok." Doktor ikisinin arasındaki bağa bayılıyordu. Hastanenin evlerine yakın olması ikisini de mutlu etmişti. Taehyung sevgilisinin sandalyesini denizin kenarına çekti ve arkadan boynuna sarıldı. Kokusunu derince içine çekti. Hava öğlen suları olmasına rağmen yağmur yağacağını belli ediyordu.
Grimsi bulutlar ve dalgalı deniz haberciydi, havanın yağacağına."Üşüdüysen gidebiliriz." Seokjin boynundaki kolun üzerine ellerini koydu. "Sen üşüdün mü?" Taehyung boynuna ufak bir öpücük bıraktı. "Sana sarılıyorum ne üşümesi?" Seokjin bu dediğine kıkırdadı. "Kucağıma gelmek ister misin?" Taehyung utandığından tekrar boynuna sığındı. "Ama dışardayız olmaz ki." Seokjin kolundan tuttu ve yavaşça kucağına doğru dolandırdı.
Göğsüne sinen ve küçücük kalan sevgilisine aşkla baktı. "Bak yerin burası, ne de güzel duruyorsun şimdi." Taehyung göğsünden kafasını kaldırdı. "Daha önce güzel değil miydim?" Seokjin alnına düşen kahverengi saçlarını okşadı ve alnına öpücük bıraktı. "Senin her zerren çok güzel. Öyle güzelsin ki gerçek gelmiyorsun gözüme. Bir melek ile birlikteyim."
Taehyung kıkırdadı ve sıcak bastığı için iyice sindi göğsüne. "Evimize gidelim mi? Sana yemek yapayım ve film izleyelim. Tüm günümüz boş ve ben seninle bir film izlemek istiyorum." Seokjin saçlarını sevdi ve dudağına ufak bir öpücük bıraktı. "Ne izlemek istiyorsun bebeğim?"
"Call Me By Your Name"
**
Seokjin koltukta uzanmış sevgilisinin filmi açarken ki hallerini izliyordu. Düğmelere basarken dudaklarını büzmesi, onu delirtecek kadar hoşuna gidiyordu. Şu an yürümek, bacaklarını kullanmak ne çok isterdi. Sırf Taehyung'un şu hallerinde tatlı krizine girip onu bolca öpmek için şu koltuktan hızlıca kalkmak ne çok isterdi.
'Sevgi; tüm yapamadıklarımızı suratımıza çaresizce çarpar, çarpar ki zamanında değerini bil.'
"Taehyung çabuk yanıma gel!" Tae filmi başlatıp sevgilisinin kendisi için ayırdığı kısıma yavaşça kedi misali kıvrıldı. Sıcacıktı. Sevgilisi büyük kollarını küçük bedenine sardı ve Taehyung o an dünyanın en güvenli ve huzurlu yerinde hissetti. Seokjin'in ayakları tutmuyordu değil mi? Nasıl onun sadece kollarında böyle güvenli, her şeyi başaracakmış gibi hissedebilirdi?
O ayaklar ona istediği ülkeyi, gezmeyi, bisiklet sürmeyi, çiftlerin yapacağı hiçbir şeyi sunmazdı ki. Nasıl olurda böyle eşsiz hissederdi? Çünkü Taehyung deliler gibi aşıktı. Seokjin görmezse gözleri olur, duymazsa kulakları olur ve yürüyemezse ayakları olurdu. Oldu sevgilisini asla eksik hissetirmedi. Onunla deliler gibi sevişti. Gezdi, eğlendi ve ona her seferinde biraz daha aşık oldu.
İkili filmin yarısından çoğunu izlemişti. Seokjin'in ise izlediği tek şey sevgilisinin cinsellik boyutuna geçen sahnelerde kızaran elmacık kemiklerini, duygusal sahnelerde boncuk boncuk dolan gözlerini ve komik sahnelerde o güzel dişlerini göstererek gülüşünü izliyordu. Bu görüntü birçok filmden daha eşsizdi. Artık sonlara doğru genç oğlanın,
büyük oğlanın gidişinin ardından girdiği duygusal çöküntüde tutamamıştı kendini.Hemen biraz kayıp arkasına döndü ve Seokjin'e sıkıca sarıldı. "Sakın beni bırakma."
Seokjin saçlarını okşadı ve tebessüm etti. "Seni asla bırakmam sen benim canımsın, içimsin." Taehyung boynundan ayrıldı ve sevgilisinin alnına bastırdı dudaklarını. "Seni seviyorum," ardından yanağına dudaklarını sürttü, "bana yaşattığın her şeyi seviyorum." Seokjin gülümsedi ve boynuna sokuldu. Mırıldansa bile Taehyung'un ne demek istediğini duyduğuna emindi."Bana isminle seslen."
"Taehyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aware ✓
Fanfic"Koma cehennem ateşlerinden kaynıyor, cennet yağmurları kadar serin hissettiriyordu."