Thirteen

2.1K 202 19
                                    

Okul zili çaldığında elindeki defteri hızla kapatıp sırasına doğru esnedi. Yorgunluktan çatlayan başını tutarak sınıfına gelen Jimin'e gülümsedi. Jimin yanına oturup çantasındaki kitapları sıraya döktü.

"Bunlar yeterli mi?"

"Ah, tabii."

Aniden gelen soru karşısında Jungkook afalladı. Çantasını düzenlerken Jimin'in meraklı bakışlarını üzerinde hissediyordu. Gülümseyerek duvara asılı kırmızı saate baktı. Okulun kapanış saatinin yaklaştığını görür görmez ayaklandı. Jimin'de onu takip ediyordu. Arabasını getirmediği için ilk kez mutluydu. Jiminle konuşma fırsatını yakalayacaktı.

Yürürken ayakkabıların yere sürtmesiyle çıkan taşların sürekli sürüklenme sesi kulağa hoş geliyordu.

"Jimin sevgilin var mı?"

Jungkook hızla konuşmaya atıldığında Jimin hıçkırmaya başladı. Jungkook böyle olacağını baştan kestirdiği için  çantasından daha hiç içmediği suyunu alıp ona uzattı. Jimin teşekkür edip geri verdi. O şişeyi saklamayı planlıyordu.

"Hayatımda biri varsa ne yapacaksın?"

"Hiç, öylesine sordum." dedi kapşonunu önüne daha fazla çekerek. Jimin ayak adımlarını yavaşlattı ve birden durdu. Jungkook onunla beraber dururken başını kaldırıp ona baktı.

"Kimseye söylemeyeceğine söz verirsen söylerim."

Jungkook sakince başını salladı.

"Aslına bakarsan birinden hoşlanıyorum, Jungkook." dedi gözlerine doğru bakarken. Jungkook düşüp bayılmamak için kendini zor tutuyordu.

"Bu sır olarak kalsın. Olur mu? Çok utanç verici."

Kızaran yanaklarının içini kemiriyordu. Jungkook kaşlarını hafif eğerek onu başıyla onayladı. Evlerine yaklaştığını gördüğünde Jimin'e onu biraz beklemesini söyledi. Koşar adım çantasının iplerine tutunarak ilerledi. Jimin yanaklarını şişirip onu beklemeye koyuldu. Çok vakit geçmeden Jimin'in yanına geldi. Elinde siyah poşet nefes nefese arkasından itekledi.

"Hadi girelim. Hava soğudu."

Kapıyı anahtarla açıp ona yol verdi. Neyse ki evin sıcaklığı dışarının soğukluğunu kapatıyordu. Montlarını çıkarıp askılığa astılar ve çalışma odasına yöneldiler.

"Jungkook, lavabo nerede acaba?"

"Kapı girişinde hemen sağda."

"Teşekkür ederim."

Jimin garip bir şekilde bugün çok teşekkür etmişti. Jungkook gülümseyerek evinde Jimin'in olduğuna inanamayacak nidalar çıkarıyordu ağzından. Sevincinden ne yapacağını şaşırmıştı. Telefonu titremeye başladığında sırası mı şimdi? Diyerek iç geçirdi.

Çilekli_süt: Jungkook geçen günkü bara gel. Sana vereceğim bir şey var.

Jeonjungkookie: Üzgünüm. Daha önemli işlerim var.

Çilekli_süt: Benden önemli işlerin var demek ha? Ne oldu Jimin'e sevdiğini söyleyemedin mi, utangaç tavşan 🐰

Jeonjungkookie: Bay J, şu ana kadar yardımların için gerçekten minnettarım ama gerisini bana bıraksan mı?

Çilekli_süt: Pekala. Sen gelmezsen ben gelirim.

Jeonjungkookie: Ne, hayır!

Jeonjungkookie: Ne, hayır!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
 Çilekli Süt  - Yarı Texting - || Jikook ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin