BÖLÜM 3

50 14 23
                                    



Düşünceler arasında sıkışıp kalmak o kadar zor ki...
Yıkılmamak için ayakta durmak, bir o kadarda yere sağlam basmak..
Ben, Demir benden gittiğinden beri sağlam basamıyordum. Yürüdüğüm yolları tıpkı bir sarhoş gibi sallana sallana yürüyordum. Bu da bana yıkımın getirdiği bir şeydi.

Yarın yeni bir hayata"Merhaba" diyecektim ve bunu başarmam için yarına  hazırlanmalıydım.
Oturduğum tekli koltuktan kalkarken düşüncelerimi orada bırakmıştım. Ve doğruca odama gidip, yarın ne giyeceğime karar vermek için dolabı açtım, bir çok kıyafeti görmek gözümü korkutmuştu.
Bu kadar kıyafeti ne ara almıştım? Hiçbir fikrim yoktu.

Aralarından nar çiçeği rengi elbise dikkatimi çekmişti ,hiç beklemeden elime alıp şöyle bir inceledim iş için uygundu. Hiçbir yerde açıklığı yoktu. Kalın askılı, kare yaka, dizlerimin hemen hemen altında bitecek bir elbiseydi. Çokta düşünmeden elimdeki elbiseyi yatağıma koyup giysi dolabımı kapattım, yarın için hazırdım işte.

Fazla düşünmeye gerek yoktu sonuçta muhasabe bölümündeydim ve abatıya gerek yoktu.
Geriye yemek yapıp karnımı doyurmak kalmıştı..

Yavaş adımlarla mutfağa doğru ilerledim ve buzluktaki tavuğu çıkardım, bir kaba koyup üstünü geçinceye kadar su doldurdum bu daha çabuk erimesine yardımcı olacaktı...

Tekrardan salona gidip tekli koltuğa oturdum ve dışarıya baktım..
Ben dışarı baktıkça düşünceler bir o kadar beynimi işgal ediyordu.

Bugün yaşadığım olayı hala atlatamamıştım. Çok zoruma gidiyordu. Ben daha onu unutamamışken o beni çoktan unutmuştu. En çokta kalbim bunun acısına kavruluyordu...

Bugün hava sonbahar olmasına göre sıcaktı ve eminim ki tavuğum suyun içindeyken çözülmüştü. Üşenmeden ayağa kalkıp doğruca mutfağıma ilerledim ve yemek yapmaya koyuldum. Bugün tavuk sote, pilav ve bol limonlu salata yapacaktım.
Dolaptan ve sebzelikten ihtiyacım olanları çıkardım ve soteyi hazırlamaya başladım. Soteyi hazırladığımda pilavı yapmaya başlamıştım, pilavıda bir kaç dakika içinde hazırlayıp kapağı kapadım. Kaynamasını bekledim o kaynaya kadar salatamı yapmaya başladım ve salatamı yağlamayıp tuzlamadan dolaba geri koydum. Bu arada sotem ve pilavımın suları kaynamıştı, onların altını kısıp doğruca hole doğru ilerledim. Holde ufak bir temizlik dolabım vardı ve direkt elektirikli süpürgemi alıp evimi güzelce süpürmeye başladım.
Evim küçüktü ve süpürge işim çabuk bitmişti. Arkasından vilada yapıp tüm işimi bitirmiştim..

Mutfağa tekrardan gidip yemeklerime baktım, olmuştu. Ocağın altını kapatıp duş almaya gittim. Ufak ev işleri yapsamda havanın sıcaklığından terlemiştim, banyoya gidip işlerimi halledip çıktım.
Bir tek saçım kalmıştı saçımdaki havluyuda çıkarıp saçlarımı taradım. İşte artık rahattım.
Havlumu da yerine astıktan sonra tüm işlerim bitmişti ve doğruca mutfağa gidip kendime soframı hazırlamaya koyuldum...

Tek ve yalnız olmama rağmen sabah kahvaltılarını sever ve her zaman kendime güzel bir kahvaltı hazırlardım. Ayıca bu akşam yemekleri içinde geçerliydi...
Eğer kendime kendim bakmazsam kimse bakmazdı; her zaman tektim ve kendimi kendim yenmeliydim..

Bunları düşünürken kendime çok güzel bir akşam sofrası hazırlamıştım. Tek eksiğim salatamdı. Salatamın yağını, tuzunu ve limonunu ayarlayıp masaya koydum.
Tam bardağıma su koyarken kapı çalmıştı..
Bu saatte kimin geleceği düşünerek kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açtım.

Ve şuan kaşımdaki kişi en son bekleyeceğim kişi bile değildi...

NALAN (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin