Yeni şarkı sözlerini Aniase'nin ellerine bıraktım. Gözleri parladı. Hemen okumaya başladı.
"Güzel... Çok güzel." Takdir dolu bir ifadeyle sözleri ikinci kez okudu. "Tebrikler Karien. Gerçekten çok güzel. Okuduğum anda aklımda bir melodi oluştu bile. Bu şarkı ses getirecek inanıyorum ki!"
Boş boş yüzüne baktım. O ise bana bakmıyor, büyümüş gözlerle kağıttaki şarkı sözlerini okuyordu.
Tadım tuzum yoktu bugün. Yazdığım her şiiri Aniase'nin ellerine bıraktığımda hissettiğim iğrenç duyguyu hissediyordum. Hatta parçanın karşılığında parayı aldığım anda bir süre evden çıkmayacağımı iyi biliyordum. Sonrası hep tekrar ettiği gibi olacaktı. Birkaç gün sonra evden çıkıp gizlice Feris'i görmeye gidecektim ve biraz daha iyi hissedecektim kendimi. Bu devran böyle dönmeye devam edecekti.
Aniase şarkıyı mırıldanmaya başlamıştı bile. Beğenmediği yerde durup baştan alıyordu.
Onu ilhamıyla baş başa bıraktım. Hiç bir şey demeden usulca evinden çıkacaktım ki peşimden kapıya geldi."Karien nereye? Daha yeni gelmiştin."
"Sözleri teslim etmeye gelmiştim. İşim bitti, gidiyorum."
Kolumdan tuttu. "Hazır gelmişken kalsaydın bu gece bari. Barbekü yapardık diye yani."
Nazik olmaya çalışarak kolumu elinden kurtardım. "Midem rahatsız biraz, başka gün yaparız. Ben gideyim."
Yine tam sırtımı dönecekken yağmurluğumun yakasından tuttu. Haddinden fazla yakındı. Sigara ve naneli sakız kokulu nefesini solumamak için nefesimi tuttum. İhanet gibiydi.
"Tamam barbekü yapmayız o zaman. Yapacak başka bir şey bulurum ben, merak etme. Bu gece kalsan ya, olmaz mı?"Çok yakınımdaki yüzüne bakmamak için bakışlarımı siyah kaşlarına tezat oluşturan platin sarı saçlarına çevirdim.
"Bu gece benimle kal Karien."
İtiraz etmek için ağzımı açtığımda bir camın gürültülü kırılma sesiyle yerimde sıçradım. Aniase de korkup elini üzerimden çekmişti. Feris'in annesi koridorda elindeki tepsiyi yere düşürmüştü. Birkaç fincan yere düşmüş ve kırılmıştı."Ben, ben çok özür dilerim. Hemen topluyorum."
Utançla gözlerimi yumdum. Feris'in annesi Aniase'yle yattığımı falan düşünmemişti umarım. Yanaklarımı ateş basmıştı.
Aniase'nin keyfi kaçmıştı. Yüzünü asarak kollarını göğsünde birleştirdi. Ben de o sırada Feris'in annesinin yanına eğilmiş camları toplamasına yardım ediyordum. Cam parçalarını tepsiye koyduktan sonra kadın alelacele bir teşekkür edip kırmızı yanaklarıyla mutfağa gitti.
Aniase hala kapı önündeydi. "Kalıyor musun?" Sesi az önceki gibi beni büyülemeye çalışırcasına çıkmıyordu. Ferisin annesine sinirlenmiş olacak ki sesi kulağa sinirli geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERİS
Science FictionÖlümsüzlükten kurtulmak için ölümsüz olmadığı yıllara yolculuk eden bir adam ve peşinden sürüklenen sevdiği kadın... Fakat çocuk oldukları yıllara döndüklerinde bedenen de çocuk olmanın nasıl bir his olduğunu tahmin edemezlerdi. Geçmişi hoyratça de...