Yekta'nın söylediği söz herşey baban yüzünden oldu. Sürekli aynı ses kafamda yankılanıyordu. Hayır! Benim babamın ne alakası olabilirdi bu bütün iğrençliklerle.
"Ne saçmalıyorsun sen! Babamın bu durumla ne alakası olabilir!"
"Senin o iğrenç baban ne zannediyordu. Mardin'den kaçtıktan Sonra onları bulamayacaklarmıydı? Aşiretten hem kız kaçırıp hemde birşey olmamış gibi az ileride hayat kurabileceğini düşünmesi zaten baştan başına bir hataydı!"
"Ne Mardin'i? Ne kız kaçırması açık konuş!"
"Ben seni görmemiş olsaydım senin sonun ne olacaktı biliyormusun ya ölüm yada daha iğrenci.."
"Söylediklerin saçmalık inanmıyorum sana. Babam anlatırdı!"
"Kes artık benim babam her yerde seni aradı havin. Dua et onlardan önce ben seni buldum. Bir daha o lanet olasıca babanın adını ağzına alma özellikle ablamın yanında sonunu kendin yazarsın."
"Se..n sen neden bana yardım ediyorsun."
"Bunu da zamanı geldiğin de sana anlatacağım sadece bu kadarını bil. Seni o zindandan çıkardığıma sakın beni pişman etme. Ben duşa giriyorum. Senden aşağı in akşam yemeği için organizasyon yap, yada yapıyor gibi ortada dolaş ne bilim. Ablamla zıt gitme havin planlarımı bozacak hiç bir harekette bulunma."
Neler olduğunu anlamamıştım. Mardin de babamın ne işi olabilirdi. Böyle bir olay olsa bize gerçekten anlatırmıydı? İşler gerçekten çok enteresan hal almaya başladı tek yapmam gereken sabırla beklemekti. Yekta bu kadar öfkeliyken babasını hayal bile edemiyorum. Düşüncelerimi bir kenera bırakarak berzanın odasını aramaya başladım bir alt kata geldiğim zaman bu katta hiç bulunmadığımı farkettim. Katta sadece iki oda bulunuyordu biri mavi biri pembe kapalıydı. Mavi odanın berzana ait olacağını tahmin edip pembe kapıyı açmaya çalıştım ama oda kilitliydi. Tekrar mavi odaya girdiğim zaman tahminim doğru çıkmıştı yektanın bir de kızı mı vardı? Bu düşünce istemeden de beni huzursuz etmişti. Berzan uyanmış küçük çadırın içerisinde oyun oynuyordu oda tam erkek çocuğu için herşey düşünülerek organize edilmişti.
"Misafir kabul ediyormusun?"
"Gelebilirsin havin abla"
"Ne yapıyorsun bakalım?"
"Sizin bağırmalarınızı duydum ve bitene kadar çadırımda oynamaya karar verdim. Babam sana çok mu kızdı?"
"Biz babanla şakalaşıyorduk. Keşke uyandığın zaman yanımıza gelseydin."
"Babam hoşlanmıyor o katta olmamdan bende onu kızdırmak istemiyorum. Beni erken gönderir mardine babaannemle daha çok sıkılıyorum babam uzun zamandır gelmiyor yanıma onu çok özlüyorum."
Demek Yekta ağa Mardin'de yaşıyor. Nasıl bir karmaşa alıyordu olaylar anlattıkları doğru olabilirmiydi. Ahhh saçmalama havin baban sana asla yalan söylemez senden birşey gizlemez.
"Annen nerede berzan? Onu hatırlıyormusun nereye gitti?"
"Hayır onu hatırlamıyorum. Babam anneni bulacağım söz veriyorum dedi. halam da bana sürekli onların masalını anlatıyor ve sonunda mutlaka anneni sana geri getirecek söz veriyorum baban ve annenin aşkı onları hala bir arada tutuyor dedi ama annem sana çok benziyor havin abla. Gözleri, saçları kokusunu bilmiyorum ama emin'im annemde senin gibi güzel kokuyordur havin abla fotoğrafta gördüm onu babamın odasında bir sürü fotoğrafı var. Dedem o odayı kilitli tutuyor annem geri geldiği zaman açacaklarmış. Babam da o zaman eve dönecekmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA SAPLANTI(törenin öfkesi son bulur mu)
Random6. Bölümden sonra hikaye mardin de geçmeye başlayacak aklınızı karıştıracak bir doğu hikayesi Herkes masum olabilir mi? Havin gözlerini açtığı zaman zifiri karanlık oda'da buldu kendisini peki buraya nasıl gelmişti. Bu oda'dan nasıl kurtulacaktı. ...