Bölüm XXII

48 5 0
                                    

O kadar şey var ki söylemek istediğim, sormak istediğim. Ancak şu an hiçbiri umurumda değil. Senin bu gözlerin, bu bakışların.. Kokun, en çok özlediğim şey. Sarılır mısın bana? Yaralarımı sarmasan da birazcık sarılayım sana. Buna izin verir misin?

Oğlan sevdiğini kollarına sarar, bütün acılarını unutur. Bir kaç saniyeliğine de olsa..

Zehra Baha'yı kollarının arasına aldığında hissettiği duygu tarifsizdi. Aylardır hüzünlüydü, aklından çıkaramadığı kadın şu an kollarının arasındaydı. O kadını affedebilecek miydi bilemiyordu.

Ben aşk'a olan inancımı annemle babam sayesinde yitirdim. Annemin babama olan aşkı aniden bitmiş. Ben sen hayatıma girene kadar inanmıyordum aşk'a. Sen beni kendime getirmiştin, aşk'a tekrardan inanmamı sağlamıştın. Herkese karşı duvarlarım vardı benim, ancak sen o duvarı yıkmayı başarmıştın. İlk defa birine olan güvencim tamdı. Sen ise benim sana olan güvenimi yıkıp gittin. Bu saatten sonra kime güvenebilirim ki ben? Annemle babama olan güvencim yok benim, kime güvenirim ben bu saatten sonra?

"Hiç kimseye izin vermemiştim, sen hariç. En çok yaralayanda sen oldun be Zehra'm. O yapmaz, sevdiğim kadın yapmaz dedim. Sen benim ördüğüm duvarları yıktın. Onunla yetinmeyip, beni paramparça ettin. Canimi o kadar yakmana rağmen, seni sevmeye devam ettim ben. Her şeyimdin benim, sevdiğim ilk ve tek kadındın. Hayatıma bir suru kızın girmesine rağmen, ilk ve tek aşk'ım oldun. Hemdem'im oldun zamanla.."

Annesi tarafından terk edilmiş, sevip sevilmediği muamma bir çocuk.

Sevdiği kadın tarafından terk edilmiş bir adam. Terk edilmesine dayanamayıp 3 yaşındaki oğlunun gözünün önünde hayatını kaybeden bir adam.

Bunun üzerine dedesinin yanında büyüyen bir çocuk.

Böyle bir çocuğun nasıl aşık olmasını beklersin ki?

"Hayat'a 1-0 yenilgiyle başladım ben. Tamam, varlıklıydı dedem, fakat anne ve baba sevgisini hiç tatmadım ben." diye devam etmişti Baha hikayesini anlatmaya. Zehra sessizliğe bürünmüştü. "Ben her 'anne' diye ağladığımda yanıma koşan annem değil, dedemdi. Her 'anne' diye ağladığımda dedeme karşı hissettiğim o suçluluk duygusunu hiçbir zaman anlayamayacaksın Zehra'm. Biliyorum, sana anlatmam gerekirdi, fakat beni de anlamaya çalış, ben ailem hakkında konuşmayı pek sevmem. Seni de uyarmıştım bu konuda. Denedim, sana anlatmayı denedim. Hem de defalarca. Bunu sende biliyorsun. Ne olur beni suçlama.."

"Abla? Zehra!" diye bağırıyordu Umut. "Bağırmasana lan, geldik işte." diye bir ses daha geliyordu. Esrarengiz kişinin kim olduğunu az çok tahmin edebiliyordu Zehra. "Ah be Umut, tahmin ettiğim kişi olmasın yanındaki." diye içinden geçirdiğini zannediyorken birden ağzından o kelimelerin çıktığını Baha'nın sinirli bakışlarından anlamıştı Zehra. Zehra kendini affettirmeye çalışırken, Baha'yı kardeşinin sinirlendirmesi, hatta çıldırtması hiç iyi olmamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Te‎وfuk - TevâfukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin