"Zamandaki gerçeklik, varlığın şimdiki anında yani vaktinde gizlidir."
Zaman: 2015.Saat:13.00
Yer: Türkiye 🇹🇷
Mekân: Marmara (Türk) Denizi. Sualtı Araştırma Laboratuvarı
Öğle saatlerinde kurulun verdiği karar üzere, on üç kişiden oluşan bir grup, belirtilen mekâna gelmişti. Sahile sıfır, pek şatafatlı olmayan bu lokantada gelişi güzel masalara yerleştiler. Sivil giyinen bu ekip bir turistik gruba benziyordu. Birbirinden farklı simalar, bir süre sonra gelen talimat üzere, lokantanın içten merdivenlerinden bodrum katına indiler.
Lokantanın sahibi önlerine geçerek, yemek yaptığı tezgâhı bir şeyler arar gibi eliyle yokladı. Aradığını bulduğunda elini sabitleyerek içine doğru itti.O sırada arada küçük bir boşluk oluşmuştu ve bölmeyi havaya kaldırdığında aşağıda parlak metal zemin göründü.
Tezgâhın altında gizlenen duyar sistemine işaret parmağını okuttu.Dokunduğunda aktifleşen zeminden mavi ışıklar çıkarken zemin iki yana doğru açılmaya başladı. Aslında sadece bir lokanta sahibi olmadığı anlaşılan kişi, kapıyı açıp geri çekilerek bekleyenlere yol açtı.
Herkes aşağı doğru art-arda uzanan bu merdivenleri indikten sonra, lokantacı bölmeleri kapatıp tezgâhı eski haline çevirip yukarı çıktı. Ekip üyeleri merdivenlerden geçerek genişçe bir koridora geldikten sonra giriş yapmaya başladılar. Teknolojinin gelişmiş olmasına rağmen herksin elinde kendine ait eski metalden yapılmış farklı şekillerdeki giriş kartları mevcuttu.
Üzerlerinde biri diğerine benzemeyen anlamsız şekiller vardı. Kartlar barkod cihazı gibi bir şeye okutulduktan sonra grup asansör girişine benzeyen kapılardan içeri geçtikler ve onları beyaz önlüklü iki insan karşıladı.
İçerisi sıhhi, serin ve göz yorucu derecede aydınlıktı. Tarama yapılması için önlerindeki camdan yapılmış üstüvane(silindir) şeklindeki dolabı andıran bir cihazın içine girdiler.
Mavi lazer ışığıyla tarama yapılıyor, dolap otomatik şekilde döndüğünde odanın iç kısmına açılıyordu. Herkes sonunda tavanı yüksek geniş bir salona girip, büyükçe beyaz ovâl masada isimlerinin yazıldığı yerlere bir-bir oturdular. Bütün üyeler yerlerini almış, masanın başındaki koltuk sahibini bekliyordu.Nihayet kapı iki yana açılınca uzun boylu, gri saçlı siyah takım elbiseli heybetli bir kişi içeri girdi. Boş olan koltuğa oturup ekibi tamamladı ve gür sesiyle konuşmaya başladı.
-"Hoş geldiniz. Davetimize icabet ettiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim" dedi. "Neredeyse yaklaşık yirmi senedir elimizdeki parçaları birleştirerek, doğru şekilde kullanabilme üzerinde çalışıyoruz.Biliyorsunuz, zor zamanlar atlattık. Ağır kayıplar yaşadık.
Ama buna rağmen,pes etmeden yaptığımız deneyimlerimiz meyvesini verdi ve tarih bize gizeminden bir parçasını gösterdi. Üçüncü operasyonumuz da başarıyla tamamlanırsa, yeniden dünya düzenini sağlayarak olumlu adımlar atacağız.
Mazluma yapılan zulme, kardeşi kardeşe düşman eden sisteme, kanları akıtılan masum çocuklara, insanlığa zarar veren bu korkunç hiyerarşiye dur demek için büyük, tehlikeli ve son derece gizli bu projeyi ömrümüz vefa ettikçe sürdüreceğiz" dedi İsmail İnanç.
İsmail İnanç: "Adnan Menderes Üniversitesi Mühendislik Fakültesini birincilikle bitirdi. Teknoloji üretimdine ve özellikle silah tasarımıyla alakalı birbirinden farklı projeleri olan İnanç,askerliğinin son zamanları Kıbrıs Harekâtına denk gelmiş ve keskin zekâsındansebep bu operasyona dâhil olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKVİM
Fantasy"Aklını mı kaçırdın ?" diye hışımla sordu Cemşit."Ver künyeyi bana.." "Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş"diye cevap verdi Katâde. Katâde;süvari demek.Onun belirgin özelliği plancılıktı.Hayatının her alanında planlı haraket etmek..Belirsizlikten...