Bölüm VII

92 9 0
                                    


"Biliyorum, birbirimizi çok fazla tanımıyoruz. Ama ben seni şimdiden kaybetmek istemiyorum. Hayatımın bir parçası, canımın içi. Ay aydınlatıyor ya senin karanlığını. Sende benim ay'ım ol, ve aydınlat hayatımı, zira ben sensiz bir hayat düşünemiyorum. Aysız bir hayat olur mu hiç? Bende sensiz olamam sevdiğim.."

Zehra bir vakit susup gözlerini kaçırmaya devam etti. Baha ise inatla o kirpik dolu yeşil gözlerini Zehra'dan çekmeyince, Zehra iyice kızardı ve sonunda bir cevap vermek zorunda kaldı. Baha umudunu kesmeye başlıyordu, bu kız neden sessizdi bu kadar. Baha çabaladıkça o kaçıyordu sanki. Oğlan gözlerini kızdan çeker, ve kız "Hayatıma hoşgeldin." der. Baha ne diyeceğini bilememişti. İlk defa utanmıştı Baha bir kızdan. Utanan utananaydı sanki.  Her ikiside utanmaya devam edebilirlerdi fakat Zehra'nın eve gitmesi gerekiyordu. Normal şartlarda çoktan evdeydi şimdi.

Zehra eve girmişti, hiç kimse yoktu evde. Neler oluyordu, neden evde hiç kimse yoktu. Zehra hemen annesini aradı, içinde çok kötü bir his vardı. Annesi o'na haber vermeden gitmezdi, hiç yapmazdı böyle. Annesi arayıp Umut'un arkadaşı Berkan'ın ailesini ziyaret etmeye gittiklerini söylemişti. Biraz da olsa rahatlamıştı Zehra. Umut Zehra'nın erkek kardeşiydi. Zehra'dan 1 yaş küçüktü. Abla kardeş gibi değilde, çok yakın arkadaş gibilerdi. Berkanda Zehra'dan hoşlanıyordu, ama Zehra'ya belli etmek istemiyordu. Zehra'nın kardeşi, Umut'un da haberi vardı olanlardan. Hatta o yardım etmeye çalışıyordu Berkan'a, Zehra'ya söylemesini istiyordu o'na olan duygularını.

Baha Zehra'ya mesajlar atmaya başlamıştı, Zehra'nın yanından ayrılalı çok vakit geçmemişti ama şimdiden çok özlemişti Zehra'yı. Zehra çok tuhaf hissediyordu, daha önce hiç yaşamamıştı böyle şeyler. Nasıl davranacağını bilmiyordu. Üstelik annesi de merak etmişti neden geç kaldığını. Anlatmak istiyordu olanları fakat utanıyordu annesinden. Nasıl anlatacaktı ki, Baha'nın yanındaydım diye nasıl diyecekti? Zehra geçiştirmeye çalışmıştı, Ayşe hanım anlamıştı kızının birşeyler karıştırdığını ama sorgulamadı daha fazla.

Umut Zehra'yla Berkan'ı yakınlaştırmak için bir cafe'ye götürmüştü. Hatta, Zehra'nın tatillerde çalıştığı cafe'ye gitmişlerdi. Umut ikisini yalnız bırakmak için lavaboya gidermiş gibi kalkmıştı. Zehra Berkan'ı fazla tanımadığı için konuşmuyordu hiç. Yakın hissedemiyordu kendini ona karşı, Umut'un diğer arkadaşları sanki Zehra'nın kardeşleri gibidir, fakat Berkan başka Zehra'ya göre. Berkan Zehra'ya sorular sormaya başlıyordu. Hatta biraz ileriye de gitmeye başlıyordu. Zehra çok rahatsız olmuştu, o yakınlaşmaya çalıştıkça Zehra uzaklaşıyordu ondan. Berkan neden gelmemişti hala, neler karıştırıyordu bunlar? Bu durum hiç hoşuna gitmemişti Zehra'nın.

Baha Zehra'ya olan özleminden onu ilk gördüğü yere gitmişti, cafe'ye. Elinden gelse her an, her saniye yanında olurdu sevdiğinin ama bu mümkün değildi. Ve sanki Zehra'yı görmüş gibiydi, ama yalnız değildi Zehra. Yanında birini görmüştü, ve hatta yanındaki kişi Zehra'yla fazla yakındı. Hatta yan yana, el elelerdi. Bu olamazdı. Baha ilk defa bir kızı sevmişti, gerçekten en içten duygularıyla hemde. Yapamazdı sevdiği ona böyle birşeyi. Baha'nın başından kara sular akıyor gibiydi. Neye uğradığını şaşırmıştı. Gerçek olamazdı bu.

Te‎وfuk - TevâfukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin