Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınnn ♥
Rüzgar bana tam üç haftadır ders çalıştıyordu. Artık dersleri daha iyi anlıyordum. Sürekli ders çalışıyordum ve Rüzgar bana çok yardımcı oluyordu.
Rüzgar'ın arkadaş çevresi çok geniş. Neredeyse okulda ki herkesi tanıyor. Çok fazla arkadaşı var. Çok neşeli ve eğlenceli biri.
Hep gülüyor. Gülünce yanakları iyice içine gidiyor.
Beni hep güldürmeye çalışıyor. Sanırım tek başarılı olmadığı konu bu.
Rüzgar'ın anlatımıyla
Olmuyor. Bir türlü Eylül'ü güldüremiyorum. Hep aynı ifadesiz surat, uykulu gözler. Değişen hiçbir şey yok. Duvarlarını kıramıyorum. Buna izin vermiyor.
Şimdiye kadar sadece dudağı kanadığında peçete tutarken gülmüştü. Gülünce gözleri kısılıyor ve yanağında çok ince bir gamze beliriyor.
Çok kısa gülmüştü ama o an içim sıcacık olmuştu. Gülüşüne hayran kalmıştım.
O gülünce sanki yaprağını döken tüm ağaçlar çiçek açmış, ruhum dinlenmiş, içim huzurla dolmuştu.
O gülünce sanki dünya güzelleşmişti...
Ondan ne isteyeceğimi bulmuştum. Aslında daha çok bir teklifti ve umarım kabul eder. Zor bir şey değil ama onu bir kez daha güldürebilir.
Ve ben onu bir kere daha gülerken görmek için her şeyi yapabilirim.
Eylül'ün anlatımıyla
Rüzgar ile öğle arasında ders çalışırken birden kalemini masaya bıraktı ve bana döndü.
"Eylül."
"?"
"Senden ne isteyeceğimi buldum. Zor bir şey değil."
"Nedir?"
"Lunapark. Birlikte lunaparka gidelim ve tam bir gününü bana ver. Senden sadece bir gün istiyorum."
İstediği şey beni şaşırmıştı. Daha farklı bir şey beklerdim. Ama bunu yapabilirim. Sadece bir gün.
Cevabımı bekliyordu. Kaşlarını kaldırarak gözlerimin içine bakıyordu.
"Tamam. Sana bir günümü verebilirim. Bana çok yardımcı oldun. Ne zaman gideceğiz?"
"Cumartesi boş musun?"
"Evet."
"O zaman cumartesi buluşalım. Kabul ettiğin için teşekkür ederim Eylül."
Ufak bir tebessümle karşılık verdim. Benim ona teşekkür etmem gerekirken o bana teşekkür ediyordu.
"Asıl ben teşekkür ederim. Bana çok yardımcı oldun."
Gamzelerini göstererek gülümsedi.
Cumartesi Günü
Bugün Rüzgar ile buluşacağız. Ve lunaparka gideceğiz.
Kısa bir duşun ardından saçlarımı kuruttum. Giyinmek için banyodan çıktım. Havalar soğumaya başladığı için dar siyah kotumu giydim. Üzerine de yine siyah bir sweat ve kot ceketimi giydim. Saçlarım her zaman ki gibi dağınıktı ama şapka takacağım için önce elimle düzelttim. Sonra da siyah şapkamı taktım. Ve son olarak ayakkabılarımı giydim. Evden çıkarken kulaklıklarımı taktım.
Rüzgar ile lunaparkta buluştuk. O da siyah kot pantolon ve içine beyaz tişört ile kot ceket giymişti. Tarzı çok iyiydi. Her zaman giyimine özenirdi.
Beni görünce gülümseyerek, adımlarını hızlandırıp yanıma geldi.
"Selam."
"Selam."
Yine etrafına neşe saçıyordu. Gözlerinin içi gülüyordu.
"İlk olarak neye binmek istersin?" diye sordu.
Lunaparkları hep çok severdim. Ama daha önce buradaki hiç bir alete binmemiştim. Çünkü ilk kez geliyorum. Bu yüzden biraz gerilim ile karışık heyecan hissediyorum.
"Fark etmez." dedim.
"Öyleyse ilk dönme dolaba binelim. Sen beni burada bekle. Hemen geliyorum." diyerek yanımdan ayrıldı ve jeton almaya gitti.
Bende o sırada etrafı inceledim. Her yer rengarenkti. Burası biraz kalabalıktı. Herkes çok mutlu gözüküyordu.
Rüzgar yanıma gelince birlikte dönme dolaba doğru ilerledik. Dönme dolaba bindikten sonra yerlerimize yerleştik. Dönme dolap yavaş yavaş yükselirken manzara gittikçe güzelleşiyordu.
"Eylül..." dedi Rüzgar.
Devam etmesi için ona döndüm.
"Bugün sorduğum bütün sorulara cevap verir misin? Seni hâlâ tanımıyorum. Hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Seni tanımak istiyorum. Hiç değilse sadece bugün için buna izin verir misin?"
Ne o beni tanıyordu, ne de ben onu. Ve haftalardır birlikte zaman geçiriyorduk. İstediği her şeyi tabiki de sorabilirdi.
"Ne öğrenmek istiyorsun? Bugün her şeyi sorabilirsin."
"Doğum günün ne zaman?"
"7 Eylül. Senin ki?"
"14 Mart. Hmmm... Neler yapmaktan hoşlanırsın?"
"Kitap okumaktan ve şarkı dinlemekten."
"En sevdiğin yemek ne?"
"Bilmem, hiç düşünmedim."
Dönme dolap durana kadar Rüzgar ard arda bir sürü soru sordu. Hepsini cevapladım. Merak ettiği ne kadar çok şey varmış. En sevdiğim kitaptan uyurken ne düşündüğüme kadar sordu.
Dönme dolaptan indikten sonra gökdelene binmeye karar verdik. Yerlerimize yerleştik. Bir anda elimi tuttu. Ben 'n'apıyorsun?' der gibi bakarken
"Korkarsın diye."dedi.
"Ben zaten korkmam ki."
"Olsun. Yine de böyle dursun Belki korkarsın."
Bugün çok mutlu gözüküyordu. Hergün mutluydu ama bugün daha çoktu mutluluğu.
Gökdelen yavaş yavaş yükselirken cebinden telefonunu çıkarttı ve ayaklarımızın fotoğrafını çekti.
Gökdelen bir anda kendini aşağıya doğru bırakınca Rüzgar'ın elini sıktım ve gülmeye başladım. Şu an da gerçekten çok eğleniyorum. En son ne zaman bu kadar güldüğümü ve eğlendiğimi hatırlamıyorum.Kafamı çevirdiğimde Rüzgar'ın gülerek beni izlediğini gördüm.
O an yaşadıklarım, üzüntülerim, yalnızlığım hiçbiri umrumda değildi. Sadece şu anı doyasıya yaşamak istiyordum. Belki de yıllardır gülmediğim kadar gülmek...
Şarkı önerinn
Bölüm nasıldı?
Buraya kadar geldiğin için çok teşekkür ederim ♥
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınnn ♥
İnstagram hesabım :hll.dxx