TAKVİM

MAZİ

Yüzü geleceğe dönük olarak geçmişi hatırlayan kişi nereye gittiğini çok iyi bilir...

Öylece hareketsiz yatan bedeni hafifçe kıpırdamaya başladı. Burada ne zamandan beri baygın yattığını bilmiyordu. Gözlerini açınca labirentteki alacakaranlığı aydınlatan gri ışığın kendisine doğru yaklaşmakta olduğunu gördü.

Buğulu gözleri gelen kişiyi seçmeye çalışıyordu.
Işık yaklaştığında dudakları son derece güzel ve beyaz dişli biri başucuna yanaştı.
-"Katade.. Katade duyuyor musun?"
Maryam.. seslenen Maryamdı.
Kendini toparlamaya çalışan Katade "Ne oldu?" diye sordu.
Maryam rahatlarcasına bir anlık gülümsedi.
- "Şimdilik bir şey yok" diye yanıtladı. Ölmediğine göre künye korumaya almış olmalı.
-"Ölmediğime göre" diyerek anlamsızca baktı Katade. Bir şeyleri hatırlar gibi "Ha evet, vurulmuştum" dedi. "Adam nerde?"

Doğrulmaya çalışırken aniden başı döndüğünden sendeledi. Bunun üzerine Maryam onu tutup dizine yatırdı.
-"Acele etme" dedi "Başından darbe almış olabilirsin" 
Katade'nin başı Maryam'ın kucağında olduğundan yorgun gözlerle onu süzüyordu. Yüzüyle boynunda hoşuna gitmeyen hafif morlukları gördü.
-"İyi misin?" diye sordu
-"Evet" dedi Maryam "Sadece adamın dövmelerini düşünüyorum"
-"Dövmelerden hoşlandığını bilmiyordum" diyerek gözlerine bakarken imayla sırıttı.
Maryam'ın yüzünde tuhaf bir ifade belirmişti ve kaşlarını kaldırarak "Yani ne anlama geldiğini düşünüyorum" dedi. Sesi vurgulu çıkmıştı. "Teşkilatlarının Logosu gibi geldi. Daha önce de rastlamış gibiyim"
Dalgın ifadeyle "Evet" dedi Katade. "Teşkilat logosu" diye mırıldandı anlamsızca.

Aslında şuan hiç bir şeyi tam olarak düşünemiyor, sadece Maryam'la bir arada, başı onun dizinde olmanın bilincine ermek, bu duygunun tadını çıkarabilmek çabasındaydı. Bu duyguları hissettiğini kızda bilsin istiyordu.

Bir süre sonra daha iyi olduğu kanısına varan Maryam Katade'yi doğrultup oturttu.
- "Teşekkürler" dedi
- "Teşekküre gerek yok" diye cevap verdi Maryam.
- "Nasıl oldu da gelmene izin verdi"
- " İzin istemedim" dedi tepkisizce. "Bunu sonra konuşalım olur mu, eğer kalkabilecek gibiysen çıkalım buradan."
Zorlansa da ayağa kalkarak yavaş adımlarla labirentin çıkışına doğru ilerlediler.
- "Aslında normal şartlarda bu kadar kısa sürede kendine gelmen   imkansız" dedi Maryam. "Ama künyenin suni aura kalkanı vücudundaki değerleri etkilemiş."
- "Suni kalkan?"
- "Kullandıkça anlayacaksın"

Taştan hücrenin olduğu kısma geldiklerinde Katade hala gayrı ihtiyarı arkasına bakıyordu. Adamın nasıl ortadan yok olduğunu anlayamıyordu.

O sırada Maryam asma merdivenden nehre doğru inmeye başlamıştı bile. Katade'de ardından nehre inip hücrenin dışına yüzerek kapıyı kapattı.

Geldikleri gibi alt geçide yüzüp oradan nehre çıktılar. Sudan başını çıkaran Katade biraz soluklanmak istediğini söyledi. Bedeninin yediği elektroşoktan sebep başında ağırlık hissediyordu. Biraz dinlenip karaya doğru yüzdüler. Sudan çıktıklarında etraf karanlıktı ve sessizliği uzaktan gelen gürültü bozuyordu.

Zaten Cemşit'in aldığı tedbir olmasaydı onları şimdi üniformalı militanlar bekliyor olabilirdi. Bir taşla iki kuşu vurmuştu Cemşit. Onların üzerine devrimcileri ve görevlileri çekerek rahat kurtulmalarını sağlamıştı.

Anlaştıkları üzere Çemşit'in beklediği yöne doğru yürürken eşyalarından süzülen sular adımlarına karışıyordu.
İleride karanlık tenha bir yerde oturan Cemşit onları görünce ayağa kalktı. Katadey'le Maryam ona doğru yürürken birden Maryam'ın karnı guruldadığında utanarak hemen ellerini karnına götürdü.
Katade istemsizce tebessüm etse de, duymamış gibi bozuntuya vermeden Cemşit'e el salladı. Utandığını fark etmişti.