BÖLÜM 4 - BYGONE / GEÇMİŞTE KALAN
18.05 p.mAraba bir anda havalanmış, bina iyice küçük bir hal almışken yanımızdan geçen başka bir arabanın korkusuyla çığlık attım ve elimi onun elinin üzerinde buldum. "Ee, bence güvenmeye başlamış gibisin" diye sırıtınca "İlk defa uçan bir arabaya bindigim için korkmuş olamam dimi zaten..." Derken, bir iki saniye bana baktıktan sonra gözlerini yeniden yola çevirdi.
"Eskiyi unuttuğunu zannediyordum daha önceye dair bir şey hatırlıyor musun ki?"
"Aslına bakarsan daha önce uçan arabaya binmiş olma ihtimalim var fakat bunu hatırlayacak değilim."
Gülümsedi "Biliyor musun aslında bazen hafızamı silmek isterdim. Kendime yeni bir ben yaratırdım, hayattan bazen geçmişi hatırlamak istemeyeceğimiz anılar oluyor" dedi, yüzü düşmüştü.
Açıkçası içim burkulmuştu, kalbime acı bir hüzün çökmüştü, "İstersen anlatabilirsin, dinlerim..." Dedim sessizce. Gözlerini yoldan ayırmaksızın konuştu "Şimdi pek sırası değil ama... Üç yıl önce yanında kaldığım amcam Steve görevde açık verdikleri iddiasıyla öldürüldü o günden bu yana intikamımı almak için ettiğim yeminime sadık kalmaya çalışıyorum ve bunun önüne kimse geçemez." Dedi ve iki saniye kadar gözlerime çevirdiği gözlerini yeniden yola çevirdi.
"Merak ediyorum acaba benim bir ailem var mıdır, yani... En azından bir akraba bilemiyorum. Geçmişi hatırlatacak herhangibir kişi?"
Bir süre düşündükten sonra "Bilemiyorum aslında bir ihtimal var tabii ki" dedi sırtımı ve kafamı koltuğa yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım.
Etrafta hiç ses yoktu, o an o kadar huzurluydu ki keşke hep bu anın içinde kalabilsem dedim kendi kendime.
Dünya hep böyle miydi acaba... Göz alıcı parlak ışıkların süslediği siyahın asaleti ile kaplanmış dolunayın aydınlattığı gök yüzüne uzanan büyük binalar, acaba hep var mıydı?..
Güneş hep böyle mi çıkıyordu binaların arasından yer yüzüne doğru, bu kadar karanlık mıydı geceler? Yıldızlar bu kadar mı görünüyordu yalnızca yoksa onları da mı yok etti fark etmeden insanlar.
Sevgi, saygı, sadakat hala aynı mı yoksa yetiyor mu tüm ilişkilerin değişmesi için yalnızca bir gece. Sevgi olmaz mı zaman ne olursa olsun insan emek verince?
Sonunda tüm dalgınlığımdan ve düşüncelerimden beni uzaklaştıracak şekilde "Geldik" demesi beni ürkütmüştü. Gözlerimi arabanın camının önüme çevirmemle görmüştüm o binayı. Kocaman, gecenin çarşaf gibi sarıp sarmaladığı ve gizli hale getirdiği gökyüzünü delecek şekilde parlayan dolunayın ışığı, ağır ve tane tane gökyüzünden kendilerini yere bırakan yağmur damlaları... Unutulmaz bir geceydi, geçmişini ve kimliğini unutan bir kadın olan benim için bile.
Arabayı yavaşça binanın önündeki park yerine indirdikten sonra, yağmurun toprakla buluştuğu anda havanın benimsediği o tatlı kokuyu içime çektim, yere ayak basar basmaz yüzümü semaya çevirerek "İşte bunu özlemişim." Dedim, o an ne hissettim bilmiyor musunuz, belki de 'eski ben' in sevmediği şeyleri severim belki de kendime yeni bir ben çizmeliyim, bilmem gereken geçmişin üzerine çizilmiş bir hayat...
Ve geçmişi öğrenmeye olan arzum artmıştı "Şimdi ne yapıyoruz?" Diye sordum gülümseyerek merakla.
-Gel içeri girelim, bence bugün yeterince yorucuydu... Hem sen daha demin bana manyak manyak bağırıyordun ne oldu?
-Fark ettin mi bilmiyorum ama bana habire komada olduğumu söylüyorsun vücut alışmış mı ne yaptı artık bilmiyorum komadan komaya giriyor mübarek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtemeller
Science FictionGeçmiş, şu an ve gelecek arasındaki fark inatçı bir illüzyondan ibarettir / Einstein Dün, bugün ve yarın sandığımızın aksine peş peşe gelmezler sonsuz bir döngü içinde birbirlerine bağlıdırlar. Her şey birbirine bağlıdır. Sonuçların, seçimlerimize...