Yatakta mutluluktan tepiniyor ama sevgilisi uyanmasın diye olabildiğince sessiz kalıyordu. Mutluluktan akan gözyaşlarını sildi ve sevgilisinin boynuna yerleşti. Kıkırdıyor ve gözyaşları Seokjin'in boynuna dökülüyordu.
Şu an resmen minicik kalmıştı üzerinde. Seokjin boynuna değen ıslaklık ve gelen kıkırdama sesine hafifçe açtı gözlerini.Taehyung bacağının birini üzerine sarmış ve boynunda gülümsüyordu. Burnunu miniğinin saçlarına daldırdı ve özenle sevdi. "Güzelim noldu?" Taehyung yavaşça kalktı boynundan. "Sen hala o mevzuya mı seviniyorsun?" Taehyung yanından kalktı ve kucağına yerleşti. "Bu hayatta beni başka ne mutlu eder ki? Senin ile ilgili olmayan bir şey beni ne zaman mutlu etti?"
Seokjin ellerini beline sardı ve kendine çekip öptü. "Değil mi? Bizim birbirimizden başka kimimiz var?" Taehyung sarıldı ve boynuna sığındı. "Kimsemiz yok. Sen ve ben varız. Biz varız. Yemin ederim başka kimsemizin olmaması umrumda değil. Sen ol, kokun kokuma karışacak kadar yakınımda ol fazlasında gözüm yok."
Seokjin elleri ile sevgilisinin sırtını sevdi. "Nasıl, nasıl böylesine mükemmel düşünceye sahip olabiliyorsun sevgilim?" Taehyung burnunu yanaklarına sürttü ve derince kokusunu çekti içine. "Bana bunları yemin ederim sen yaptırıyorsun. Seninle öğrendiğim şeyleri yine seninle pekiştiriyorum." Seokjin dudağına sert ve sulu bir öpücük bıraktı.
"Deliriyorum sana," bir öpücük daha kondurdu dudaklarına. "Aşık oluyorum her gün, her saat sana." Bir öpücük daha kondurdu baldan tatlı dudaklarına." Tanrı resmen seni benim olman için göndermiş." Taehyung göğsüne sığındı. "Yürüme ihtimaline nasıl sevindim bilemezsin." Seokjin saçlarını sevdi. "Senin hissetmene nasıl sevindim bilemezsin sevgilim," diye fısıldadı dudakları üzerine Taehyung.
Mutluluk o kadar çoktu ki şu an vücudunda, o kadar fazlaydı ki içindeki heyecan, ne yapması gerektiğini dahi bilmiyordu. "Bir saat sonra resmen yürüme için kullanılan makinada alıştırma yapacaksın. Tanrım! Mutluluktan delireceğim." Seokjin kahkahalarla gülüp sevgilisinin dolgun kalçalarını sevdi. "Sana yeniden yeteceğim, seveceğim, dokunacağım, seni zirveye ulaştıracağım, mutlu edecek, koşacak, eğleneceğiz. Biz seninle tekrar tek beden olacağız."
Taehyung onaylamazca salladı başını. "Bana nasıl yettiğini çok iyi biliyorsun değil mi? Nasıl benimle eğlendiğini. Lütfen artık böyle konuşma. O yapmak istediğimiz ama yapamadığımız tatilimizi yaparız. Gezeriz, eğleniriz, koşarız, bisiklet süreriz... Daha niceleri için sana ihtiyacım var. Sevgine ihtiyacım var." Seokjin gülen gözleri ile baktı sevgilisine. "O zaman gidelim ve sen aylar sonra sevgilini yürürken gör."
Taehyung'un dudaklarına defalarca kendi dudaklarını bastırdı ve çekti. "Gidelim, gidelim ve ben sevgilimi yeniden mutlu göreyim." Seokjin yataktan doğruldu ve kucağında kalan sevgilisine özlemle baktı. "Yanımdasın, yatağımdasın, ellerin ellerimde, dudakların dudaklarımda, saçların saçlarıma karışmış, nefesim senin, ama ben sana hala doyamıyorum. Hala yetmiyor seni izlemek ne yapacağım ben Taehyung? Bana bir yol göster."
Taehyung gülümsemesi sürerken ellerini sevgilisinin saçlarına daldırdı ve özenle okşadı. Burnunu burnuna sürttü ve çenesinde dinlendi dudakları. "Ben bilmiyorum ki. Ben sana nasıl doyarım, nasıl özlemim diner bilmiyorum ki. Sevgilim bilmediğim bir şeyin yolunu sana sunamam ki." Yavaşça üstünden kalktı ve ellerinden tuttu. Ardından kol değeneklerini verdi ve destek olup dolabın önüne getirdi.
