Gecede Ben

Afedersiniz

Multimedya: Ayaz
Sizce yakışıklı mı?
;) İyi okumalar!!

"Hadi Doğa!"
"Geliyorum!!"diye seslendim aşağıya doğru.
Derin ve Esin gelmiş ve beni sabahın köründe uyandırmışlardı.Ela ve Sinem'de sahilin yakınlarındaki bir kafede bizi bekliyorlarmış. O yüzden de beni uyandırmışlardı!
Kot şort ve beyaz tişört giyip saçlarımı tepeden toplamıştım.Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra da aşağı indim.
"Doğa ne bu halin!"
"Ne var halimde?"
Derin yüzüme bakıp
"Hiçbir şey yok!"dedi ve Esin'e döndü.Esin'de anlamış olmalıydı ki sırıttı.Sonra odama çıktık ve beni sandalyeye oturtup makyaj malzemelerimi kurcalamaya başladılar.En sonunda bir şeyler seçip yanıma gelmişlerdi.
Kıyafetime uyacak günlük bir makyaj yapmışlardı.Tamam kabul ediyorum güzel olmuştum ama makyaj yapmak istemiyordum.
"Çok güzel oldun!!"
Derin cırlarken bende giymeyi unuttuğum beyaz spor ayakkabılarımı giyiyordum.Almayı unuttuğum telefonumun arkasına para koydum ve cebime soktum.Çanta taşımayacaktım.
"Hadi gidelim."dedim ve evden çıkıp sahile doğru yürümeye başladık.Derin Sinem'i arayıp yerlerini sorarken Esin eski bir arkadaşıyla konuşuyordu.Ben ise...boş boş duruyordum.
Derin yanıma gelip kafenin adını öğrendiğini söylerken Derin'in yüzüne bakarak yürüyordum o sırada bir şeye çarptım.Kafamı çarptığım şeye çevirdiğimde siyah bir tişört görmüştüm.Kafamı kaldırdığımda da çatık kaşlarıyla beni izleyen bir adam...
Derin ve Esin bizi izlerken ben hemen geri çekildim ve konuşmaya başladım.
"A afedersiniz." Kekelemiştim! Çocuğun kaşları eski haline dönmüştü ve konuşmuştu.
"Önemli değil." Tanışma ihtiyacı hissedip elimi uzattım.
"Ben Doğa" Uzattığım elimi sıkıp adını söyledi.
"Ben de Ayaz."
                                      ***
"Ne?!"
"Evet çocuğa çarptım sonra da adımı söyledim..."
"Sonra ne oldu?!"
"Sinem bir susarsan anlatacağım."
"Tamam tamam."
"Sonra o da adını söyledi..."
"Neymiş?!"dedi ve sonra susması gerektiğini hatırlayıp boğazını temizledi.
"Sen devam et."
"Adı Ayaz'mış."
"Ama çocuğu bir görseniz."dedi Derin.Esin de ekledi.
"Taş gibi diyeceğim diyemiyorum çünkü taş!"
Buna benzer konuşmalar yaptıktan sonra da kahvaltımızı yaptık.Kahve içtikten sonra da evlerimize dağıldık.
Eve geldiğimde kendime yeşil çay demleyip kupama koydum.Çayımı alıp odama çıktım ve sosyal medyada gezindim.Ben telefona bakarken saatin 16:09 olduğunu gördüm.Geç olmuştu.
Güçlü'yü severken daha önce izlediğim ama sevdiğim bir film açtım.KARANLIK SULAR...
***
Sabah erkenden kalkıp sahile gitmiştim.
Eşyalarımı kumsala koyup denize girdim.
Denizde sadece ben vardım.Denizin yakınlarında kafeler olduğu için insanlar vardı.
Ama denizde sadece ben vardım.Biraz derinlere doğru yüzdüm.Biraz daha derinlere gidecekken kolumun tutulduğunu hissettim.Kafamı çevirdiğimde kolumu tutan kişinin Ayaz olduğunu gördüm.Ona baktığımda gülüyordu.
"Korktum!"
"Çok mu korktun."
"Evet!"
Bana gülerek bakıyordu.Çarpışmamızın üzerinden bir hafta geçmişti ve biz samimi olmuştuk.Arkadaştık.
"Sen beni nasıl gördün?"
"Görürüm ben."
İkimizde birbirimize bakarak gülüyorduk.
"Suratın çok komikti!"
"Tahmin edebiliyorum!"dedim ve ikimizde kahkaha atmaya başladık.Gülmeyi bırakınca da konuşmaya başladım.
"Yüzelim mi?"
"Yüzelim."
Derinlere doğru yüzüp geri döndük.Benim havlum vardı ama onun yoktu.
"Al."dedim havluyu ona uzatırken.
"Olmaz sen üşürsün kurulan."dedi.
"Al"diye ısrar ettiğimde elimdeki havluyu alıp omuzlarıma bıraktı.Havluyu ona uzatmak için çıkarırken arkadan sarıldı ve kollarımı tuttu.Havlu da omuzlarımda kalmıştı.
O gülerken ben de gülüyordum.Mutluydum ama sanki fazlalık bir duygu hissediyordum...

Bölümün devamı istiyorsanız yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın!
:)