Johnny
"Biraz çabuk olabilir misiniz?"
"Evet acil, teşekkür ederim."
Aramayı sonlandırıp elimdeki telefonu koltuğun üzerine bıraktım, Jaehyun hâlâ hiç kıpırdamadan oturuyor ve üzerindeki pijamanın kollarıyla oynuyordu. Derin bir nefes alıp oturma odasındaki büyük balkon kapısının önüne ilerledim. O bana bir şey söylemedikçe içimdeki suçluluk hissi büyüyor ve vicdanımı ele geçiriyordu. Boğazımdaki kravatı genişletmek için çekiştirdim ve elimi balkonun plastik pervazına yasladım,
"Dinle, özür dilerim tamam mı? Seni incitmek istemiyordum amacım sadece konuşmaktı ancak-"
"Önemli değil Johnny sadece biraz yalnız kalmak istiyorum."
"Gideceğim zaten ama önce halletmem gereken bir şey var."
Başını yavaşça dizlerine yaslayıp duvarları izlemeye başlaması bana gidişimin onun moralini bozduğunu düşündürüyordu. Muhtemelen kafası karışıktı ve ne yapması gerektiğini bilemiyordu, beni affetmek veya terk etmek arasında gidip geldiğini düşünüyordum bu yüzden kararını etkilemek için yeniden konuşmaya başladım,
"Bak Jaehyun, seni seviyorum. Çoğu zaman pisliğin teki gibi davransam da seni sevdiğimi biliyorsun. Seni nasıl ikna edebilirim bilmiyorum ama- seni kaybedemem işte.""Ben senin hayatında etkisiz birisi gibiyim zaten Johnny. Herkesin hayatında öyleyim. Üstelik senin bir ailen var ve belki de beni sadece sevdiğini sanıyorsun. Bunu söylemek benim için kolay sanma sakın ama belki de sen hâlâ Ten'e aşıksın, yalnızca ona o kadar sinirlisin ki beni kullanarak kendine de, ona da acı çektiriyorsun. Ama ne derler bilirsin, kötü günler insanları birbirine bağlarmış-"
Jaehyun gülümsemeye çalıştı ancak yüzündeki ifadeden acı çektiğini anlayabiliyordum.
"İşe bak, sanırım en sonunda bir işe yaradım çünkü birbirinizin kıymetini anlamış gibi görünüyordunuz."
"Bebeğim öyle bir şey yok inan bana. Ten benim için artık eski bir anı yalnızca, sana bin kez söyledim. O anda acı çekiyordu ve ona sırtımı dönemezdim."
"..."
"Jaehyun?"
"Hm?"
"Jaehyun seni kaybedersem ben biterim anlıyor musun? Seninle tanışmadan önce nasıl bir adamsam öyle bir adam olurum, yalnızca sabah akşam çalışan, nefes alan ve hiçbir şey hissetmeyen bir adam. Ruhu çoktan öldüğü halde öleceği günü bekleyen bir adam..."
"Öyle söyleme-"
"Bunlar gerçekler Jaehyun, ben seni kaybedemem güzelim."
"Bilmiyorum Johnny sanırım bu sefer biraz düşünmeye ihtiyacım var."
"Ne demek o?"
"Seninle olmak için kendimden çok şey çaldım ve şimdi onları yerine geri koymak istiyorum. Öyle ki bazen seninle tartıştığımız zaman suçlu olmadığım halde suçu kendimde aramaya başladım bu yüzden biraz yalnız kalmaya ve düşünmeye ihtiyacım var."
"Nasıl bir yalnız kalmak bu?"
"Bilemiyorum bu evde yaşamaya ve okuluma gitmeye devam edeceğim, seninle görüşmeye de öyle ancak birbirimize biraz alan bırakmalıyız bence."
"Seni başıboş bırakmamı mı istiyorsun?"
"Nasıl söylemek istersen öyle."
"Jaehyun buna gerek yok. Buna hiç gerek olmadığını biliyorsun."
"Bu benimle ilgili bir şey ve karar vermesi gereken de benim. Kendime biraz olsun saygı duymaya başlamam için kendi ayakalarımın üzerinde durmayı öğrenmeliyim ve sanırım önce kendime bir iş bularak başlayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faces - johnjae
Fanfictionkusursuz bir aile, kusursuz bir aile olmaktan ne kadar uzak olabilir?