Dün gece Taehyung bunu öğrenir öğrenmez doktoru aramış ve haber vermişti. Doktor ise kol değeneğine geçiş yapabilmesinde sıkıntı olmayacağından bahsetmişti. Sevgilisini yine kapalı giydirmiş ve yavaş yavaş yürüyüşünü izliyordu. Ama birazdan doktora gidecekler ve resmen değeneksiz yürüyeceğini görecekti.
Şuan tüm işleri bitmiş ve çoktan hastanenin kapısının önündelerdi. Ellerini sımsıkı tutuyorlardı birbirlerinin. Taehyung tekerlekli sandalyeyi ittirdi ve asansöre girdiler. "Heyecanlı mısın sevgilim?" Seokjin derin bir nefes aldı ve ellerini biraz sıktı sevgilisinin. "Hemde çok!" Taehyung eğildi ve saçlarından güzel bir nefes çaldı.
İner inmez sevgilisini fizyoterapistin kapısına getirdi ve isimlerinin okunması ile içeri geçtiler. "Hoş geldiniz Seokjin bey buyrun." Adamın samimi gülüşüne karşılık verdi. "Ne zaman başlayacağız?" Sabırsızdı Seokjin. Bir an önce sevgilisinin onu o halde görmesini istiyordu. Evde bazen parmaklarını oynatıyor bazende bacağını hareket ettirebiliyordu.
Doktor yavaşça kalktı ve Seokjin'in ellerinden tutup değenekleri uzattı. "Şimdi vücuduna birkaç kablo bağlamam gerek. Taehyung sevgiline yardım edip yürüme bandının üzerine çıkmasını sağlar mısın?" Taehyung mutlulukla titreyen ellerini sevgilisine doladı ve yürüme bandının üzerine gelmesine yardım etti.
"Evet Taehyung, sen sonunda bekle o mekanizmanın tamam mı? Biz biraz alıştırmadan sonra, Seokjin tamamen yardım almadan yürüyecek." Heyecanla sonuna geçti ve tüm alıştırma boyunca sevgilisini izledi.
Uzun zamandır bunu yapıyorlardı ve şu an yürümesini görmesi bile kalbini deli gibi attırıyordu.Bir saatlik seansın sonunda Seokjin'in destek almadan yürüme kısmına gelinmişti. Taehyung dolu gözleri ve titreyen elleri ile ağzını kapatmış sevgilisinin ona gelmesini bekliyordu. Kalbi boğazında atıyor ve delicesine yutkunuyordu. "Şimdi kendine gel ve yolun sonunda seni bekleyen sevgiline yürü. Seni hangi umutlarla bekliyor görüyorsun değil mi?"
Seokjin iyice destek aldı ve ağıran ayaklarına rağmen tüm gücüyle yürüdü. Taehyung hıçkırıklarını bastırdı ve gözlerindeki huzur ve mutlulukla baktı, sevgilisinin güzel yüzüne. Seokjin yavaş yavaş yürüyor ve hepsinde ayaklarına sanki bir tanrıymış gibi bakıyordu. Ama onu sevindiren yolun sonunda bekleyen güzeller güzeli sevgilisiydi.
Yolun sonunda sen varsan, bana her şey mübah.
Tam sonuna geldiğinde sevgilisinin hıçkırık sesini duyması ile son adımı attı ve ağlayan sevgilisine sıkıca sarıldı. "Se-okjin" boğazından çıkan hıçkırık sesi ile daha sıkı sarıldı sevgilisine. Seokjin gözlerinden akan yaşı umursamadan sarıldı sevgilisinin boynuna ve gözyaşlarını oraya dökmeye devam etti. "Sevgilim bak artık sana gelebiliyorum. Bak yine sana koşarak sarılabileceğim. Gördün mü? Ben sana yine eskisi gibi yürüyorum."
Taehyung ağlamasına devam ediyordu. Sevgilisinin yüzünün her yerini öperken mutluluğunu anlatmaya devam ediyordu. Artık gezebilecek, onunla eğlenebilecek, onun tenini tekrar kendi tenine tamamen mühürleyecekti. Boynuna yerleşti ve kokusunu içine çekti. Artık tamamen mutlu ve huzurlu olacaklardı. Seokjin sevgilisinin dudaklarına dudaklarını bastırıp tadını aldı.
Tekrar tekrar bağlandı ruhları gibi dudakları da. Taehyung ellerini Seokjin'in yüzüne yasladı ve derin nefes aldı. "Gideceğiz değil mi burdan? Ben seninle burdan gidebileceğim değil mi?" Seokjin gülümsedi ve ağıran ayaklarının üstünde zor duruyordu. Elini aldı ve avuç içine bastırdı dudaklarını. Döküldü kelimeler dudaklarından.
“Süslenip bir yangına gideriz seninle.”
-
Sizi seviyorum, seveceğim ve sevmeye devam edeceğim.💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aware ✓
Fanfiction"Koma cehennem ateşlerinden kaynıyor, cennet yağmurları kadar serin hissettiriyordu."