Sabah gözlerimi açtığımda banyoda kapının arkasında uyuya kaldığımı farkettim. Kasıklarıma giren ağrıyla olanlar aklıma geldi. Herşey dün gece bitmişti benim için. Babam bu olayı duysa gerçekten gelip kurtarırmıydı beni? Ben artık Diyarbakır'a nasıl döner nasıl ailemin yüzüne bakabilirdim. Dün hayallerim umutlarım herşeyimi kaybetmiştim. Yırtık olan gömleğime daha sıkı sarılarak zorla ayağa kalktım. İçeri girdiğim zaman Yekta uyuyordu. Kıyafet alarak hızla odadan çıktım. Berzanın odasına girerek hızla üzerimi değiştirip aşağı indim. Gidecektim buradan. Daha fazla beni burada tutmaya hakkı yoktu almıştı istediğini. Kapıda ki güvenlileri umursamadan dışarı adım attım ve o anda önüme geçtiler.
"Gideceğim bırakın beni!" Beni burada zorla tutamazsınız!"
"Lütfen bizi zor kullanmaya mecbur bırakmayın ve içeri geçin"
"Zor kullanmak mı daha ne yapacaksınız bana daha ne yapabilirsiniz
Yektanın sesini duymuştum ama ona bakmaya cesaretim yoktu."Kızı odama çıkarın!"
"Hayır! Gideceğim ben buradan"
Kolumdan tutarak merdivenlerde resmen sürüklüyorlardı.
"Girmem ben o odaya bırakın beni yalvarırım götürmeyin beni o odaya hiç mi merhamet yok sizde ben size ne yaptım bırakın Allah aşkına bırakın!"
Tabi ki bütün çabam boşunaydı beni odaya sokup kapıyıda üzerime kitlemişlerdi. Yatağın üzerinde ki çarşafta kanı görmemle artık dayanamayacağımı farketmiştim.
Çarşafı hızla yere atarak deli gibi bağırıyordum. Banyoya girerek traş losyonu'nu hızla aynaya fırlattım yere düşen cam parçalarından büyük olanı elime alıp içeri girdim. Yektanın dolabında ki bütün kıyafetleri elimde ki keskin cam sayesinde parçalayarak yırtmıştım. Hırsımı daha fazla alamayarak odada' ki perdeleri yere indirdim ve oda içerinde bulduğum bütün ağır eşyaları cama fırlattım. Odada ki camlarda yere ve aşağı düşerken deri koltuğa oturdum.
Artık hiç birşey umrumda değil. Ne ayağımda ki cam parçaları canımı yakıyordu ne de avuç içlerinde ki akan kanlar. Hiç biri dün yaşadığım acıyı bastırmama yetmiyordu. Hızla kapı açılınca yektanın kokusu almam midemi bulandırmıştı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun!"
"Bana yaşattıkların yetmedi mi? Benim ne günahım var? Ne yaptım sana?"
"Ben dün için senden özür dilemeyeceğim!"
"Zaten senden özür beklemiyorum! Benim yaşadıklarım bir özürle geçmez. Ne yapacağım ben artık ne iğrenç adammışsın sen Berfin'in ismini sayıklayarak zorla bana dokundun sen!"
"Alma onun adını ağzına! Öldürürüm seni!"
"Hadi ne bekliyorsun öldürsene. Sen dün sadece benden bekaretimi değil hayatımı aldın masumluğumu, yaşamımı, ailemi aldın ben artık ne yapacağım nereye gideceğim."
"Ben istemediğim sürece hiç bir yere gidemezsin!"
"Sonra ne olacak peki? Sen isteklerine amaçlarına ulaştığın zaman bana ne olacak!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA SAPLANTI(törenin öfkesi son bulur mu)
عشوائي6. Bölümden sonra hikaye mardin de geçmeye başlayacak aklınızı karıştıracak bir doğu hikayesi Herkes masum olabilir mi? Havin gözlerini açtığı zaman zifiri karanlık oda'da buldu kendisini peki buraya nasıl gelmişti. Bu oda'dan nasıl kurtulacaktı. ...